İZ GAZETE- İz Web TV'de yayınlanan 'Özgür Coşkun ile Sektör'ün konuğu Bülent Tercan, soruları cevapladı.

Bülent Tercan, corona virüsün turizm sektörüne etkisi hakkında konuşarak, "Panik yok ama sıkıntıları tespit etmeliyiz. Virus pandemi ilan edilince otellerimize ve turizme olumsuz bir şekilde yansıdı. Rezervasyon iptalleri ardı ardına geliyor. Şu anda büyük bir sıkıntının içindeyiz. Otellerin doluluğu yüzde 10, eğer virüs olmasaydı yüzde 80 civarında bir doluluk bekliyorduk. Tam bir kırmızı alarm durumu var. Perişan haldeyiz. Maalesef ilk uygulamalardan biri çalışan çıkarma oldu, üzücü bir durum bu. Otellerde müşteri değil sadece personel var. Herkes çok üzgün durumda. Turizm sektörü şu an kan ağlıyor" diye konuştu.

'TURİZM, BELEDİYENİN KANUNEN GÖREVİ'

Tercan, kriz sebebiyle turizm sektörü olarak alınabilecek önlemlerden ve yapılabileceklerden bahsederek, "Önce sağlık elbette. İptaller normal ama buna karşı yetkililerden beklentilerimiz var. İki kısma ayrılıyor. Hükümet kanadından istediğimiz, SGK, vergi, kredi ve normal ödemelerin faizsiz olarak temmuza kadar ertelenmesi. İkinci olarak belediyeden beklentimiz var, İZSU'dan otellerin su faturalarının ötelenmesini istiyoruz. Elektrikten de böyle bir beklentimiz var ama o Enerji Bakanlığının işi. Bu arada pozitif olarak bakmamız gerekirse, sıcak havalarda bu virüsün öleceği öngörülüyor. Yine de Avrupa'da seyahat eden turistler yüzde elli azalacak. Az müşteri olunca müşteri kapma yarışı olacak ve bunu kapma konusunda belediyemize çok iş düşüyor. Reklam hazırlıklarını şimdiden hazırlaması, krizin fırsata çevirilmesi lazım. Turizm, belediyenin kanunen görevi. Tabii suçlu corona virüs ama oteller boşsa, bu belediyenin görevidir. 'Sağlık arıyorsan Türkiye plajlarına gel' denmeli, biz İzmir olarak da 'Sağlık arıyorsan İzmir plajlarına gel' demeliyiz. 'Ürününü İzmir'den Türkiye'den al' demeliyiz. Bunu sanayi ve ticaret odası da yapmalı. Kırmızı alarm şimdi verilmeyecekse ne zaman verilecek? Metro İzmir temizleniyor mu mesela? Vapurlar dezenfekte ediliyor mu? Bunu düşünmeliyiz" diye konuştu.

'İZMİR TURİZMİ SON 20 YILDA SINIFTA KALDI'

Tercan, bu krizde inanç turizminin çok iş yapabileceğini ifade ederek, "Bizim bu işi yapabileceğimiz magazinsel yönlerimiz de var. Klaros Kehanet merkezimiz var mesela. Gelin, ne zaman virüsün biteceğini öğrenin tarzında bir reklam yapabiliriz.

İnan turizminde İzmir ciddi fırsatlar barındırıyor. En inanmayan bile şu an Allahım yardım et diyor. İzmir son 20 yıldır türk turizminde yüzde beş pay alıyor, bu konuda sınıfta kaldık. Bu kriz haziranda bitse haziranda yapacağınız reklam 2020 yılını kurtarmaz. Biz de Yedi Kiliseler var. 21-27 Haziran'da Yedi Kiliseler etkinliğimiz olacak, yurt dışından birçok katılımcımız var. Bir de şöyle bir şey var ki, inanç söz konusu olunca insanlar kolay kolay iptal etmiyor. İnanç turizmi bundan en az etkilenen sektör" diye konuştu.

Tercan, "Yapılacak başka bir şey, benim fikrim dahilinde bugün yeni ticaret odası binamız otel yapılmalıydı. Orada otel olsa, o manzarayı turistler seyrederdi, onu seyreden turist İzmir'i unutamadı. Sahilde resort dediğimiz kıyı otellerimizde bir şansımız var, mikrobun sıcak havada öleceği düşünüldüğü için bu konuda da alternatiflerimiz olabilir. Türkiye'de son beş yılda iç turizm hareketlendi belki de bu kriz bittiğinde açığımızda bununla ilgili bir parça eksiğimiz de kapanır" dedi.

'İZMİR REKLAMINI İYİ YAPAMAYAN BİR ŞEHİR'

Bu krizde devlete ve belediyelere çok görev düştüğünü ifade eden Bülent Tercan, "Buradan bir ders çıkarmalıyız. Corona virüs olsa da olmasa da İzmir reklamını iyi yapmayan bir şehir, o yüzden dersini iyi çalışmalı. Başkanımızı aldığı kira kararı konusunda tebrik ediyorum, zaten Tunç Soyer kültür turizm müdürlüğü kurdu, çok güzel bir iş yaptı. Sanırsam şu an kültür turizmi önlem konusunda da çalışıyor. Ayrıca şu anda bizim ETİK başkanımız sayın İşler, başkanımızla devamlı irtibat halinde. Bu konunun birebir takipçisi. Kontaklarımız da devam ediyor" diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi