Sevim Güngör / Deniz Türeoğlu - Çiğli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi, pek çok sanayi havzası gibi çalışma koşullarının ağırlığıyla biliniyor. İşçiler 12 saate varan çalışma sürelerinde, ağır koşullarda ve düşük ücretle çalışıyor. Ağır koşullar gündemi takip etmelerini zorlaştırıyor. Ancak işçiler yine de referandumu tartışıyor. Tartışmamın merkezinde ise yapılan değişikliğin işçilerin yaşamında değişiklik getirip getirmeyeceği var. Mevcut anayasadaki hakların bile kullandırılmadığına dikkat çeken işçiler, “Bunlarla uğraşacaklarına önce mevcut maddeleri uygulasınlar” diyor. 

‘GELECEK NESİL İÇİN DURUM KÖTÜ’

Yirmili yaşların ortasında genç bir işçi Uğurcan. Uğurcan referandum hakkında konuşurken genç yaşına rağmen, “Benden de, kardeşimden de geçti artık. Ama asıl gelecek nesil için durum kötü görünüyor” diyor. Geçmişte AKP’li olduğunu ifade eden Uğurcan, referandumda ‘hayır’ oyu kullanacağını ifade ediyor. 

Nuray 30’lu yaşlarında bir kadın işçi. Nuray’ın referandum tartışmalarına ilişkin yorumu şu: “Sabah 9, akşam 7 çalışıyoruz. Neye ‘evet’ ya da ‘hayır’ diyeceğiz doğru düzgün bilen yok. Haber izleyemiyoruz.” Nuray, işçilerin genelinin değişiklik maddelerinin içeriğine dair bilgisinin sınırlı olduğunu anlatıyor: “Birçok insan ne olduğunu bilmeden ‘evet’e basacak oyunu. Ben bu duruma çok umutsuz bakıyorum açıkçası.” 

Bir başka kadın işçi olan Hayriye de çalışma koşullarının ağırlığı nedeniyle değil referandum kendisine bile vakit ayıramadığını anlatıyor. Referandumun içeriğine dair kimsenin bir fikrinin olmadığını söyleyen Hayriye, kendi görüşünü de şöyle açıklıyor: “Bir adamın ülkeyi yönetmesini de istemiyoruz.”  

‘DEĞİŞİKLİKTE İŞÇİ İÇİN BİR ŞEY YOK’

Obel Cıvata’da çalışan bir işçi ile konuşuyoruz. İsminin yazılmasını istemiyor. Anayasa değişiklik paketinde işçiler için bir şey olmadığını dile getiren işçi, değişikliğin özünün tüm yetkilerin tek bir kişiye verilmesi olduğunu söylüyor. Referandumun demokratik şartlar altında yapılmadığını belirten işçi şunları dile getiriyor: “Hükümetin önümüze attığı demokrasi hikaye. Başka bir şey değil. İnsanların bunları muhakeme edip doğru mu yanlış mı diye karar vermesi lazım.” Referandumun gündeme getirilme nedenine ilişkin yorumu ise şöyle: “Anayasaya göre cumhurbaşkanı belirli sürelerde seçilir; yasama, yürütme, yargı bağımsız olur, hepsi bir birini denetler. Ama şu an hükümet Anayasa’ya aykırı hareket ediyor ve en büyük suçu işliyor. Mevcut Anayasa’ya göre yargılanmaları gerekiyor. İşte bundan dolayı her şeyi kılıfına uydurmaya çalışıyorlar.” İşçi, sandık güvenliği konusunda da endişeli olduğunu belirtiyor. 

‘ANAYASA İŞÇİLER İÇİN UYGULANMIYOR’

10 yıllık bir başka Obel Cıvata işçisi de ülkenin tek adam tarafından yönetilmesine karşı olduğu için referandumda ‘hayır’ diyeceğini söylüyor. “Mevcut anayasada işçilerin lehine maddeler var ama uygulanmıyor” diyor ve devam ediyor: “Ben şu an asgari ücretle çalışıyor gibi görünüyorum, ama bunun bir denetleyeni yok. Bu anayasa değişse de değişmese de bizi etkilemiyor. Bunlarla uğraşacaklarına önce mevcut maddeleri uygulasınlar. Organizede işçiler 12 saat çalışıyor ancak hiçbir şey alamıyor. ‘Bu yasalara uyun’ deyip şikayet edince de bir şey değişmiyor.” 

‘BAHÇELİ’Yİ SEVERDİM AMA...’

“41 yaşındayım ve MHP’den başka bir partiye oy vermedim” diyor ve eleştirilerini sıralıyor: “Bahçeli’yi çok severdim ancak son uyguladıkları politikalara kadar. ‘Siyaset yapıyorlar, siyaset bunu gerektiriyor’ deniliyor ama yok kardeşim siyaset bunu gerektirmiyor! Bu ülkeyi kuranlar cumhuriyeti getirdi, Meclisi kurdu, her şeyi Meclisin eline verdi. Bunları yapan adam diktatörlüğü getirmeyi bilmiyor muydu?”

‘FARKLILIKLARA SAYGI DUYULMALI’

“Peki bu tablo nasıl değişir?” sorumuza ise şu yanıtı veriyor: “İnsanlar farklı anlayışlara saygılı olmalı.” Ve ardından hayatından örnekler veriyor: “Benim fanatik ‘evetçi’ arkadaşım var. Ben onunla balığa da gidiyorum, geziyorum da. Bazıları çok sert ve ister istemez toplum arasında kutuplaşma yaşanıyor. Bizim ülkemizde sistemin tabandan değişmesi lazım. Mevcut yönetimden memnun değilim ve bu yüzden ‘hayır’ çıkmasından yanayım.”

Evrensel

Editör: Haber Merkezi