Gizem TABAN/İZ GAZETE- Yükseköğretim Kurulu (YÖK) üniversiteye girişte baraj puanlarının kaldırıldığını açıkladı. YÖK’ün baraj kararı sonrasında, eğitim kalitesinin daha da düşeceği yorumları yapılırken, söz konusu kararla genç işsizliği düşük gösterilmesinin amaçlandığı da öne sürüldü. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) İzmir Üniversiteler Şubesi Başkanı Ümit Akıncı, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

‘MASKELENMEYE ÇALIŞILIYOR’

YÖK’te de nitelikten çok niceliğe odaklanan bir anlayış olduğunu belirten Eğitim-Sen İzmir Üniversiteler Şubesi Başkanı Ümit Akıncı, “Nicelik ne kadar fazlaysa o kurumların üst yöneticileri bunu kendi hanelerine artı olarak yazıyorlar. Üniversiteler konusunda öncelikle kapasitelerin artırıldı, şimdi de baraj uygulaması kaldırıldı. Üniversitelerle ilgili karne diyebileceğimiz raporlar açıklıyorlar, buralardaki puanlarda hep nicelik ön planda… Kaç öğrenci alındığı, kaç öğrencinin mezun olduğu ve benzeri şeylere bakıyorlar. Bu üniversitelerden mezun olan insanlardan kaç tanesi iş hayatına atılabilmiş diye bakmıyorlar. Ülkemizde genç işsizlik şu an çok çarpıcı boyutlara ulaştı. Bir yandan bu da maskelenmeye çalışılıyor. Bu sisteme göre; insanlar 18 yaşında liseden mezun olduğunda iş arayan konuma düşmek yerine üniversite öğrencisi oluyor. Bu, en az 4-5 yıl o insanların işsizliğinin istatistiklere yansımaması anlamına geliyor. Genç işsizliği düşük göstermek adına bir algı yaratılmaya çalışılıyor” açıklamalarında bulundu.

‘NİTELİK SÜREKLİ DÜŞÜYOR’

Niteliğin yerine niceliğin getirilmesinin kişilerin istenilen niteliklere sahip olmadan mezun olmasına yol açtığını vurgulayan Akıncı, “Dolayısıyla ülkenin geleceğinde bir numaralı sorun niteliksiz işsizlik olacak. İş hayatında ister özel ister devlette olsun, istihdam edilecek insanlar sayısal olarak oldukça artarken nitelik olarak çok düşük oluyor. Çünkü kapasitelerin artırılması, barajın kaldırılması gibi uygulamalar eğitim kalitesini düşürüyor. Yani eğitimde sürekli geriye gidiyoruz. Bu nitelik düşüşünün etkilerini hemen hemen her alanda görüyoruz. Örneğin; fizik, biyoloji gibi temel bilim eğitimi alan insanların büyük çoğunluğu, hiçbir şekilde ne bilimsel üretime katkıda bulunabiliyor ne kendi alanlarında kolay kolay iş bulabiliyorlar” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi