Geçen ağustos ayında yaşanan kur krizinin ardından şirketlerin döviz cinsinden borç yükününün arttığını söyleyen avukat Özge Ayan, mali durumu bozulmuş olan borçlunun konkordatoya başvurduğunu anlattı. Bir iflas anlaşması özelliği taşıyan konkordatonun borçlunun, borçlarını belli bir oranda ve vadede ödemesine ilişkin alacaklıları ile yaptığı ve mahkemece onaylanan bir anlaşma niteliği taşıdığını belirten Doç. Dr. Özge Ayan, "Son dönemde sıklıkla gündeme gelen konkordato, şirketlerin borçlarını yeniden yapılandırmak için başvurdukları hukuki bir yöntemdir. Bu yöntem hukuk sisteminde uzun yıllardan beri var" dedi. Şirketler için bunun bir fırsat olduğunu dile getiren Ayan, "Konkordato borçlarını ödeme güçlüğü çeken herkese iflas öncesi bir çözüm yoludur. Adeta bir son şans olarak tanımlanabilecek konkordatodan yararlanabilecek kişi sayısı artmıştır. Konkordatonun iki aşaması var. Evraklarınızla başvurduğunuzda size geçici mühlet verilir. Daha sonra 3 ay içindeki işlemler değerlendirilir, projeniz başarılı bulunursa yada alacaklarınızdan yeterli desteği alıyorsanız 1 yıllık kesin süreye geçiyorsunuz. Yani 15 aylık bir süreç var" diye konuştu.

KARŞILIKSIZ ÇEKTEN KURTULMAK İÇİN BAŞVURANLAR VAR

İflas edilmesi halinde, özellikle teminatsız yani ipoteksiz ve rehinsiz alacaklıların, alacağını tahsil edemediğini dile getiren Ayan, bazen de çok çok az bir miktarına razı olmak zorunda kaldıklarını anlattı. Konkordato sayesinde bu alacaklıların alacaklarının çok daha büyük bir oranına kavuşabildiğini belirten Özge Ayan bu süreci kötüye kullanan bazı firmalar da olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: "Konkordato kararı aldığınızda ilk 3 aylık sürede size herhangi bir takip yapılamıyor, herhangi bir haciz işlemi ile karşılaşmıyorsunuz hatta hakkınızda başlayan takipler bile düşüyor. Bazı kötü niyetli firmalar bu süreci borç ödemek için değil de haciz tehditinden kurtulup bir şekilde mallarını dışarıya kaçırmak için bazen avantaj olarak kullanabiliyor. Sadece karşılıksız çek suçundan kurtulmak için bile bu yola başvuranlar var. Çünkü bu dönemde karşılıksız çek suçu işlememiş sayılıyorsunuz. Devletin verdiği 3 aylık korumayı kendi çıkarlarına kullanıp 3 ay sonra ortadan kaybolan şirketler var. Birkaç kötü niyetli firma yüzünden konkordato kurumununun zarar görmesini istemiyoruz. Bilindiği gibi yıkmak kolay, yapmak zordur. Bu nedenle mali bakımdan zor durumda olan, borçlarını ödeyemeyen şirket ve kişilere, tezgahlarının devamını sağlamak, ticaretlerini sürdürmeleri imkanını vermek ve alacaklılarıyla el sıkışma imkanı tanıyan bu kurumun desteklenmesi gerektiği kanaatindeyiz."

"BU BİR SON ŞANS"

Konkordatoyu kötüye kullananların süreç içinde açığa çıktığını anlatan Özge Ayan, cezai yaptırımları bulunsa da bu durumun bir fırsat olarak değerlendirildiğini ifade etti. Sadece şirketlerin değil gerçek kişilerin de konkordato ilan edebildiğini ifade eden Ayan şunları anlattı: "Bir memur ya da şirket kurmaksızın ticaret yapan kişiler veya esnaf da bu kurumdan faydalanabiliyor. Bankalara ya da piyasaya borcunuz olabilir. Alacaklarınız ve elde ettiğiniz kazançlar borcunuzu karşılamıyorsa, borca batıksanız bu kurumdan yararlanabilirsiniz. Müvekkilim olan birkaç gerçek kişi için bu kararı aldık. Konkordato vermezseniz şirketin iflası gündeme gelir. Binlerce kişi işsiz kalabilir. Ticari işletmeniz ortadan kalkabilir. Bu bir son şans. 1 yıllık süreçte başarabilen başarıyor başarayamayan da aynı iflasla karşılaşıyor. Ama başaran da ticaretine devam ediyor."

DHA

Editör: Haber Merkezi