Aile şirketlerinin birincil önceliğinin “sürdürülebilir başarı” olduğundan hareket eden EGİAD, kurumsallaşma yolculuğuna katkı sağlamak amacıyla “EGİAD Yönetim Akademisi” adı altında bir dizi seminer için harekete geçti. Sürdürülebilir büyüme, strateji geliştirme, kurumsal dayanıklılık ve kurumsallaşmayı hedefleyen aile şirketlerine yol göstermesi hedeflenen seminerler serisinde, üye kurumlar Deloitte, PwC, KPMG ve Günar Danışmanlık’ın katkıları ile EGİAD, tüm yıl boyunca 18 başlıkta aile şirketleriyle biraraya gelecek.

Türkiye’deki şirketlerin yüzde 95’inin Aile Şirketi olması ve bu şirketlerin yeni kuşaklara kurumsallaşarak aktarılması savından yola çıkan EGİAD; Kurumsal Yönetim, Eğitim & Araştırma Komisyonu’nu tarafından dizayn ve organize edilen EGİAD Yönetim Akademisi’ni başlattı. Bu kapsamda Kurumsallaşma, Sürdürülebilirlik, Turquality, Aile Anayasası, Bilgi Güvenliği gibi pek çok konuda seminerler düzenlenecek. İlk seminer ise 10 Nisan 2017 Pazartesi günü saat 16:00’da EGİAD Dernek Merkezi’nde “Vergi İncelemeleri ve Mükellef Haklarında Değişiklikler” başlığı altında gerçekleşecek. Deloitte Vergi Bölümü Ortağı Güneş Söğütlüoğlu tarafından sunulacak olan seminerde Maliye’nin uygulamış olduğu risk odaklı veri analizi yaklaşımıyla vergi incelemelerine alınma, vergi inceleme süreci ve bu süreçte getirilen son değişikler ile mükellef hakları konuları görüşülecek.

Konuya ilişkin bir değerlendirmede bulunan EGİAD Başkanı Aydın Buğra İlter, ekonomik açıdan tüm Dünyanın belirsiz bir süreçten geçtiğine dikkat çekerek Aile Şirketlerinin bu yeni düzene hazırlıklı olmaları dayanıklılık ve rekabetçiliklerini artırabilmeleri için çalıştıklarını ifade etti. Kurumsallaşmanın bir kat daha önem kazandığına vurgu yapan İlter, “Türkiye’de şirketlerin yüzde 95’i aile işletmesi, bunların yüzde 30’u birinci nesilden ikinci nesile geçebiliyor. Ancak yüzde 95’lik aile işletmesi oranı azalmıyor. Çünkü yeni aile işletmeleri kurularak oran sürekli yenileniyor. Bugün GSYH içinde yüzde 75’lik bir paya sahip olan aile şirketlerinin istihdama katkıları çok yüksek. Son yıllarda dünya genelinde yaşanan ekonomik durgunluğa rağmen, girişimcilikleri ve yeni pazarlara açılabilmeleri sayesinde Türk aile şirketleri bu zor dönemde de büyüme planlarına devam edebildiler.   Ancak aile şirketlerinin çoğu,  sahip oldukları özgün başarılarına, tutku ile işlerine bağlı olmalarına ve dinamik yapılarına rağmen, kurumsallaşma konusunda yeterli yetkinlik düzeyine sahip olmadıkları için kârlı ve kalıcı bir şirket olma noktasında sıkıntılar yaşayabiliyorlar. Aile şirketleri ne yazık ki uzun vadede istikrarlı ve küresel rekabette etkin bir yapıya kavuşamıyorlar.  Türkiye ekonomisi içerisinde milli gelirin yaklaşık %90’ını üreten aile şirketleri, yakın ve orta vadede uluslararası en iyi uygulamalar doğrultusunda yapılandırıldığında ve nesiller arası geçişler doğru ve başarılı bir biçimde yönetildiğinde, ülkemiz ekonomisinin geleceği için önemli fırsatlar sunacaktır. Yeniden yapılanma ve kurumsal dönüşüm sürecinin doğru yönetilmemesi uluslararası piyasalarda rekabet gücümüzün zayıflamasına neden olabilir. Biz de bu çalışma ile şirketlerimizin sürdürülebilir başarıyı yakalayabilmeleri adına uyguladıkları yöntemlerin ve kurumsallaşma süreçlerinin önemli noktalarına katkı sağlamayı umuyoruz. “ diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi