Özgür Coşkun’un sunduğu Para’nın Seyri programının konuğu olan Ekonomist Ayhan Bülent Toptaş, kurdaki dalgalanmaları ve pandeminin ekonomiye dair etkisini değerlendirdi. Toptaş, “Neye elimizi atsak pandeminin etkisini görüyoruz. Türkiye sanki pandemiyi 2019 yaşamaya başladı gibi bir süreç yaşadık. Faizler aşağıya indi bütün cephanemizi pandemi varmış gibi kullandık. 2020’de de pandemiyle karşılaştık” dedi.

‘İYİYE ALAMET DEĞİL’

Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifasını değerlendiren Toptaş, “Orta vadeli program yayınlandığında dikkatimi çeken nokta; kanuna göre eylül ayının başında sunulması gereken bir program. Ayın sonu gelmiş daha yeni sunum yapılıyor. Geleceğe yönelik 3 yıllık bir öngörü var ama siz daha programı zamanında açıklayamadınız. Zamanında duyuru yapmadınız, kanuna aykırı davrandınız. Bari çıkıp özür dileseydiniz. Bu beni çok şaşırtmıştı. Sonra da sosyal medya hesabından açıklamayla istifa edildi. Ne olduğu anlaşılamadı. Böyle bir zamanda olmaması gereken bir şey. Bu arada MB başkanı da değişti. Cumhurbaşkanının kendi ideolojisine yakın isimleri getirdikçe sorunların arttığını gördük. Bir Merkez Bankası Başkanı çok sık değiştirilmesi iyiye alamet değildir. Enflasyon habercisidir” diye konuştu.

‘İNSANLAR ÇÖZÜM İSTİYOR’

Kur artışının faizlerde yükselme gerçekleştirdiğini ifade eden Toptaş, “Kurda yine istenen sonuncu alamadık. Yurtiçinde insanlar dövize yapışmış durumda. Güven tesis edilmediği sürece insanlar da bir şey tapmak istemiyorlar. Bir problem daha var. O rakam doğru mu? Ben işsizlik, enflasyon rakamlarınsa inanmıyorum söylemleri var. Kafalar çok karışmış durumda. İnsanlar çözüm istiyor. Ekonomik yönetim iyi ancak etrafını çeviren siyasi ilişkiler atmosferi var. Bu çalkantılı süreçler insanların güvenini azaltıyor” dedi.

‘ÇOK BİR ŞEY BEKLEMİYORUM’

Reform meselesi hakkında konuşan Toptaş, “Siz burada değil miydiniz? Bıçak kemiğe dayanmış, kur uçmuş, yatırımcılar gitmiş, ilişkiler bozulmuş… Bunu beklemeden zamanında bu günleri görerek çalışmanız gerekiyor. 2021’de normalleşme ve reformla ilgili çok bir şey beklemiyorum. Zaten yapılsaydı bugüne kadar yapılırdı. Önümüzde bir iki kritik süreç var. Aralık’ta AB bir toplantı yapacak. Türkiye ile ilgili yaptırımları görüşecekler. Bu umarım büyük bir sorun olmaz. Şöyle bir handikapımız var; Avrupa’da bu yıl yüzde 8 bir daralma bekleniyor. İhracatımızda sorun yaşabiliriz. Bir de üstüne bu tarz bir tatsızlığın gelmemsine dikkat etmeliyiz. Bir de ABD’deki seçimde Biden kazandı. Bu çerçevede yaptırım gündeme gelebilir m? Halkbank davası önümüze gelir mi? Bunların üzerinde çalışılması gerekiyor. Uzlaştırmacı bir dil kullanılması gerekiyor. Yoksa 2021’de zor geçecektir” diye konuştu.

‘EN BÜYÜK İSRAF LİYAKATSİZ KİŞİLERİN GÖREVE GETİRİLMESİ’

Pandemide ikinci dalganın başlamasıyla ekonomi idaresi nasıl olmalı gerektiğini söyleyen Toptaş, “Herkes faizi düşürürken biz faizi yükseltiyoruz. Siyasi kaygılarla yapılan şeyler izlenimi yaratıyor. İnsanlara 500 milyar lira destek verildik deniyor ama bu paranı 50-60 milyarı doğrudan insanlara doğrudan verilmiş. Bu da Türkiye gibi bir ülke için devede kulak. Sektörel gitmemiz gerekiyor ve ağırlığı sağlık sektörüne verilmesi gerekiyor. Hala inşaat, proje gündeme geldikçe insanlar da çok üzülüyor. En büyük israf liyakatsiz kişilerin göreve getirilmesidir. İşi bilen kişilere teslim etmek çok önemli. Dilin birleştirici, uzlaşmacı olması da çok önemli. İşlerin siyasi kaygılarla değil bileme gör yapılması gerekir” dedi.

İzmir’e dair değerlendirmelerde de bulunan Toptaş, “İzmir’de hizmetler sektörü çok yaygın. İnsanlar işsiz kaldı. Esnafın doğrudan desteğe ihtiyacı var. Büyük bir kamu borçlanması var. Esnafı desteklemek için kullanılacağını umuyorum. Meslek odaları ve yerel yönetimler yaratı şeyler üzerine düşünmeli. Çünkü devlet ne kadar yardım yapabilir emin değil. Vatandaşlara da gereksiz harcama yapıp kaynaklarını tüketmemesini öneririm” şeklinde konuştu.

Editör: Haber Merkezi