Yaklaşık 11 milyon TL tutarında maliyeti olan 3 MW'lık bir rüzgar türbininin yüzde 40'ının Türkiye'de üretildiğini, geri kalan yüzde 60'lık kısmının ise yurtdışından ithal edildiğini belirten Erman Kaya, yurtdışına giden sermayeyi ülke içinde tutmanın tek yolunun, ithal edilen ürünleri Türkiye'de üretmekten geçtiğini kaydetti. Genel olarak jeneratör ve parçaları imalatının halen yurt dışından ithal edildiğini belirten Kaya, üstelik jeneratörlerin dişli gibi bazı küçük parçalarının önce Türkiye'den ihraç edildiğini, ardından da jeneratör olarak tekrar ithal edildiğini dile getirdi.

Türkiye'nin 10 bin MW denizde, 38 bin MW karada olmak üzere; toplam 48 bin MW rüzgar potansiyeli bulunduğunu ve bu potansiyelin sadece 5 bin MW'ının kullanıldığını dile getiren Erman Kaya, "Daha elimizde kullanmamız gereken yaklaşık 40 bin MW'lık bir potansiyelimiz bulunuyor. Bu da yeni yatırımlar ve yeni türbinler anlamına geliyor. Bu yatırımlar yapılırken kullanacağımız türbinlerin yüzde yüz yerli olması, hem milyarlarca doların ülkemizde kalmasını sağlayacak hem de büyük bir istihdam kapısı açacaktır" diye konuştu.

Türbinlerde yerli parça kullanımına devletin önemli desteklerde bulunduğunu hatırlatan Kaya, Türkiye'de 250 KW'a kadar üretilen yüzde 100 yerli rüzgar türbinlerinin bulunduğunu; ancak bunun yeterli olmadığını söyledi. Türkiye'de, rüzgardan enerji elde edebilecek rüzgar koridorlarının kısıtlı olduğunu söyleyen Erman Kaya, "Bunun için de, üretim kapasiteleri yüksek türbinler kullanmamız gerekiyor. 250 KW'lık türbinler yeterli gelmiyor. Büyük türbinleri üretecek yeterli kapasitemiz ise henüz bulunmuyor. Türkiye olarak bu kapasitemizi geliştirmek için şimdiden gerekli yatırımları yapmalı ve büyük türbinlerin jeneratör kısmını da Türkiye de yerli olarak üretmeyi başarmalıyız" dedi.

Rüzgar türbinlerinin tasarım ve imalatının rüzgardan enerji üreten ve kaynak çeşitliliğini amaç edinen ülkeler için bir ideal olduğu aktaran Kaya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile TÜBİTAK'ın işbirliği içinde yürüttüğü Türkiye'nin ilk 'Milli Rüzgâr Santrali' (MİLRES) Projesi'nin önemine dikkat çekti. Projenin Türkiye'nin yenilenebilir enerji sektöründeki atılımı için çok önemli bir adım olduğunu belirten Kaya sözlerine şöyle devam etti: 

"MİLRES kapsamında 500 KW gücündeki prototip türbin üretimi tamamlandı. Projede yeni hedef, 2.5 MW ve üzeri türbinler geliştirerek bunların ticarileşmesini sağlamak. Projenin uzun dönemli hedefi toplam 40 gigavat rüzgâr enerjisi kapasitesi kurulumu için yurtdışına çıkacağı hesaplanan 40 milyar dolarlık kaynağın yüzde 25'inin yerli türbin teknolojileri ile karşılanmasıdır. Böylece 10 milyar dolarlık kaynağın yurtdışına çıkması önlenmiş olacak. Ayrıca açılan bu yeni sektörle birlikte çok sayıda insan iş sahibi olacak ve uzman kadrolar yetişecek. Elbette henüz daha yolun başında sayılırız. ARGE çalışmalarına hız vermeli ve yüksek kapasiteli türbinleri yapmanın önünü açmalıyız"

Dünyaca ünlü Danimarkalı rüzgar türbini kanat üreticisi LM Wind Power'ın İzmir Bergama'da üretim tesis kurma kararı aldığını, aynı şekilde TPI Kompozit Scottsdale'ın da üretim için İzmir'i tercih ettiğini sözlerine ekleyen Kaya, "Son olarak da enerji teknolojileri üretenleri, İzmir merkezli kurdukları Enerji Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ENSİA) çatısı altında güçbirliğine gittiler. İzmir hem rüzgar potansiyeli, hem de teknik ekipman üretimi açısından tüm dünyanın gözdesi olmayı başarmış bir kent. Bu İzmir için çok önemli bir başarı. Türk yatırımcılar yerli ekipman üretildiği takdirde yüzde yüz yerli üretimi kullanacaktır. Yeter ki; verimli bir şekilde çalışan türbin üretelim. Bu sayede hem paramız ülkemizde kalacak, hem de çok önemli bir sanayi kolu elde etmiş olacağız" dedi.

Editör: Haber Merkezi