UMUT KARAKOYUN - Türk Eğitim İş İzmir Şube Başkanı Yıldırım, "2013- 2014 eğitim öğretim yılında yüzde 99.61 olarak gerçekleşen kız çocuklarının okullaşma oranı ise yüzde 98.19'a geriledi" diye konuştu. Türk Eğitim Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Merih Eyyup Demir ise '4+4+4' ile başlayan değişiklik sonucu sistemin bir türlü oturtulamadığını ve eğitim alanında yap-bozlarla bugünlere gelindiğini ileri sürdü.

Eğitim İş İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Adem Yıldırım, 2017-2018 eğitim öğretim yılında, bilimsel, laik ve çağdaş eğitimden biraz daha uzaklaşıldığını ileri sürdü. Siyasi iktidarın, ideolojik hedefleri doğrultusunda yaptığı değişikliklerin, başta öğrenciler, eğitim emekçileri ve velileri her zamankinden daha çok etkilediğini söyleyen Yıldırım, bir taraftan eğitim sisteminin özelleştirildiğini diğer taraftan eğitimi büyük ölçüde dini kurallara göre biçimlendirme ve dini eğitimi devlet eliyle yaygınlaştırma yönünde çok sayıda adım atıldığını söyledi.

Yıldırım, şöyle dedi:"Sınav sistemlerinde ve müfredattaki değişiklikler, dernek ve vakıflarla imzalanan protokoller, personel istihdam sorunları, derslik açıkları, kalabalık sınıflar, öğretmensiz okullar, ikili öğretim, taşımalı eğitim, uluslararası sınavlardaki başarısızlıklar, öğrencilerin tarikat ve cemaatlerin yurtlarına mahkum edilmesi, çocukların örgün eğitim dışına itilmesi, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik, hukuksuz bir şekilde görevden alma ve ihraçlar, sürgün uygulamaları gibi sorunlar maalesef bu öğretim yılına damgasını vurdu."

İzmir'de 1367 okuldan 747'sinin imam hatip ve meslek liselerinden oluştuğunu söyleyen Yıldırım, eğitimin temel sorunlarından birinin de okullaşma oranlarında yaşandığını belirtti. Yıldırım, "İstatistiklere göre, ilkokul ve ortaokulda okullaşma oranlarında belirgin bir düşüş yaşandı. 2013-2014 eğitim öğretim yılında okullaşma oranı ilkokullarda yüzde 99.57 iken, 2017 yılında bu oran yüzde 98.13'e düşmüştür. 2013-2014 eğitim öğretim yılında yüzde 99.61 olarak gerçekleşen kız çocuklarının okullaşma oranı ise yüzde 98.19'a geriledi" dedi.

PERFORMANS SİSTEMİ ELEŞTİRİSİ

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) öğretmenlere yönelik getirdiği performans sistemini de eleştiren Adem Yıldırım, "MEB; performans sistemi ile öğretmenleri, yine bir angaryanın, objektiflikten uzak değerlendirmenin ve ayrıca huzurlu bir çalışma ortamı yoksunluğunun içine sürüklemekte. Bu uygulama ile öğretmen ve öğrencisi arasına, birbirlerinin notlarına karşılıklı ihtiyaç duymaktan ötürü, bir çıkar ilişkisi oluşturulmaya çalışılmakta" diye konuştu.

Türk Eğitim Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Merih Eyyup Demir ise TEOG'un kaldırılmasına dikkat çekti. TEOG'un kaldırılmasının ardından uygulamaya konulan merkezi sınav sisteminin öğretmen, öğrenci ve veliler açısından tam bir hayal kırıklığı yarattığını söyleyen Demir, "Bakanlık tarafından dile getirilen sınava fazla müracaat olmayacağı beklentisi boşa çıktı. Sınava 8'inci sınıflarda eğitim gören toplam 1 milyon 200 bin öğrenciden yaklaşık 1 milyonu müracaat etti. Bu durum doğal olarak elemenin çok daha zor şartlarda gerçekleşmesi sonucunu doğurmuştur. Bugün onlarca öğrenci ve veli sınavda özellikle fen ve matematik sorularından yakınmakta. Bu durum yerleştirme yapılacak okul sayısının sınırlı sayıda kalmasından kaynaklanmakta" dedi.

LİYAKATA DİKKAT ÇEKTİ

'4+4+4' sonrası eğitim alanında değişiklik yapıldığını ve bu değişiklik sonrası yap-bozlarla bugünlere gelindiğini ileri süren Başkan Demir, "Bugün okullarımızın nitelik tartışması kabul edilemez düzeydedir. Öğrenci ve velilerimiz ise ilk kez denediğimiz merkezi sistem sınav sonrası içine kapanmıştır. Sorun yaratan bir diğer konu ise öğretmen performans değerlendirme sistemi olmuştur. İhtisas sahibi insanların eğitim alanı ile ilgili ihtisas sahibi olmayan insanlarımız tarafından değerlendirilmesi tahmin edilemeyecek boyutlarda sorunlara sebebiyet verebilecek. Pilot uygulama denemeye çalışılmış, ancak bu uygulamadan dahi vazgeçilmiştir" diye konuştu.

Eğitimde tam güne geçiş için de değerlendirmelerde bulunan Türk Eğitim Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Merih Eyyup Demir, şöyle konuştu: "Tam gün eğitim eğitimde olması gereken bir sistemdir. Altyapı eksiklikleri tamamlanarak en kısa zamanda bütün ülke çapında tam gün eğitime geçişi sağlamalıyız. Okul binalarımızı çağın gereklerine uygun mimaride ve sanat, kültür ve spor faaliyetlerine olanak sağlayacak ortamları da içerisinde barındıracak nitelikte inşa etmeliyiz. Öğretmen alımından yönetici atamasına, uygulanan mülakat sisteminden vazgeçmeliyiz. Liyakat esaslı bir sistemin altyapısını oluşturmalıyız. Getireceğimiz sistemin dışarıdan müdahalelere izin vermeyeceği bir sistem olmasını sağlamaya çalışmalı, ülkemizdeki 'arkanda dayın varsa' anlayışına artık bir son vermeliyiz."

DHA

Editör: Haber Merkezi