Yeni normalleşme süreci ile ilgili konuşan Vayiç, “Ben ülkenin hem sağlık hem eğitim açısından hazır olmadığını söyleyenlerdenim. Biz normalleşmeye hazır değiliz. Şu andaki vaka, hasta sayılarına bakıldığı zaman normalleşmenin başlamaması gerektiğini bilim insanları da söylüyor. Biz de bilim insanlarının söylediklerine kulak vererek bu sürecin başlatılmaması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

Okulların açılmasıyla ilgili de konuşan Vayiç, okulların açılış hazırlıkları ile sürekli önerilerde bulunduklarını kaydederek, “ Okulların açılmasının kolaylaşmasını sağlamayı dezenfektan işleminden ibaret sanan bir Milli Eğitim Bakanlığımız var maalesef. Şu anda hiçbir okulumuz normalleşmeye hazır değil. Türkiye’deki hiçbir okulun da hazır olduğunu düşünmüyorum. Hazır olması için önemli kriterler var. Dezenfektan malzemesi karşılanmış olabilir ama bunun da ne kadar karşılayacağı tartışılır. En fazla 1 hafta stokları vardır. Bir hafta sonra velilere muhtemelen diyecekler ki ‘bu malzemeleri aldırın’ O durumu da yaşayacağız büyük ihtimalle. Derslik sayıları yetersiz, öğrencileri böldüğünüz zaman bile fiziki koşullar uygun değil. Personel ihtiyacı hala had safhada. Öğretmen ihtiyacı giderilmemiş. Eğitime olan ek bütçe ayrılmamış, dolayısıyla bütün bunlar yokken okulların normalleşmeye hazır olması gibi bir şey söz konusu değil” ifadelerini kullandı.

‘KAYIP KUŞAK VAR’

Vayiç, okulların hazır olmasının aslında mümkün olduğunu söyleyerek kayıp bir kuşak oluşturulduğunu söyledi. Vayiç, “Biz bunun gelecekte sıkıntısını yaşayacağız. Okulların açılması sadece öğretmenleri ya da öğrenciler ilgilendiren bir mesele değil. Toplumu ilgilendiren bir mesele. Biz aşı çalışmaları ilk başladığında sağlık çalışanlarından sonra önceliğin öğretmenlere verilmesi gerektiğini ifade ettik. Aşılamada bile henüz öğretmenlerin aşılanması planlanmış değil. Bu koşullarda okullar açıldığı için biz normalleşme için uygun değil diyoruz. Yoksa Eğitim Sen olarak biz pandeminin başından beri hazır olabilecek koşulları önererek, kamuoyuyla da paylaşarak Milli Eğitim Bakanlığı’na sunduk. Ancak hiçbir şey yapılmayınca okulları açmak tehlikeye kapı aralamak anlamına geliyor” diye konuştu.

Okulların açılmasının üzerinden üç gün geçtiğini ve üç gün içerisinde öğrenci ve öğretmen pozitif vakalarının gelmeye başladığını dile getiren Şuayip Vayiç, Bornova’da hiçbir aşılama faaliyeti olmadığını da söyledi. Vayiç, “Ben kronik hasta bir öğretmen olarak aşı programına baktığımda ‘riskli grupta değilsiniz’ diye yazıyor. Dolayısıyla şu anda aşılamayla ilgili bir çalışma yok” açıklamalarında bulundu.

‘PİYASACI ANLAYIŞ VAR’

“Serbest piyasa ekonomisi uygulanan bir ülkeye biz. Dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı’da şu anda piyasacı bir anlayışla bu eğitim faaliyetlerini yapıyor” diyen Vayiç, “Okulların açılması sadece öğrencilerin okullara gelmesi olarak algılanmıyor, bu işin servis ayağı var, kırtasiye ayağı var. Bir sürü başka yönleri var. Piyasaya karşı bir yaranma durumu söz konusu olabilir. Biz böyle konuşunca okulların açılmasını istemiyormuşuz gibi bir algı oluşabilir ama biz okulların açılmasından yanayız. Biz Mart 2020’den beridir yüz yüze eğitimin yapılması gerektiğini ve öğrencilerin arasında ciddi bir eşitsizlik yaşandığını dile getiriyoruz zaten. Bunun koşulları var, bunun koşullarını da sağlayan biz değiliz. Siz hiçbir önlem almadan okulları yüz yüze eğitime açıyoruz dediğinizde biz buna karşı çıkarız. Tedbirleri almak mümkün” ifadelerini kullandı.

