Gizem TABAN/İZ GAZETE- Son dönemde kritik yükseliş gösteren enflasyon ve artan hayat pahalılığı asgari ücrete ara zam ihtiyacını doğurdu. Hükümet, yüzde 30’luk artışla asgari ücretin 5 bin 500 lira olacağını açıkladı. Ancak ülkedeki açlık sınırı 6 bin lirayı geçerken asgari ücret açlık sınırına yaklaşamadı. Bunun üzerine, asgari ücrete yapılan ara zammın, hayat pahalılığına yenik düşeceği yönünde görüşler gündeme geldi. Ekonomist Ayhan Bülent Toptaş ile Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

'KOMPANSE EDEMEYECEK'

Asgari ücrete yapılan ara zammın hayat pahalılığına çare olmayacağını öngördüğünü dile getiren Ekonomist Ayhan Bülent Toptaş, asgari ücretlinin yaşam standardının daha da düşeceğini ifade etti. Toptaş, “Önce fiyatlar yükseliyor sonra bunu kompanse edebilmek için ücretler artırılıyor ancak ücretlerle birlikte talep artıyor ve fiyatlar tekrar yükseliyor. Yani bir kısır döngü oluşuyor. Asgari ücretteki artış diğer alanlardaki fiyatlara da yansıyacaktır. Enflasyon ile ilgili rakamlara güvenilmiyor. Günlük hayattaki fiyat artışları ile maaş artışı arasında bir uyumsuzluk var. Ücret artışı ile fiyatlar arasındaki ilişki çok net değil… Çoğu asgari ücretli, ücretlerin fiyat artışlarının gerisinde kaldığı izlenimi yaşıyor. Özellikle gıda ve kira, bu kesim için çok önemli… Gıda ve kiralarda da ciddi artış var. Dolayısıyla asgari ücrete yapılan ara zam hayat pahalılığını kompanse edemeyecek. Çünkü fiyatlar artmaya devam edecek. Asgari ücrette yapılan artışın, geçmiş fiyat artışlarını karşılamadığını düşünüyorum. Gelecekte de asgari ücretle geçinenlerin hayat standartlarının düşmeye devam edeceğini düşünüyorum. Bu önümüzdeki 6 ay içerisinde gözle görülür hale gelecektir” diye konuştu. 

'NEFES ALABİLECEĞİ KADAR'

Asgari ücretin en az yoksulluk sınırının yarısı kadar olması gerektiğini söyleyen DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, işçilerin açlığa mahkum edildiğini belirterek, “Hükümetlerin kendilerinin yarattığı ekonomik zorluklar karşısında ve bu sıkıntılı ekonomik süreçlerde Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun her ay 3 ayda bir toplanması gerektiğini sürekli dile getiriyoruz. Ocak ayında asgari ücrette yüzde 50’lik bir artış yapıldı ancak fark, enflasyon, hayat pahalılığı karşısında çok kısa bir sürede eridi. Açlık sınırı 6 bini geçti, son yapılan yüzde 30’luk artışla da asgari ücret açlık sınırının altında kaldı. Yoksulluk sınırı 21 bin lira… Asgari ücretin en az yoksulluk sınırının yarısı kadar, yani 10 bin 500 lira olması gerekirdi. Bu durumda bile, bir evde iki asgari ücretli çalışıyorsa maaşlarının toplamı ancak yoksulluk sınırı kadar oluyor. Bir eve yoksulluk sınırı kadar para girmesi gerekir. Ancak, emek sömürüsünün katmerleştiği bir dünyada Türkiye dip yapmış durumda. Çalışanlara sadece karın tokluğuna bir ücret veriliyor. Bu ücret işçinin sadece işe gidip gelebileceği ve nefes alabileceği bir ücrettir. Asgari ücrette 5 bin 500 lira kabul edilebilir bir rakam değil” açıklamalarında bulundu. 

Editör: Haber Merkezi