Adaylardan kalp damar cerrahı Prof. Dr. Cenk Erdal, "Öğretim üyelerinin kalpleri bana emanet olsun" dedi. Erdal, seçilirse proje deposu kuracak ve 'benim hastanem' çalışması yapacak.

İzmir'de 15 yıldır dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde kalp damar cerrahı olarak görev yapan Prof. Dr. Cenk Erdal, Haziran yanıda yapılacak seçimde rektörlüğe talip oldu. Öğretim üyesi anne babanın oğlu olan Erdal, üniversitenin en önemli sorununun kaynakların adil kullanılması olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Adil kaynak kullanımı, adalet ve huzur getirir. Huzurlu olan akademisyen daha verimli çalışır. Akademisyeri motive etmek gerekir. Dinleyen bir üniversite olmalı, tabu olmamalı, ön yargı olmamalı, birlikte üretim şart. Benim amacım birlikte geleceği planlamak. Geleceği önceden görüp gereğini yapabilecek bir üniversite olmalıyız. Örneği üniversiteye otopark yaparken ileride elektrikli araçlar artacak her bir otoparka priz yapalım. Bunlar çok önemli. Temel araştırma alanları öncelikle desteklenmeli. Teknoloji geliştirme alanındaki şirketlere yeterince katılamıyoruz. Bu nedenle depo en önemli projemiz. Bu projelerin içine öğretim üyelerinin çekilmesi lazım. Proje deposunda, ileri düzeyde tercüme yapabilen, makaleler çevirebilen bir ekip olacak. Öğretim üyelerine burada hizmet vereceğiz. Avrupa Birliği 2020 bilimsel hedefler için üniversitelerden bir tema istiyor. 'Bir şeyde iyi olun, daha ileri olun' diyor. Biz de dört ana temada proje ürettik, genetiğimizi belirlemeye çalışıyoruz."

BENİM HASTANEM

Prof. Dr. Cenk Erdal,öğretim üyelerinin ve ailelerinin hastaneden yeterince faydalanamadığını öne sürerek, öğretim üyelerinin ve ailerinin tetkik ve tedavileri için özel bir telefon hattı açacağını. bu hat üzerinden randevu alınıp yönlendirme yapılacağını anlattı. Erdal, "Bu hizmeti veren doktorlarımızı da mağdur etmeyeceğiz onlara mesai dışı özel ödemeler yapacağız" dedi.

LİSANSLI KAYAKÇI

Lisanslı kayakçı olan Erdal, daha çok Palandöken'de kaydığını, iki çocuğuna da kaymayı öğrettiğini belirterek, "Palandöken'e sık giderim çünkü çocukluğum da orada geçti. Oğluma ve kızıma da kayak öğrettim. Orada 'ejder' diye meşhur bir pist vardır. Oradan kaydın mı kayağı öğrendin demektir. Dağda olmak çok zevkli, insana özgürlük hissi veriyor. Fırtına olduğunda o korkuyu yaşamak, güçlüğe karşı savaşmak çok güzel" dedi.


Elif DEMİRCİ / İZMİR, (DHA)

Editör: Haber Merkezi