Beste Çelik ile Gün Sonu programının konuğu olan Eğitim-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Necip Vardal eğitimde yaşanan sorunlara ve eşitsizliklere değindi. HDP’nin okulların deprem güvenliği için bütçe arttırılsın önergesi reddedilmesini değerlendiren Vardal, “Deprem olduğu gün Milli Eğitim Bakanı önce okullarla ilgili sorun olmadığı yönünde tweet attı. Daha sonra 139 okulda çeşitli hasarların olduğunu bildirdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da 850 civarında okulda hasar tespit çalışması yapıldığını açıkladı. Bunlardan 5 tanesinin ağır hasarlı olduğu,18 tanesinin de orta hasarlı olduğu belirtildi. Bugün itibariyle sayılar nedir elimizde veri yok. Zaten genel anlamda şeffaf bilgi paylaşımına ilişkin sıkıntı var. Bir sıkışıklık var ve ikili eğitime geçiliyor. Şu anda pandemi sürecindeyiz. İkili eğitimden sabah çıkan öğrencilerden sonra okullar hijyen şartlarına kavuşturulmadan hemen diğer grup binaya gelecek. Bu da sağlık sorunu oluşturacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı bu yüzden bir an önce yatırım bütçesini arttırmalıdır” diye konuştu.

‘İKTİDAR BU EŞİTSİZLİĞİ ORTADAN KALDIRILMALI’

Online eğitime geçilmesinin ardından eğitimde fırsat eşitsizliği yaşandığını dile getiren Vardal, “Martta yüz yüze eğitime ara verildi ve online eğitime geçildi. O tarihte Milli Eğitim Bakanlığı’nın da bizim de bu konuda bir deneyimimiz yoktu. Herkes hazırlıksız yakalandı. Ama mart ayından okulların açıldığı eylüle kadar bir deneyim kanılması gerekiyordu. Eğitim-Sen o dönemde günlükler yayınlayarak döneme ilişkin sorunları kayıt altına aldı. Devlet okullarıyla özel okullar arasında ciddi bir fark oluştu. Fırsat eşitsizliğinin en somut örneğini buradan görebiliriz. Sadece orada da değil. İller, ilçeler, okullar arasında da fırsat eşitsizliği söz konusu. Birincisi internet erişimi açısından ikinci de internet erişimini sağlayacak materyaller açısından. Uzaktan eğitim alan çocukların büyük bir kısmı anne-babasının cep telefonundan yararlandı. Bilgisayar ve tablet konusunda öğrencilerimizin ciddi bir eksiği vardı. Türkiye’deki aktif öğrenci sayısını 15 milyon’un üzerinde kabul ettiğinizde 6 milyon öğrenci bundan yararlanamadı. İktidarın yerine getirmesi gereken şey, bu eşitsizliği ortadan kaldırmak. Eğitim-Sen günlüklerinde bu noktalara vurgu yaptı ve o dönemleri kayıt altına aldı” şeklinde konuştu.

‘TALEPLERİMİZİ DİLE GETİRİYORUZ’

Eğitim-Sen olarak çalışmalar yaptıklarını da söyleyen Vardal, “Bakanlık ile yaptığımız görüşmelerden, kamu emekçilerinin bu konudaki beklentilerine yanıt verecek çeşitli alan araştırmaları, çalıştaylar yaptık. Bunun dışında çeşitli anketlerle, aldığımız veriler ışığında elle ettiğimiz bilgilerle kamuoyunun önene çıkıyoruz. Taleplerimizi dile getiriyoruz” dedi.

Depremde verilen 1 haftalık ara tatili de değerlendiren Vardal, “İlk günler yaralarımızı sarmaya çalıştık. O süre içerisinde eğitime ara verildi. İkinci haftaya geçtiğimizde yüz yüze eğitim yerine uzaktan eğitimle devam edileceği söylendi. Önümüzde 16 Kasım’da başlayacak olan birinci ara tatil var. Süreç uzadıkça öğrencilerin okulla ilişkileri yavaş yavaş zayıflamaya başlıyor. Ama yaşadığımız olağanüstü bir süreç var. Burada temel olan şey sağlık hakkı. Bununla ilgili bir süreç yürütmek gerekir. Sadece öğrenci olarak düşünmemek lazım. Birçok eğitim emekçisi arkadaşımızın da evi yıkıldı” diye konuştu.

‘BİR AN ÖNCE KADRO VERİLMELİ’

Ücretli öğretmenlere bir an önce kadro verilmesi gerektiğini belirten Vardal, “Aynı sınıfa giriyoruz, aynı işi yapıyoruz, aynı öğrencilere eğitim veriyoruz ama bu arkadaşlar asgari ücretin altında ücretle çalışıyorlar. Ayrıca güvencesiz çalışıyorlar. Basın açıklaması da yaptık, Milli Eğitim Bakanlığı ücretli öğretmenlerle ilgili bir yazı yayınladı. Ücret karşılığı çalıştırılan öğretmenlerin, fiilen derse girmemeleri nedeniyle ücretlerinden yararlanamayacaklarını söylediler. Kadrolu öğretmenler idari izinli sayıldıkları için bir hak kaybına uğramıyorlar. Salgın döneminin yarattığı sonuçlar, ekonomik krizin daha da büyüdüğü bu dönemde ücretlerde kesinti yapılması anlaşılabilir bir durum değildir. Talebimiz şu; mevzuatta bir değişiklik yapılması gerekiyor. Hızla bu değişikliğin yapılmalı. Aynı görevi yaptığımız arkadaşların böyle mağdur olmalarının önüne geçilmedir. Bir an önce kadrolu istihdamının sağlanması gerekiyor” diye konuştu.

‘EĞİTİMCİLERİ ÇOK KIRDI’

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un öğretmen maaşlarının yük olduğu açıklamalarını eleştiren Vardal, “Asıl yükü taşıyan öğretmenlerdir. Pandemi koşullarında özveriyle çalışan öğretmenlerdir. Sonrasında düzeltmeye de çalıştı ama bu konudaki niyet ortaya çıkmış oldu. Öğretmenlerin maaşlarını yük olarak gören anlayış, piyasacı, sermayeye yönelik tutumun göstergesidir. Ama sendikal mücadele, örgütlülüğümüz bu sorunların üstesinden gelebilecek birikime de sahiptir. Ama bu ifadeler eğitimcileri çok kırmıştır” dedi.

Editör: Haber Merkezi