İZ GAZETE- Eğitim-İş İzmir 4 Nolu Yükseköğretim Şube Başkanı Zübeyde Serbest, üniversitelerin mezuniyet törenlerinde yaşanan gelişmelere ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Serbest,  "versitelerin mezuniyet törenlerindeki aydınlanmacı başkaldırılar, AKP’nin 20 yıldır üniversiteler üzerinde kurmaya çalıştığı faşizan baskıların beyhude olduğunu, sorgulayan bir akla pranga vurulamayacağını bir kez daha göstermiştir. Üniversiteler, tüm bileşenleriyle baskılara boyun eğmeyeceklerini, aklın ve bilimin yuvası olan akademinin, cehaletin otoriterliğiyle dizginlenemeyeceğini göstermiştir. Akademinin özerkliği, bağımsızlığı ve demokratikliğinin bir ülkenin geleceği için ne denli kıymetli olduğunu bilen ve bunun için mücadele eden Eğitim-İş İzmir 4 No’lu Yükseköğretim Şube olarak bu direnci gösteren tüm gençleri ve eğitim emekçilerini yürekten alkışlıyoruz" ifadelerini kullandı.

'ÜNİVERSİTENİN ÖZERKLİĞİ BERTARAF EDİLMEYE ÇALIŞILDI'

Serbest yaptığı açıklamada, "Üniversitelerin mezuniyet törenlerindeki aydınlanmacı başkaldırılar, AKP’nin 20 yıldır üniversiteler üzerinde kurmaya çalıştığı faşizan baskıların beyhude olduğunu, sorgulayan bir akla pranga vurulamayacağını bir kez daha göstermiştir. Bilindiği gibi; yıllardır üniversite bileşenlerinin seçme hakkı yok sayılarak  tepeden inme biçimde yandaş rektör atamaları yapılarak üniversitenin özerkliği bertaraf edilmeye çalışılmıştır. İlerici akademisyenler mobbingle, keyfi disiplin soruşturmalarıyla ve işsizlik korkusuyla bastırılmaya gayret edilmiştir. Ülke meselelerine aydınlık bir yerden bakan üniversiteli gençler Aziz Nesin’lik soruşturmalarla korkutulmaya uğraşılmıştır" ifadelerini kullandı. 

"UNUTULMAYACAK BİR CEVAP OLDU"

"İktidar ve organlarının yıllardır sürdürdüğü bu hummalı çalışmalarının ne kadar sonuca ulaştığını ise sadece son 1 ayda üniversitelerin mezuniyet törenlerine ilişkin yaşanan gelişmeler ortaya koymuştur" diyen Serbest şu ifadeleri kullandı:

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Çapa Tıp Fakültesi’nin 21 Haziran’da yapılan mezuniyet töreninde okul yönetimi, Hipokrat Yemini’nde yer alan ‘cinsel yönelim ayrımı yapılmayacağı’ yönündeki ifadeleri akıl almaz biçimde kaldırmıştır. Öğrenciler buna tepki olarak metnin orijinal halini okumuş ve yasakçı yönetimi bozguna uğratmıştır.

Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı ise 1 Temmuz’da gerçekleşen mezuniyet töreni öncesinde öğrencilere Hekimlik Andı yerine üniversite tarafından yazılan bir “ant” metni dağıtmış ve bundan başka bir şey okunmaması için tehditlerde bulunmuştur. Buna rağmen orijinal andı okuyan öğrencilere aileleri de alkış ve ıslıklarla destek olmuştur.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezuniyet töreninde de tören konuşmalarını yasaklamaya çalışan yönetim protesto edilmiş, konuşmalarda inatla ve yüreklilikle memleket meselelerine değinilmiştir.

Kayyum rektörlük uygulaması nedeniyle dünya akademi tarihinin en uzun eylemlerine sahne olan Boğaziçi Üniversitesi’nde ise kurulduğu tarihten bu yana ilk kez toplu mezuniyet töreni gerçekleşmemiştir. Düzenlenecek törende kısıtlamalarının kabul görmemesi üzerine kayyum rektör Naci İnci, mezun olan öğrencilerin okula giriş kartlarını bir disiplin cezasına dayandırmadan süresiz olarak iptal etmiştir. Mezuniyet törenini de iptal eden İnci, öğrencilerin kendi imkanlarıyla düzenlemek istediği törene de izin vermemiştir. Üniversite bileşenlerinin bu baskılara rağmen düzenlediği protesto yürüyüşü, rektöre unutulmayacak bir cevap olmuştur.

ODTÜ Rektörlüğü de, öğrencilerinin mezuniyet töreni için yaptığı hazırlıklardan duyduğu korkuyla, gelenekselleştiği üzere bu yıl da Devrim Stadyumu'nda düzenlenecek mezuniyet törenlerinin 'güvenlik' gerekçesiyle iptal edildiğini duyurmuş ve kafasını kuma gömmüştür.

Ancak bu duruma ODTÜ eski mezunları, yeni mezunları ve akademisyenler ‘YASAKLAR SİZİN MEZUNİYET BİZİM’, ‘DEVRİM’DEN DE, MEZUNİYETTEN DE VAZGEÇMİYORUZ’ diyerek haklı tepkilerini göstermiş ve 06/08/2022 tarihinde Devrim de geleneksel mezuniyet töreni yapma kararı alarak, tüm üniversite bileşenlerine ve öğrencilerin ailelerine  çağrı yapmışlardır.

'YÜREKTEN ALKIŞLIYOR'

Yapılan açıklamada son olarak, "Yani üniversiteler, tüm bileşenleriyle baskılara boyun eğmeyeceklerini, aklın ve bilimin yuvası olan akademinin, cehaletin otoriterliğiyle dizginlenemeyeceğini göstermiştir. Akademinin özerkliği, bağımsızlığı ve demokratikliğinin bir ülkenin geleceği için ne denli kıymetli olduğunu bilen ve bunun için mücadele eden Eğitim-İş İzmir 4 No’lu Yükseköğretim Şube olarak bu direnci gösteren tüm gençleri ve eğitim emekçilerini yürekten alkışlıyoruz. Bu direnç, iktidar ve onların üniversite komiseri olarak atadıkları rektörlerde öyle bir korku yaratmıştır ki, mezuniyet törenlerinin iptal haberleri peş peşe gelmektedir. Bu korku öyle bir hal almıştır ki, öğrencilerin kendi okullarının bahçesine bir kürsü koyması bile yasaklanmaktadır. Çünkü bu korku, olacakları bilmenin yansımasıdır. Çünkü bu korku, karanlığın ışıktan kaçmasıdır. Nazım Hikmet’in dediği gibi çünkü “Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu…”   ifadelerini kullandı. 

Editör: Haber Merkezi