Türk Siyasi tarihinde kimi isimler adını altın harflerle yazdırmıştır. Örneğin Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman bunlardan sadece ikisidir. Bu gibi isimlerin önemiyle alakalı olarak da geniş bir mutabakat vardır. Fakat konu Cumhuriyet tarihindeki isimler olduğunda, anılacak isimler üzerine ideolojik tartışmalar artar. Birine iyi diyen ötekine kötü der.

Örneğin Adnan Menderes ve-veya Turgut Özal bu gibi isimlerdendir. Benzer biçimde Bülent Ecevit ve Süleyman Demirel için de aynı eğilim göze çarpar. Özal’a iyi diyen, ihtimal odur ki Ecevit’i anmayı reddedebilir. Lakin bu isimler bir yana Cumhuriyet dönemi Türk siyasi tarihinde öyle bir isim vardır ki, duruşu – tutumu – kişiliği ile toplumun genelinin kabulünü – takdirini almıştır. Ona oy verenler ya da vermeyenler fark etmeksizin, insanlar onu takdir etmiştir.

Bu kişi Erdal İnönü’dür. 6 Haziran’da yani henüz daha yeni, doğum günü kutlanan İnönü, Türk siyasi yaşamına kattıklarıyla adından söz ettirmeyi bilmiş, ölümünden yıllar sonra da yaş günü vesilesiyle çeşitli ortamlarda anılmıştır.

İnönü’nün siyasal önemini, başka bir ifadeyle onun siyasi pozisyonunu konunun uzmanlarına bırakmak ise benim için en doğrusudur. Fakat bir siyasi okur-yazar olmaya çabalayan benim için, onu burada anmak gereklidir. İnönü, duruşu ile aslında erken bir çıkıştır. O, modernleşme süreci sekteye uğrayan Türkiye’ye bir elli yıl sonra yani şu günlerde gelseydi daha kıymeti bilinecek bir figür olabilirdi. Zira İnönü aslında tam olarak şuan için gerekli olan bir duruşu, erken göstermiş ve bu nedenle de hak ettiği ilgiyi yeterince bulamamış bir siyasetçidir. Çünkü onun dönemi, şehirlere yoğun göçün aktığı ve köy – kent dengesinin kent lehine hızla değiştiği dönemdir. Bu değişim ise Cumhuriyetin ilerici ama dar kesime hitap edebilen modern kültürünü alt üst etmiştir. İnönü ise bu modern ilerici kesime hitap edebilecek bir figür olmuştur hep. 

Bu durum bir yana, günümüzün değişen dengelerinde işte şimdi İnönü gibi liderlere ihtiyaç artmaktadır. Artık siyaset değişmekte, kentler tekrardan sivil toplumu ile modernizme koşmaktadır. Bu ahval içinde de Erdal İnönü gibilerin umarım sayıları artar, gün yüzüne çıkarlar. 

Bu vesileyle de Erdal İnönü’yü daha iyi anlamanın gerekli olduğunu hatırlatmak sanırım en doğrusudur. Bu nedenle de değinilmesi gereken çok değerli bir çalışma vardır. Genç meslektaşım Şavgu Aydın’ın kaleminden çıkan ‘Türk Siyasal Yaşamında Erdal İnönü’ başlıklı eser, İnönü’nün siyasi mücadelesini detaylı ve bilimsel bir tarzda okura sunmaktadır. Adım adım yolcuğunu anlatmaktadır. Bunu yaparken de dönemin önemli siyasileri; Demirel ve Özal gibi diğer kritik isimleri de Erdal İnönü’nün mücadelesinde işlemektedir. Böylelikle bize kapsamlı bir İnönü siyasi yürüyüşünü açıklar. Sonuç bölümünde ise altını çizdiği gibi, İnönü, CHP’yi ortanın soluna taşıdığı ya da en azından buna çabaladığı için ayrıca önemlidir.

Sonuç olarak Aydın kaleme aldığı eser ile Erdal İnönü’nün babasının yani Milli Şef İsmet İnönü’nün gölgesinde başladığı yaşamında, babasının gölgesinden kurtularak kendine has bir duruşu sergileyebildiğini bize gösterir. 

Bu vesileyle de Erdal İnönü’yü tekrardan anarken, büyük işler yapan siyasilerin çocuklarının Türk siyasetinde pek başarılı olmadığını hatırlamak gerekiyor. Bu genel durum bir yana, Erdal İnönü bunun tersini kanıtlayarak, yani siyasette kendi konumunu bularak ve ortaya koyarak ne kadar önemli bir tarihi şahsiyet olduğunu bize bir kez daha gösterir. Öyleyse günümüz genç siyasetçilerinin bu isimden öğrenmesi gereken çokça şey olduğunu da kabul etmek gerekir.