İnsanlığın yaşamış olduğu toplumsal, ekonomik, siyasal sorunların çözümü için ekolojik komünal toplum önerisinde bulunuyoruz. Kimilerine bir fantezi, bir ham hayâl geliyor önerimiz. Oysa yaşadığımız günler bu toplumsal düzen önerisinin ne kadar da haklı ve gerçekçi olduğunu kanıtlamaktadır.

İşte Küba’nın dünyadaki saygınlığı ve etkinliği ortada! Oysa ne ‘Kanal Havana’ları var ne de geçiş garantili otoyolları ve köprüleri…

***

Yetersiz iktidarın arsız, yüzsüz ve küfürbaz yandaşlarına, paydaşlarına aktarılan hazine varlıkları söz konusu ise halkın sağlığı da eğitimi de barınması da çok ciddi sorunlarla ve risklerle yüklüdür.

ABD’li Abraham Maslow’un Gereksinimler Dizgesi’nde, gereksinimler şu şekilde kategorize edilmektedir:

1. Fizyolojik gereksinimler (nefes alma, besin, yemek, su, cinsellik, uyku, sağlıklı metabolizma, boşaltım)

2. Güvenlik gereksinimi (beden, iş, kaynak, ahlak, aile, sağlık ve mülkiyet güvenliği)

3. Ait olma, sevgi, sevecenlik gereksinimi (arkadaşlık, aile, cinsel mahremiyet)

4. Saygınlık gereksinimi (özsaygı, özgüven, başarı, başkalarına saygı duymak, başkaları tarafından saygı duyulmak)

5. Kendini gerçekleştirme gereksinimi (erdemli, yaratıcı, içten, problem çözücü, önyargısız ve hakikatleri kabul eder olmak)

***

Ülkemizde bunların hangisi karşılanmaktadır, karşılanması düşünülmektedir? Turizmci patron Turizm Bakanı, Özel Hastane patronu Sağlık Bakanı ise bunlar, hangi sınıfı düşünürler ve politikaları izlerler? Alınan politik kararların, çıkartılan yasaların ve yapılan uygulamalarının egemen sermaye sınıfı çıkarına olmaz mı?

Koronavirüsü bahanesiyle aldıkları önlemlere bir bakın! “Sokağa çıkmayın, ellerinizi yıkayın!” Peki emekçiler, esnaf ne olacak? Küçük sanayi sitelerindeki işlikler, zanaatkârlar, pazarcılar… Alın teri göz nuru ile gündelik geçinebilenler ne olacak? Bu kesimlerin gereksinimleri için bütçeden pay verilecek mi? Yoksa köprülerden, otoyollardan garantili geçiş paraları beşli müteahhit çetesine aktarılmaya devam mı edecek?

Ülkemizin çetelere verecek kör kuruşu bile yok; hele hele bunların siyasal ayaklarına ve politik hizmetçilerine hiç gereksinimi yok!

Beton yığınlarına hapsolmuş milyonluk kalabalıklar yerine küçük topluluklar ve tüketim toplumu yerine, yaşam için üreten, dayanışkan, yardımkeş, çağcıl eğitimli, bilimsel bir topluma ve akıllı, bilge insanlara; ekolojik komünal toplumlara…