Emine Uyar - Toplu İş Sözleşmesi’nin tıkanması nedeniyle eylemde olan TÜPRAŞ işçileri ile süreci ve çalışma koşullarını konuştuk. Özelleştirmeden sonra üzerlerindeki baskının sürekli olarak arttığını dile getiren işçiler, hem TİS hem de Star’daki sendikasızlaştırma operasyonuna karşı verilen mücadelenin önemine dikkat çekti: “Patronun istediği, bizi istediğinde kapı önüne koyabilmek. Her şey bir boyun eğişe bakıyor. Ama biz sokakta kazandıklarımızı masada vermeyiz.”

Eski işçilerle sohbet ediyoruz önce. Yöneticilerin mühendisler de dahil kapsam dışı personeli istedikleri gibi kullandığını belirten işçiler, “İşçiyi de aynı pozisyona sokmak istiyorlar” dedi. Koşullarının her geçen gün kötüye gittiğini dile getiren işçiler, “16 yıldır geri gidiyoruz. Enflasyon karşısında ücretler eridi gitti. Kendisi büyük cirolar çekip kârlar elde ediyor. Çalışana gelince 'borcum var, kriz var' diyor.Dünya genelinde yüzde 6 personel gideri varken bizde binde 6. Ağızlarını açtıklarında büyük şirket, büyük holding” dedi. 

AŞIRI BASKI VE STRES VAR

İşletme devlette iken daha mutlu çalıştıklarını dile getiren işçiler şunları söyledi: “O zamanlar özveri ile çalışıyorduk. İşimizi seviyoruz ama mutsuzuz. Aman üzerimden gitsin de diye düşünüyor herkes. Hem mavi hem de kapsam dışı olan beyaz yaka için böyle. Uluslararası standartlara imza atmışlar. Önlemler arttı ama iş yükü de arttı.”

Bir işçi içinde bulundukları durumu “10 yılda üç kere ayak burkma yaşamışken, özelleştirmeden sonra 20 kere oldu. Aynı betonda, aynı işçi niye böyle oluyor? Aşırı baskı var, herkes gergin, stresli.” sözleriyle anlattı.

İLGİLİ HABER:'Petrokimya işçileri gibi mücadele edelim'

SONUNA KADAR DİRENECEĞİZ

Yine eski bir işçi, sendika ve işçiler olarak önceden daha aktif olduklarını dile getirdi: Kamudayken daha aktiftik. 1,5 ay fabrikadan dışarı çıkmadığımı biliyorum, özelleştirme sürecinde. Yemekhanede yatıyorduk. Sendikadan korkuyorlar. Sendikasızlaştırma olursa işçi arkadaşlarımızı oradan oraya gönderecekler. Elmayı yeyip posasını atacaklar. Çaresiz bırakmak, istediklerinde kapı önüne koymak istiyorlar. Ama işverenin istedikleri olmayacak. Sonuna kadar direneceğiz. Bugün bunu yapmazsak yarın daha büyük mücadeleler bizi bekliyor.” 

2015’te işe giren genç işçiler, “İlk girdiğimiz yıl da TİS süreci vardı. Birlik, bütünlük adına bu eylemlerin yapılması gerekli. Beyaz yakalılar üzerimize geliyor. İş yoğunluğu var, sürekli 'acil, acil' diyorlar. İstemeye gelince her şeyi istiyorlar” dedi. İşçiler şunları söyledi: “En çok analiz yapan TÜPRAŞ biziz. Günde 3 analiz yaparsan dikkatli bir şekilde yaparsın ve kendini koruyabilirsin. Ama günde 15 analiz yapınca dikkatsizlik ve risk artıyor. Rafineriden çıkan bütün ürünlerin analizini yapıyoruz. Biz işten çekinmiyoruz ama hakkımızı istiyoruz. 2014’teki TİS’ten sonraki alım gücü ile şimdiki arasında yüzde 40 fark oluştu. Bir kere boyun eğmeye bakıyor her şey. Sokakta kazandıklarımızı masada kaybedecek değiliz.” 

ASIL AMAÇ ÜCRETLERİ BASKILAMAK

Bir kadın işçi, 20 yıl önce TÜPRAŞ işçisinin piyasaya göre 4 kat fazla ücret aldığını, şimdi TÜPRAŞ’ta çalışıyor olmanın bir farkının kalmadığını dile getirdi. İşçiler sorunlarının sadece ücretler olmadığını da vurgulayarak, “Mazeret iznimizi düşüremezler. Yıllık izinlerimiz bile az. İznimize dokunulmasın. Değiştirilemeyecek maddelerimiz var” dedi. İşçiler ayrıca bu tip dayatmalarda bulunan patronun bu şekilde ücreti de baskılamak istediğine dikkat çekti.

Evrensel

Editör: Haber Merkezi