GÜLSEN CANDEMİR / İZ GAZETE -Bakanlığın İlkokul 3. Sınıflara gönderdiği Hayat Bilgisi ders kitabında kız çocuğunu okula göndermeyen babanın bu davranışı ‘Düşünce özgürlüğü’ başlığı ile anlatılmış. İlköğretim Kurumları yönetmeliğine göre, çocuğunu okula göndermeyen aile suç işlemiş kabul edilir ve yasalara göre cezalandırılır.

Eğitim alanında yaşanan skandallar bitmek bilmiyor. Milli Eğitim Bakanlığının onayından geçen ancak ne bilimsel eğitim anlayışına ne de pedagojiye uyan kitap içerikleri, çocukların eğitimine katkı sunması bir yana gelişimlerini olumsuz etkiliyor. Sevgi Yayınlarından çıkan Milli Eğitim Bakanlığı talim terbiye kurulunun 2015-2016 eğitim öğretim yılından itibaren 5 yıl boyunca kullanılmasına onay verdiği İlkokul 3. Sınıf Hayat Bilgisi ders kitabı 2’de yer alan bir hikâye, bakanlığın kendi koyduğu yasaklara dahi uymadığını gösteriyor. Çocuklara ders diye anlatılan hikâyede, çocuğunu okula göndermeyen velinin bu davranışı ‘düşünce özgürlüğü’ olarak işleniyor.

AİLENİN SUÇ İŞLEDİĞİNE HİÇ DEĞİNİLMİYOR

‘Farklı düşünebiliriz’ başlıklı bölümde bir öğrenci, artık okula devam etmeyeceğini öğrendiği arkadaşına üzülüyor ve annesi ile bu konuyu paylaşıyor. Annesi, üyesi olduğu bir dernek aracılığı ile o öğrencinin evine giderek, aileyi çocuklarını yeniden okula göndermeleri için ikna etmeye çalışıyor. Ancak aileyi ikna olmadığı için arkadaşı buna üzülürken annesi, bu durumu ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirmesini ve aileyi anlayışla karşılamasını istiyor. Anlatılan hikâye, çocuğun okuluna geri döndürülmesi ile bitirilmiş olsa da, ailenin çocuğunu okula göndermek istememesi ‘Düşünce özgürlüğü ve farklı görüşlere saygı’ olarak işleniyor.

Hikâyenin sonunda öğrenciler için not olarak yazılan bölümde çocuğunu okula göndermek istemeyen ailenin bu tutumu ifade özgürlüğü olarak açıklanıp, ‘Herkesin düşüncesine saygı göstermeliyiz.’ Deniliyor.

ÇOCUĞU OKULA GÖNDERMEMEK ÖZGÜRLÜK DEĞİL, SUÇTUR!

‘Eğitim Hakkı’ Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi tarafından engellenemez bir hak olarak görülmektedir. TC Anayasanın 42.maddesi de, ‘kimse eğitim ve öğretim hakkından mahrum bırakılamaz’ demektedir.

Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığı ilköğretim ve Eğitim Kanununun “Okula Devam” başlıklı bölümündeki okula devam etmeyen öğrencilerin velileri ile ilgili yaptırımlar yer almaktadır. Konunun detaylı bir şekilde anlatılığı maddelerde; “Çocuğunu okula göndermeyen; Verilen izin müddetini geçiren; Geç nakil yaptıran; Okul çevresi dışına çıkarak izini kaybettiren; Çocuğunun devamsızlık durumunu özürsüz olarak zamanında okul idaresine bildirmeyen; Öğrencinin veli veya vasi veya aile başkanları, okul idaresince köylerde muhtarlığa, diğer yerlerde mülki amirliğe hemen bildirilir. Muhtarlar ve mülki amirler en geç üç gün içinde durumun veli veya vasi veya aile başkanlarına tebliğini sağlarlar. Yapılan tebliğde okulca kabul edilecek geçerli sebepler dışında çocuğun okula gönderilmemesi hâlinde idarî para cezasıyla cezalandırılacağı bildirilir.” Deniliyor.

Bakanlığın var olan yasal düzenlemelere göre suç teşkil eden bir konuyu ders kitabında anlattığı gibi özgürlük ve düşüncenin ifadesi olarak değerlendiren kitabın okullara nasıl ve hangi amaçla dağıtıldığı ise merak konusu. Bakanlığın, kanunlara ters düşen içeriğe sahip kitabı toplatıp toplatmayacağını kamuoyuna açıklaması bekleniyor.

VELİ-DER: BAKANLIK SAMİMİ DEĞİL

Veli Derneği İzmir Şubeleri, “Bu olay trajikomik bir olaydır. Bakanlık kız çocuklarının okutulması için kampanyalar düzenleyip, ‘haydi kızlar okula’, ’Baba beni okula gönder’ gibi çalışmaları sürekli gündemde tutarken, okullara gönderdiği kitaplarda ise tam tersine çocuğunu okula göndermeyen babanın bu davranışını düşünce özgürlüğü olarak tarif etmesi çelişkilidir.” Açıklamasında bulundu. Dernek, bakanlığın ya kitapları denetlemeden okullara gönderdiğini ya da çocukların okula gitmesi fikrinde samimi olmadığını ileri süren Veli Derneği açıklamasında şunları dile getirdi: “Okullarda okutulan kitapta, velinin suç işlediğini ve bunun da bir cezası olduğunu bilen bakanlığın bunu yok sayması kabul edilemez. Bakanlık eli ile, çocukların zihninde okula gitmemenin geçerli bir mazereti olabileceği fikrinin oluşturulmaya çalışması biz velilerce kabul edilemez. Eğitim hakkından mahrum bırakılmış her çocuk, ekonomik ve psikolojik her türlü sömürü çarkının içerisine atılmış demektir. Ülkemizde binlerce çocuk okulda olması gerekirken eğitim hayatının dışına çıkarılmışken, bunu daha da teşvik eden yayınların okullara gönderilmesini red ediyor. Bakanlığın tüm ders kitaplarını yeniden incelemesini, bu tür kitapları da okullardan toplatılmasını istiyoruz.”

 

Editör: Haber Merkezi