NİL KAHRAMANOĞLU/ İZ GAZETE- Milyonlarca emekçinin beklediği asgari ücret görüşmeleri öncesi talepler de dillendirilmeye başlandı.

Geçen hafta işçi tarafındaki ilk talebi Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) açıklamış, asgari ücretin 5 bin 200 lira olması talep edilmişti. Asgari ücret tartışmaları sürerken işçilerin yaşam koşulları ve asgari ücrete dair beklentilerini sorduk. Aldığımız cevaplarla sendikalı ve sendikasız çalışan işçiler arasındaki farklar ortaya çıkarken, her iki işçinin ortak sorunları da dile getirildi.

Özel sektörde asgari ücretle çalışan 23 yaşındaki Selman Subaşı, 4 yıldır işçi olduğunu söylerken yaşam koşullarının zorluğundan şikâyet etti.

‘YAŞAM ŞARTLARI ZOR’

Sisteme uygun çalışma koşulları olduğunu ifade eden Subaşı, “Sabah 8’de gelip akşam 5’te çıkıyoruz.  Lakin aldığımız para asgari ücret ve bize kesinlikle yetmiyor. Bundan 3 sene önce aldığım asgari ücret bana yetiyordu. Ama günümüzde yetmiyor. Bir markete girdiğimizde durumun ne kadar kötü olduğunu görüyoruz. Evim kira. Üstüne elektrik, su faturası ödeyince elde bir şey kalmıyor. Ayın 10’u derken para bitiyor, 20 gün parasız ve aç geziyoruz. Gerçekten yaşam şartları çok zor” açıklamasında bulundu.

Alım gücü berbat düzeyde olduğunun altını çizen Subaşı, “Asgari ücret 6 bin lira dahi olsa bu fiyatlar, piyasa bu durumda olduğu sürece, alım gücü bu kadar düşük olduğu müddetçe hiçbir şey değişmez” dedi.

Sendikalı olup olmadığını sorduğumuz Subaşı, “Çalıştığım yerde sendika yok.  Bu yüzden asgari ücretten fazla almıyoruz. Bir derdimiz, sorunumuz olduğunda hiyerarşik düzeydi bir üstümüze talepte bulunuyoruz. Bu şekilde problemlerimizi çözmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

‘ÖRGÜTLÜ OLMAK İSTEDİK’

Yaklaşık 14 senedir İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan işçi Cihan Erdoğmuş ise DİSK Genel-İş 2 Nolu Şube Disiplin Kurulu üyesi.

 2011 yılında örgütlenme çabaları sonucunda 2 Nolu Şube’yi kurduklarını belirten Erdoğmuş, “Bir taşeron sürecinden geçtik. O dönemde de ülke koşullarını bildiğimiz için var olan kast sistemine karşı biz de örgütlü olmak istedik” dedi.

“Asgari ücretle ilgili sadece bugün değil, dün de önceki gün de geçinemediğimizi söylüyorduk” diyen Erdoğmuş, “Şu anda yoksulluk sınırı 10 bin liranın üstüne çıkmış durumda. Vergide adalet istiyoruz adı altında kampanya d başlattık. Çünkü işçiler aldığı maaşların sadece 2-3 ay karşılığını görüyor. Sonraki aylar yüzde 20-30’lara varan düzeyde kesintiler yaşıyor. Toplu sözleşmede bin 500 lira zam alıyorsak yılsonunda 900 liraya kadar vergi dilimine giriyor. Türkiye’de en büyük toplu sözleşme asgari ücret üzerinden sürdürülüyor. Asgari ücretle çalışılan yerlerde sendikadan örgütlü olması bekleniyor ama sadece sendikalar yetmiyor” diye konuştu.

‘YAŞANABİLİR ÜCRET İSTİYORUZ’

Son olarak işçilerin taleplerini de dile getiren Erdoğmuş, “Toplu sözleşme erken bitirilsin. Asgari ücretten farkımız da kalmıyor. Aldığımız ücretler vergiden muaf olsun. Yaşanabilir bir ücret istiyoruz. İstediğiniz kadar zam alın vergi dilimi yüzünden yetmiyor. Özellikle Büyükşehir’den bununla ilgili bir adım da bekliyoruz. Toplu sözleşmelerde aldığımız zammı vergilerle yitirmek istemiyoruz” ifadelerini kullandı.

İşçi sendikalı olduğu zaman 75 maddelik haklardan yararlanabiliyor. A’dan Z’ye kadar tüm sosyal haklara sahip oluyor. İşçi hiçbir ay ücret noktasında boş geçmiyor. Bir ay maaş alıyorsa diğer ay ikramiyeli maaşını alıyor, bir sonraki ay sosyal haklarını alıyor. Ne yazık ki asgari ücrette böyle bir şey yok. Hiçbir hakkı yok. Toplu sözleşmelerin birçok kazanımı var.

Editör: Haber Merkezi