İzmir, Manisa, Aydın ve Söke Ticaret Borsaları yaptıkları ortak açıklama ile en az 1 milyon ton pamuk üretiminin tekstil ve konfeksiyon sanayinin uluslararası rekabet gücü için zorunlu olduğu, aksi takdirde hammadde açısından tamamen dışa bağımlı hale gelineceği, bunun da önemli riskler oluşturacağı konusunda uyarılarda bulundu. Açıklamada, Tarım ve Orman Bakanlığı başka olmak üzere yetkili tüm kurumların bu konuda acil önlemler alması istendi.

Son dönemde Türkiye'nin en stratejik tarım ürünlerinin başında gelen pamuk piyasalarında yaşanan gelişmeler hakkında İzmir, Manisa, Aydın ve Söke Ticaret Borsaları ortak bir açıklama yaptı. Açıklamada, 10 binlerce üretici ailenin geçimini sağladığı pamuğun aynı zamanda 30 milyar dolar ihracat geliri elde edilen tekstil ve konfeksiyon sanayinin de hammaddesi konumunda olduğu vurgulanıp, bu ürünün üretiminin ülke ekonomisi için hayati önem taşıdığı belirtildi. Açıklamada şöyle denildi:

"Ülkemizde pamuk ekim alanları küresel piyasalardaki fiyat hareketleri ve ülkemizdeki diğer tarım ürünleri piyasalarında yaşanan gelişmelerin bir sonucu olarak 2000'li yılların başından itibaren azalmaya başlamıştır. 2009 yılında pamuk ekim alanları ülkemizde 420 bin hektar, Ege Bölgesi'nde de 81 bin hektar ile tarihinin dip seviyelerini görmüştür. Ekim alanlarındaki bu düşüş, kısmen pamuk fiyatlarındaki çıkış ivmesi, diğer tarım ürünleri piyasalarındaki gelişmeler ve destekleme primindeki artışın da etkisi ile 2009 yılından sonra yükselişe geçmiştir. 2018 yılında Ege Bölgesi'nde 100 bin hektara, ülkemiz genelinde de 519 bin hektara yükselen pamuk ekim alanlarının 2019 yılında toplam 590 bin hektar seviyelerine ulaşması tahmin edilmektedir. Süreç içerisinde tarla verimliliğindeki artışın da olumlu etkisi ile mahlıç pamuk üretimimiz 2018 yılında tüm sektörün ortak görüşü olan en az 1 milyon ton hedefine yaklaşmıştır. Bu yıl ise hava şartlarında olağanüstü bir değişiklik olmaması halinde 1 milyon ton sınırı da aşılarak ilk defa ülke olarak kendi tüketimimizin yüzde 75'ini karşılayabilir duruma geleceğiz."

Ancak yaşanan bazı gelişmelerin pamuk üretiminde son yıllarda ulaşılan olumlu trendi tehdit ettiğine dikkat çekilen açıklamada, "2019 yılı pamuk ekimleri nisan ayı gibi yapılmıştır. Kütlü pamuk üretim maliyetinin gübre, ilaç, akaryakıt, tohum fiyatlarındaki artışa paralel olarak bir önceki yıla göre yüzde 40 seviyelerinde arttığı tahmin edilmektedir" ifadelerine yer verildi.

'PRİM MİKTARI HENÜZ AÇIKLANMADI'

Enflasyon oranının iki katından fazla artan maliyetlerin yanı sıra pamuk üretimini olumsuz etkileyecek diğer gelişmeler ve sektörün talepleri ise açıklamada şöyle sıralandı:

