İZ GAZETE- Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Enes Kara'nın, geçtiğimiz gün ardında bıraktığı bir notla hayatına son vermesi ülke genelinde derin üzüntüye sebep oldu. Ailesinin zorlamasıyla cemaat evine yerleştirilen Enes, olaydan önce çektiği videoda kaldığı yurtta baskılara maruz kaldığını ve psikolojik olarak yorulduğunu söylemişti.

Eğitim-İş İzmir 4 No’lu Yükseköğretim Şube Başkanı Zübeyde Serbest yaptığı açıklamada bu yapılardan her yıl yaklaşık bir milyon öğrencinin geçtiğini vurgulayarak, acilen tedbir alınmasını ve cemaat evi, vakıf ve tarikat yurdu tarzı yerlerin kapatılması gerektiğini ifade etti. Serbest, "Başka Enes'ler ölmesin, çocuklarımızın hayatları karamasın. Kamu binaları, kaynakları TOKİ ile iş birliği yapılarak, çocuklarımızın sadece eğitsel değil, sosyal ve kültürel gelişimlerini de sağlayan kompleks yurtlar yapılmalıdır. Taşımalı eğitim sistemi kaldırılıp tüm köy okulları ve devlet yatılı bölge okulları tekrar eğitime dahil edilmelidir. Her üniversitenin kabul ettiği öğrenci kontenjanı oranında öğrenci yurdu olmalıdır” diye konuştu. 

‘KABUL EDİLEBİLİR DEĞİLDİR’

Zübeyde Serbest yaptığı açıklamada, “Geleceğimiz çocuklarımız, tarikatların ve cemaatlerin ellerine bırakılarak her türlü istismara maruz kaldıkları yetmezmiş gibi canlarından da oluyorlar. Kamu binaları kaynakları cemaat ve tarikatlara hibe eden mevcut iktidar yurt sorununa çözüm getirmemekte ki ısrarcı tutumunu sürdürmekten acilen vazgeçmez ise, çocuklarımızı   taciz-istismar, intihar, baş kesme, yanarak ölmek gibi insanlık dışı durumlara kurban vermeye devam ederiz. Gençlerimiz, çocuklarımız ülkelerinde gelecek göremeyecek hayal kuramayacak, hayatına son verecek kadar umutsuzluğa ve yılgınlığa düşmüşken, en temel insani hak olan barınma, beslenme sorunları had safhaya ulaşmış, hayat pahalılığı dayanılmaz bir hal almışken mevcut iktidarın üç maymunu oynaması kabul edilebilir değildir” dedi.

‘HER YIL YAKLAŞIK BİR MİLYON ÖĞRENCİ’

“Bu tarz yapılara yurt demek doğru değildir” diye konuşan Serbest, “Bu yapılar tarikat evidir. Maddi gücü yetersiz ailelerin dışında tarikatlara üye olan aileler de yurt hizmetinden ziyade yoğun tarikat disiplini almaları için de bu yapılara gözü kapalı çocuklarını teslim etmekte, sakınca görmediklerini Enes’in ardında bıraktığı videodan da anlıyoruz. Çağ dışı ve gerici tarikat eğitimi adı altında bütün gençliği ve benliği ezilmiş çocuklarımız ölüme sürükleniyor. Siyasi iktidarın fikri hür vicdanı hür nesiller yetiştirmek yerine, dindar ve kindar bir nesil yaratmak niyeti ile göz yumduğu hoş gördüğü bu yapılar artık çocuklarımızın geleceğini karatmakta ve hatta hayatlarına mal olmaktadır. Üç ay önce yapılmış bir saha çalışmasında Türkiye’de dört bin civarında özel yurt olduğu, bunların üç bini bir tarikat ya da dini gruplarının elinde olduğu, on beş bin civarında kuran kurslarının var olduğu biliniyor.  Bu yapılar yatılı kuran kursu ya da yurt diye geçiyor. Bu yapıların elinden   her yıl yaklaşık bir milyon öğrencinin geçtiği söyleniyor. Bunların dışında apartlar, öğrenci evleri gibi (merdiven altı) sayıları bilinmeyen cemaat evleri cemaat mensupları tarafından tutuluyor. Bilimsel eğitimden uzak başlarında eğitmen/öğretmen yerine ağabeyler, ablalar olan hiçbir denetim mekanizması tarafından denetlenmeyen yapılar çocuklarımıza mezar olmakta” açıklamasında bulundu.

‘TEKRAR DAHİL EDİLMELİ’

Hacı Bektaşi Veli’nin ‘İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır’ sözünü alıntılan Serbest, “Artık yeter çocuklarımızı karanlık yapıların dehlizlerinde kaybetmek istemiyoruz. Acilen tedbirler alınmalı tüm bu gerici yapılar kapatılmalıdır. Başka Enes`ler ölmesin, çocuklarımızın hayatları karamasın. Kamu binaları, kaynakları TOKİ ile iş birliği yapılarak, çocuklarımızın sadece eğitsel değil, sosyal ve kültürel gelişimlerini de sağlayan kompleks yurtlar yapılmalıdır. Taşımalı eğitim sistemi kaldırılıp tüm köy okulları ve devlet yatılı bölge okulları tekrar eğitime dahil edilmelidir. Her üniversitenin kabul ettiği öğrenci kontenjanı oranında öğrenci yurdu olmalıdır” ifadelerini kullandı.

‘ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ’

Serbest son olarak, “Devlet tüm öğrencilerin eğitim, barınma, beslenme ve ulaşım imkanlarını ücretsiz olarak sağlamalıdır. Eğitimde fırsat eşitliği yaratmalı, çocuklarımızı Başöğretmenimiz Atatürk’ün dediği gibi özel olarak ele almalı her türlü istismardan korumalıdır. Eğitim-İş olarak, Atatürk ilke ve devrimlerine, Cumhuriyetimizin kazanımlarına, ülke bütünlüğüne, laik, bilimsel, demokratik, eşitlikçi, parasız ve kamusal eğitime sahip çıkmaya devam edeceğiz, bu kararlılıktan asla vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi