Emek Partisi İzmir İl Örgütü koronavirüs salgınında İzmir'deki fabrikalarda görülen vakalara ilişkin açıklama yaparak, “Salgına karşı tam izolasyon, ücretli izin, ücretsiz sağlık, sermayeye değil işçiye kaynak taleplerimizi yineleyerek tüm işçi ve emekçileri birlikte mücadeleye çağırıyoruz” dedi.

Emek Partisi İzmir İl Örgütü yazılı açıklama yaparak koronavirüs salgınına ilişkin İzmir genelinde bilgiler sunarken, işçi ve emekçilere talepleri için mücadele çağrısı yaptı. Açıklamada, koronavirüs salgın döneminde 40 günlük süre içerisinde İzmir genelinde toplam 40 dolayında fabrikadan alınan bilgilere göre, bugüne kadar 1 işçi salgından hayatını kaybederken 171 işçinin ise testi pozitif çıktığı ifade edildi.

Açıklamada şu bilgiler yer aldı: “Daha fazla sayıda işçi ise ev karantinasında bulunuyor.  Yine Büyükşehir Belediyesinde çalışan bir işçi salgın nedeni ile hayatını kaybederken İzmir’de çeşitli belediyelerde çalışan 27 işçinin de testi pozitif çıktı. Maliye, İŞKUR gibi çalışmaya ara verilmeyen kamuya ait işyerlerinde 11 çalışanın testi pozitif çıktı. Sağlık emekçilerinde ise test sonucu pozitif olan 357 dolayında kişi var. Sağlık emekçileri de test sonucu pozitif olan diğerleri gibi direkt ev karantinasına gönderiliyor. Fabrikada virüsün yayıldığını gördükleri için “kaçınma haklarını” kullanan ama patronun sopa zoru ile çalıştırmak istediği Akar Tekstil’de bugün itibari ile kaçınma haklarını kullanan ve işveren tarafından savunması alınan temsilciler ve işçiler hariç iş başı yapıldı.”

'SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINDA BİLE İŞÇİLER ÖZEL İZİNLE ÇALIŞTIRILDI'

Vaka çıkan bazı fabrikalarda geçici sürelerle duruş olsa da asıl üretimin devam ettiğini söyleyen EMEP İl Örgütü, Hatta işçiler, hafta sonu iki günlük yasaklarda dahi TPI, BATIÇİM, BMC ve Volt Elektrik örneklerinde olduğu gibi İzmir Valiliği tarafından verilen özel izinlerle çalıştırılmaktadır. Ülkemizde salgının görüldüğü günden bu yana yaşananlar, tek adam tek parti iktidarı için önemli olanın işçilerin ve onların ailelerinin canları ve sağlıklarından ziyade, şirketlerin kârları olduğunu gözler önüne sermektedir. Bir taraftan sürekli “Evde kal” çağrısı yapılırken, diğer taraftan “Genel bir karantinanın ekonomik maliyeti büyük olur” denilerek aslında “Ölen ölsün yeter ki çarklar dönsün” anlayışı güdülmektedir” dedi.  İzmir’in salgın açısından İstanbul’dan sonra en riskli ikinci il durumunda olduğu hatırlatılan açıklamada,  nüfus yoğunluğunun fazla olduğu ve işçilerin yoğun olarak yaşadığı, Karabağlar, Konak, Karşıyaka, Çiğli gibi ilçelerde de virüsün daha yaygın görüldüğü belirtildi.

“TAM İZOLASYON İÇİN PARA YOK AMA ŞİRKETLER İÇİN VAR”

“Salgının önlenmesi için gerekli olan 14 günlük eve kapanmayı, ekonomik maliyeti gerekçe göstererek hayata geçirmeyen iktidar, dünyanın en çok kamu ihalesi alan 10 şirket arasında yer alan şirketlere, üzerinde in cin top oynayan köprüler, yollar için para ödemektedir” şeklinde devam edilen açıklamada, Sağlık Bakanının salgının dikey seyirden yatay konuma geçtiğini söyleyip normalleşme sinyalleri verse de Dünya Sağlık Örgütünün Türkiye’deki gelişimin endişe verici olduğunu ifade ettiği belirtildi. Ayrıca bilim insanlarının salgın konusundaki uyarılarını hatırlatan İl Örgütü,  “Bilim insanları, Kovid-19 testi negatif olsa da bu klinik tablo ile ölen vakaların defin kağıtlarında Kovid-19 değil “Bulaşıcı Hastalık” yazılmasının verileri tartışmalı hale getirdiğini belirtmektedir. Yine bilim insanları en az 2 hafta tam izolasyon gibi daha etkili önlemlerin alınmaması durumunda, yavaşlasa dahi salgının uzun süreceği konusunda uyarmaktadır” dedi.

'İŞÇİ VE EMEKÇİLERE MÜCADELE ÇAĞRISI'

Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele günü 1 Mayıs yaklaşırken İzmir’de de hazırlıkların sürdüğünü belirten İl örgütü, “Bu yıl her yıl olduğu gibi, kent meydanlarında coşkulu ve kitlesel olarak bir araya gelemese de işçi ve emekçiler bulundukları her alanda, üretim devam ettiğine göre özellikle üretim alanlarında kendilerine reva görülen bu uygulamalara gereken cevabı birlikte ve güçlü bir şekilde verecektir. Kentimizin işçi ve emekçileri salgına ve sömürüye, canlarının hiçe sayılmasına karşı, gasp edilen hakları ve talepleri için seslerini yükselteceklerdir” dedi.

Emek Partisi olarak tüm işçi ve emekçilere mücadele çağrısı yapılan açıklamada son olarak şu ifadeler yer aldı:  “Emek Partisi olarak, salgına karşı tam izolasyon, ücretli izin, ücretsiz sağlık, sermayeye değil işçiye kaynak taleplerimizi yineleyerek tüm işçi ve emekçileri birlikte mücadeleye çağırıyoruz.  Salgına ve sömürüye karşı insanca bir yaşam için birlik mücadele ve dayanışma! Kapitalizm sağlığa zararlıdır, salgına karşı ücretli izin, sömürüye karşı sosyalizm! Yaşasın 1 Mayıs!” 

EVRENSEL

Editör: Haber Merkezi