‘SENDİKAYI MUHATAP ALMIYOR’

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Eğitim Sen’i ısrarla muhatap almama gibi bir durumu olduğunu söyleyen Vayiç, “Bakanlığa en gerçekçi, en bilimsel önerileri sunan sendika Eğitim Sen. Bizim önerilerimiz ciddiye alınmış olsa bu durumlar yaşanmamış olacaktı. Eğitim Sen olarak neredeyse her hafta hem kamuoyunu bilgilendirdik, hem de Bakanlığa önerilerde bulunduk. Biz Milli Eğitim Bakanlığına eğitim paydaşları olduğunu söyledik. Bakanlık bu işi tek elden merkezi olarak yürütmeye çalışıyor ve böyle yürüttüğü zaman da sonuç ortada. Şu anda durum Mart 2020’deki durumdan bile daha ileri seviyede. Değişen bir şey yok” dedi.

Eğitimle ilgili kararları Cumhurbaşkanlığına bağlı Eğitim Daire Başkanlığı’nın verdiğini söyleyen Şuayip Vayiç, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un orada bir etkisinin olmadığını düşündüğünü dile getirdi. Vayiç, “Bakan’da oradan öğreniyor alınan kararları. Bu tamamen kişisel yorumumdur. Bakanlığın kendi alamadığı başkalarının aldığı kararları uygulamak da bir zorunluluk haline geliyor. Dolayısıyla tek merkezden planlanan bir işte Bakanın inisiyatif kullanması pek mümkün değil” ifadelerini kullandı.

‘AKLA ZİYAN BİR DURUM YAŞANDI’

Vayiç, geçtiğimiz günlerde açıklanan 1 Mart kararlarıyla ilgili ‘Pazartesi bu ülkede akla ziyan bir durum yaşandı’ şeklinde yorumladı. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un ‘özür dilemesini’ de değerlendiren Vayiç, “Bakanın özür dilemiş olması tamamen sembolik bir şeydir ve kabul edilip edilmemesinin hiçbir anlamı yoktur ve özür dilemesinin de bir anlamı yoktur. Ayrıca özür dilemesi gereken merci de bence bakan değildir” şeklinde konuştu.

Yeni normalleşme süreci için oluşturulan ‘renkli haritayla’ ilgili de yorumda bulunan Vayiç, “Cumhurbaşkanı açıklama yaparken, yani ‘tablonun renkleri değişebilir’ derken, ‘biz şimdi açıyoruz her yeri ama her an kapatabiliriz’ dedi aslında. Sağlık bilimciler bu durumun önüne geçilmesinin mümkün olmadığını söylüyorlar. Hatta mavi olan yerlerle ilgili de manipülatif bir durum olduğunu dile getiriyor sağlık bilimciler. Yeterince test yapılmadığı için o kısımların mavi olduğunu söylüyorlar” dedi.

‘BU ÇOCUKLARIN GÜNAHI NE?’

Sınavların yüz yüze yapılmasındaki Bakanlık ısrarını da hatırlatan Vayiç, bu durumun online sınav denetim mekanizmasının kurulamamış olmasından kaynaklandığını söyledi. Vayiç, “Bizce sınav yapılmaması gerekir. Neden? Şu ana kadar yüz yüze eğitim yapmamışsınız, bütün eğitimleri uzaktan yapmışsınız ve uzaktan eğitime katılım oranları düşük. Siz uzaktan yaptığınız bir eğitim ölçme değerlendirmesini yüz yüze yapmaya çalışıyorsunuz bu zaten kendi başına bir adaletsizliği barındırıyor zaten. Bu çocukların günahı ne?” diye sordu. Vayiç, uzaktan eğitim sürecinde programda seyreltmeye gidilmediğini de hatırlattı.

Vayiç, Eğitim Sen olarak aşılanma konusunda İl Sağlık Müdürlüklerine bireysel olarak dilekçe verdiklerini ve üyeleriyle beraber ‘Aşılanmadım, risk altındayım’ diye kokartlı eylem yapacaklarını söyledi.

Editör: Haber Merkezi