Kişinin yaşam biçiminin, söz ve eylemlerinin cinsiyeti üzerinden sorgulanması; eleştirilmesi ve tepki verilmesi gereken bir durum. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak daha özgür ve mutlu bir dünyada yaşamak isteyen herkes için bir görev. Bu görevi yerine getirmede en önemli ve en zor adım kendi düşünce dünyamızdaki cinsiyetçi bakışı yıkabilmek.

Bir süredir sosyal medyada “erkekler yerini bilsin” etiketiyle yayınlanan mesajlar görüyoruz. Oldukça yaratıcı ve çarpıcı içerikteki mesajlar, cinsiyete dayalı ayrımcılığın dilimizde nasıl yer ettiğini, düşünce dünyamızda yatan cinsiyetçi bakışın dilimizi nasıl etkilediğini gösterdi. Kadın için söylendiğinde rahatsız edici gelmeyen, bazılarımız için normal ve hatta doğru kabul edilecek sözlerin erkekler için söylendiğinde tuhaf, komik, saçma ve hatta rahatsız edici hale geldiğini gördük.

Cinsiyetçi bakış açısını tersinden gösteren bu mesajları okuyunca Orhan Kemal’in 1968 yılında Pardon isimli mizah dergisinde yazı dizisi olarak yayınlanan, 1986 yılında roman olarak basılan Tersine Dünya isimli eseri aklıma geldi. Orhan Kemal romanında, erkek egemen dünya anlayışına tersten bakıp bu anlayışın ne kadar saçma ve korkunç olduğunu mizahla göstermişti. 1993 yılında Ersin Pertan tarafından filme de çekilen romanda, kadın erkek ilişkilerinin tersine döndüğü bir dünyayı bize anlattı. Bu dünya; cinsiyete dayalı ayrımcılığa muhatap olan, kadınlar tarafından ezilen erkeklerin sınıf atlama hayallerinin gerçekleşmediği, ezilen erkeğin de ezen kadının da yoksul olduğu bir dünyadır.

Orhan Kemal’in romanında tarif ettiği tersine dünyada da sosyal medyada yayılan “erkekler yerini bilsin” etiketli mesajlarda da gösterilmek istenen gerçek aynı aslında. Bu gerçek; kadın ve erkek ilişkisini birinin diğerine karşı güç kullanması, baskın olması temeline oturttuğunuz zaman güçlü olan tarafın kadın veya erkek olması arasında bir farkın olmadığıdır.

Birinin diğerini sömürdüğü, hayatını egemenliği altına aldığı, cinsiyeti nedeniyle aşağılayıp ayrımcılığa tabi tuttuğu her dünya kötüdür. Böylesi bir dünyada; yoksulluk, mutsuzluk, sömürü ve baskı vardır. Üstelik bu sömürü ve baskı sadece zayıf taraftaki cinsiyet için değil baskı uygulayan cinsiyet için de geçerlidir.

Unutmamak gerekir ki; Tersine Dünya’da ve “Erkekler Yerini Bilsin” etiketli mesajlarda çoğu kez yüzümüzde bir gülümsemeyle okuduğumuz sözler, bu ülkenin kadınları için acı gerçeklerdir. Türlü bahaneler, kalıplaşmış cinsiyetçi bakış ve düşünceler nedeniyle; öldürülen, tecavüze uğrayan, eğitimi ve kariyeri engellenen kadınlar için yaşananlar mizah değil, gerçekliğin ta kendisidir.

Öyle olduğu içindir ki mizah diliyle yüzümüze vurulan cinsiyete dayalı ayrımcılıkla kararlı şekilde mücadele etmeyi, kadını ve erkeğiyle özgür bir toplum kurma düşlerimizin gerçek olması için çalışmayı sürdürmeliyiz. Kadının özgür olmadığı bir dünyada erkeğin de özgür olamayacağını daima aklımızda tutmalıyız.

İster tersine ister düzüne olsun sömürünün olduğu hiçbir dünya bizim özgür ve mutlu dünyamız olmayacaktır.