Türkiye’nin gözü yarın açıklanacak enflasyon verilerinde. Hükümetin “enflasyonun köpüğünü alacağız” söylemi ve Türkiye İstatistik Kurumu başkanını değiştirmesi enflasyon tahminlerinin yeniden gözden geçirilmesine yol açtı. Ekonomistlere göre şubatta yüzde 36 olarak açıklanan ve ocakta pik yapması beklenen enflasyon resmi rakamlara göre düşürülse de yurttaşın yaşadığı hayat pahalılığı devam edecek. Cumhuriyet'ten Ali Can Polat'a konuşan ekonomistler “Enflasyonun düşmesi artış hızının düşmesi demek. Fiyatlar geriye gitmez” diyor.

Piyasada yapılan anketlere göre Ocak 2022 Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) için yapılan tahminler aylık yüzde 9.6 ile 15 arasında değişiyor. Yıllık enflasyon tahmini ise yüzde 40-47 aralığında. Ekonomistlere göre enflasyonun köpüğünü almak iddiasıyla yapılacak bir müdahale ancak şubat ayında etkili olacak. Bunun için enflasyon sepetindeki ürünlerin ağırlıklarının yeniden düzenlenmesi gerekiyor.

Prof. Dr. Erinç Yeldan enflasyon düşse bile vatandaşın yaşadığı hayat pahalılığının azalmayacağını belirtiyor. Bunun en bariz örneğinin 2003’te yaşandığını hatırlatan Yeldan, “O yıl enflasyon yüzde 8’lere düşmüştü ama hayat pahalılığı düşmedi aynı şekilde devam etti” diyor. 1 kg etin fiyatının 220 liradan 150 liraya düşmesinin çok çok düşük bir ihtimal olduğunu söyleyen Yeldan, “Enflasyon fiyat düzeyindeki yükselmedir, artış hızıdır. Hayat pahalılığını alım gücü belirler, onu da işsizlik, hane halkı gelirleri ve kişi başına düşen milli gelir belirler” diyor.

Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu ise fiyat yapışkanlığı kavramına dikkat çekiyor ve “Fiyatlar yükselir ve o fiyatlar hep geçmişteki maliyetler bahane edilerek orada sabitlenir. Yurttaşlar da artık bu fiyatlara alışmak zorundadır” diye konuşuyor. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Ekim ayında İstanbul’da bir süper markette alış veriş yaptığında enflasyon yüzde 19.89’du. Bu ay tahminler yüzde 47-50 arasında. Şimdi merak edilen TÜİK Başkanı’nın değişmesi enflasyonu durduracak mı?

"ÖNCE ENERJİ DÜŞMELİ"

Fiyatlarda düşüş gerçekleşmeyeceğini söyleyen isimlerden biri de Prof. Dr. Taner Berksoy. “Fiyatlar üzerinde enflasyon marjı kadar bir baskı düşer ama bu fiyatların geri geleceği anlamına gelmez. Siyasetle bağlantılı bir şey tabi, düşüredebilirler ama artış hızındaki kadar yüksek bir düşüş beklenemez” diyor. Enflasyonun en büyük sebebinin enerji maliyetleri olduğunu söyleyen Berksoy, bu maliyetlere müdahale edilmediği sürece enflasyonda sınırlamanın mümkün olmadığını belirtiyor.

Resmi rakamlarla enflasyonun “köpüğünün” alınabileceğini ancak bunun fiyatlar üzerinde tam tersi bir etki yapacağını söyleyen Prof. Dr. Duran Bülbül de piyasada güvensizliğin daha da hakim olacağını fiyatların daha da artacağını söylüyor. Bülbül, “Bir fiyat düşüşü olacaksa hükümetin önce tekel olduğu konularda indirime gitmesi gerek. Enerjide indirim olmazsa market raflarında hiç olamaz” diyor.

Gedik Yatırım ekonomisti Serkan Gönençler ise enflasyon tahminini açıklarken geçen ay özellikle hizmet fiyatları üzerinde süren birikimli kur ve maliyet etkileri, enerji ve sigaraya yapılan zamlar ve sebze-meyve fiyatlarındaki artışlara atıfla TÜFE’yi aylık bazda orta noktası yüzde 9.6 olmak üzere yüzde 9-11 aralığında yıllık TÜFE’nin yüzde 47’yi aşacağını göreceğiz” diyor.

İSTANBUL’DA ENFLASYON REKORU

Türkiye enflasyonunun öncü göstergesi niteliğinde olan İstanbul Ticaret Odası tarafından açıklanan İstanbul enflasyonu ocak ayında 19 yılın rekorunu kırarak yüzde 50.91 olarak gerçekleşti. İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi bir önceki aya göre de yüzde 13.78 arttı. 

ULAŞIM İLK SIRADA

Toptan Eşya Fiyatları İndeksinin ise aylık yüzde 6.03 artışla aylık yüzde 53.96 olduğunu belirleyen İTO’nun açıklaması şöyle: “Perakende fiyatlarda ocak ayında aylık bazda en yoğun artış yüzde 26.69 ile ulaştırma ve haberleşme, yüzde 21.51 ile sağlık ve kişisel bakım, yüzde 17.19 ile konut harcamalarında görüldü. Gıda harcamalarında artış bir önceki aya göre yüzde 13.81 oldu. Giyim harcamaları ise 0.39 azaldı.

Toptan fiyatlara bakıldığında ise ocak ayında aylık bazda en yoğun artış yüzde 20.43 ile yakacak ve enerji maddelerinde, yüzde 9.82 ile gıda maddelerinde, yüzde 7.22 ile inşaat malzemelerinde görüldü.”

Editör: Haber Merkezi