İz Tv’de yayınlanan Mehmet Kuzu İle Kolektif Girişimler programının canlı yayın konuğu Öğretmen Kulübü Yürütme Kurulu Üyesi Yusuf Çağlayan oldu. Yayın sırasında Öğretmen Kulübü’nün katkılarını, kooperatifleşme süreçlerini ve pandeminin öğretmen ve öğrencileri nasıl etkilediği konuşuldu.

Yusuf Çağlayan, konuşmasına Kulübün kuruluş süreci, amaçları ve yapılanmalarından bahsederek şunları söyledi: “2015 yılından beri Öğretmen Kulübü var. 4. yılımızdayken modelleme yöntemiyle öğretmenliğin toplumun gözündeki değeri üzerinde çalışma yürütmüştük.  Bu çalışmayı öğretmenlerimizle yaptık. Aynı zamanda da saha çalışmaları da yapıyorduk. 2014 yılında karşılaştığımız veriler sonucunda toplum gözünde öğretmenin değeri tıp profesörü, askeri hakimden sonra dördüncü sırada geliyordu. Araştırmayı değerlendirdiğimizde öğretmenin gözünde öğretmen değerli değildi. Kulübün temellendiği noktalardan biri de budur. Gözlemler sonucunda öğretmenin öğretmen ile öğretmence bir araya gelmeye ihtiyacı olduğunu hissettim. Böylece haftanın bir günü bir araya gelerek sohbet edelim kararına vardık. Ancak sadece mesleki deneyimlerimizi değil, kişisel deneyimlerimiz de olsun dedik. Çıkış noktamız böyleydi. Cuma akşamı buluşmalarımız öğretmen kulübünün lokomotifi olarak başladı.” 

3 YILDA 90 BULUŞMA
Öğretmen kulübünde kooperatifleşme sürecinin başlangıcını anlatan Çağlayan, “Kulüp içerisinde karar verdiğimiz ilk şey sürdürülebilir olmasıydı. Cuma buluşmalarında tek başıma da orada olsam gerçekleştirecektik. Benim emeklilik projem, 15-20 yıl yapmaya devam edeceğim. İlk 3 yıl da 90 buluşma yapmıştık. Bu süreçte de ailemiz büyümeye başladı.  Deneyimlerimiz başka şeyler yapmaya yöneltti. Bunu düşünürken hayatımıza kooperatifçilik girdi. Kooperatifçilikte deneyimli olan kişilerle irtibata geçtik. Böylelikle İzmir Eğitim Kooperatifi’nin temellerini attık. 2018 yılında da yasal sürecimizi tamamlamış olduk. Öğretmen Kulübü  işbirliği yapacağı konularda İzmir Eğitim Kooperatifi’yle yol arkadaşlığı yapmaya devam ediyor. Sosyal girişim olarak belli alanlarda bağımsızlığımızı korumaya devam ediyoruz. Bu durum bizi ortak akıla yöneltti” ifadelerini kullandı

‘MANTIĞIMIZ KOLAYLAŞTIRICILIK’
Kulüp içerisindeki çalışma yöntemlerini anlatan Çağlayan, dijitalleşmenin de öneminden bahsetti. Çağlayan, sürdürdükleri modelin temelinde kolaylaştırıcılık yattığını belirterek, “Birlikte öğrenme modeliyle birbirimizi dijitalleştirdik. Yıl boyunca yapacağımız şeyleri Ağustos ayında tasarlıyoruz. Sezonumuz Eylül ayında başlıyor ve Haziran’a kadar devam ediyor. Aslında bu süreçte 10 ay çalışıp, 1 ay boyunca değerlendirme yapıyoruz. Tasarlarımızı değerleri görüyorum. Sürdürdüğümüz model şu şekilde: Kolaylaştırıcılık sözcüğünü seviyorum. 10 kişi, Cuma akşamı yaptığımız buluşmalar, açık atölyeler, öğretmen sohbetleri ve biriken deneyimlerimizi doküman şeklinde tutuyoruz. Bunların toplamını kolaylaştırıcılık mantığında yapıyoruz. Tasarımı güçlü yaptığımız için uygulamada düzenli şekilde gidiyor.” dedi
Çağlayan, kulübün içerisinde bulunan dört bölümün ve çalışmalarının pandemide nasıl dijitalleştiği sorusuna, “  Kulübümüzün tüm buluşmalarını yüz yüze yapıyorduk. Salgın sürecinde iki hafta durduk. Sezonun geride kalan 15 buluşmasını dijital yollarla yaptık. Altıncı sezonumuzu da çevrimiçi yapma kararı aldık. Bizdeki kararlar oybirliği kavramıyla alınır. Süreç içerisindeki kararlarımızı böyle aldık” şeklinde yanıt verdi.

Editör: Haber Merkezi