"Üretimi yönlendirmesi açısından verilecek prim desteğinin pamuk ekiminden önce açıklanması son birkaç yıldır uygulanmış ve bu durumun olumlu etkisi görülmüştü. Ancak 2019 pamuk ekimleri tamamlanmasına ve hasat yaklaşmasına rağmen prim miktarı henüz açıklanmamıştır. 2019 yılı ürünü için verilecek prim miktarı bir an önce açıklanmalı. Ayrıca, 2019 yılı ürünü ile birlikte primin daha önce de uygulandığı gibi bir sonraki sezon ekim dönemi olan mart ve nisan aylarında ödenmesi uygulamasına başlanmalı. ABD ve Çin arasında yaşanan ticaret savaşı, küresel piyasalarda pamuk fiyatlarını olumsuz etkilemeye devam etmekte. Uluslararası borsalarda pamuk fiyatları son dönemde önemli oranda geriledi. Vadeli piyasalardaki 2019 Aralık fiyatları dikkate alındığında, üreticimizin pamuğunu geçen yılki ortalama kilosu 3,60 lira olan kütlü pamuk fiyatının altında bir fiyatla satma riski bulunmakta. Maliyetlerdeki artış da düşünüldüğünde üreticimizin bu yıl pamuk üretiminden çok büyük zarar etmesi söz konusu olacak. Bu nedenle pamuk için verilecek prim miktarları belirlenirken bu gelişmeler özellikle dikkate alınmalı ve prim miktarı kiloda en az 1,25 lira olmalı. Yerli üretim ve çiftçimiz teşvik edilmeli ve nihai olarak pamuk üretiminde sürdürülebilirlik bir an önce sağlanmalı."

'TEKSTİL SEKTÖRÜNE YERLİ PAMUK KULLANIM ZORUNLULUĞU GETİRİLMELİ'

Açıklamada, tekstil sektörüne ithal edilen pamuğun belirli bir oranında yerli pamuk kullanım zorunluluğu getirilmesi istenirken, bu oranın işletmelerin ölçeği ve kapasite kullanım oranları dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği ifade edildi. Açıklama, şöyle sürdü:

"Bitkisel üretim desteklemeleri kapsamında 2018 yılından itibaren aynı parsele arka arkaya üç kez pamuk ekilmesi durumunda üçüncü ekime destekleme ödemesi yapılmayacağı açıklanmıştır. Bu durumda 2018 ve 2019 yılında pamuk ekilen alanlara münavebe yapmadan 2020 yılında da pamuk eken üreticilerimiz desteklemelerden faydalanamayacak. Bu durumun önlenmesi için pamuk üreticilerimizin 2019 pamuk hasadı ile 2020 yılı pamuk ekimi arasındaki dönemde bir yem bitkisi veya başka bir ürün ekmesi önerilmekte. Ancak bazı pamuk alanlarımız yapısı gereği (tuzluluk gibi) buna imkan vermemekte. Bu durumda desteklemeden faydalanamayacak üreticilerimizin 2020 yılında tamamen pamuk üretimini bırakması söz konusu olabilecektir. Bu nedenle 3 yıl üst üste pamuk ekilmesi durumunda destekleme ödemesinden faydalanmama kararı bazı ekim bölgeleri için toprakların yapısı dikkate alınarak tekrar gözden geçirilmeli."

HAMMADDE AÇISINDAN DIŞA BAĞIMLI KALINABİLİR UYARISI

Borsalar öncelikle bu dört konuda acil önlem alınmasının pamuk üretimimizin sürdürülebilirliği için hayati önem taşıdığına dikkat çektikleri açıklamada, en az 1 milyon ton pamuk üretiminin tekstil ve konfeksiyon sanayimizin uluslararası rekabet gücü için zorunlu olduğunu kaydetti. Aksi takdirde pamuk sektörünün hammadde açısından tamamen dışa bağımlı olacak ve önemli riskler ile karşı karşıya kalacağının altının çizildiği açıklamada, "Ülkemizin pamuk ithalatındaki faturası 2 milyar dolarların üstüne çıkacaktır. Üstelik bu fatura, pamuğun ülkemizde üretilmesi durumunda elde edilecek çiğit ve türev ürünlerde düşünüldüğünde 3 milyar dolara yaklaşacaktır. Pamuk üretimindeki olası bir düşüş, pahalı yatırımlarla alınan makine parklarının (hasat makinesi gibi) atıl kalmasına da neden olacaktır. Bu nedenle başta Tarım ve Orman Bakanlığımız olmak üzere yetkili tüm kurumlarımızın acil önlemler almasını sektör adına talep ediyoruz" denildi.

Editör: Haber Merkezi