İzmir'in Gaziemir ilçesinde bulunan özel bir anaokulunun müdürü Şeyma Kılınç, sertifikasını aldığı resim analiz eğitimiyle öğrencilerinin çizdiği resimleri çözümlüyor. Kullanılan renklerden objelerin çizimine kadar çocukların resimlerinde farklı anlamlar olduğunu söyleyen Kılınç, aile içi problemlerin çocukta bıraktığı izin resimlere yansıdığını ve bunun fark edilmesi üzerine aileleri psikologlara yönlendirdiklerini belirtti. Resimlerin anlamlarını örneklerle açıklayan Kılınç, "Koyu renk kullanan çocuklar genelde çekimser, karamsar, hata yapmaktan korkan, kendi halinde ve negatif düşünceye sahip çocuklar oluyor. Canlı renkler çizenler pozitif, arkadaşçıl, paylaşmayı seven çocuklar oluyor. Sol tarafa genelde çocuklar en sevdiklerinin resmini çiziyor. Bazen anneanne ve dede ayrı evde yaşıyor ama çocuk onları bir arada görmek istediği için resme dahil ediyor. Resimde kolların olmaması özgüven eksikliğini gösteriyor. Cinsiyet ayrımı oluşmuşsa erkekler mavi, kızlar pembe ve mor renklerini kullanıyor. Çocuğun kendine güveni yoksa boyun çizmiyor. Burun yoksa solunum sıkıntısı yaşadığını gösteriyor. Kulaklar yoksa çocuk 'artık sizi duymak istemiyorum' mesajını veriyor" dedi. 

'İÇ DÜNYALARINI ÖĞRENEBİLMEK İÇİN ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ'

Bazı çocukların kendilerini çok rahat ifade edemediklerini kaydeden Kılınç, "Böyle durumlarda resim bizim kurtarıcımız oluyor. Çocuklardan bazıları kendilerini sporda, bazıları müzik alanında rahatlatıyor. Çocuklar ailelerine, öğretmenlerine anlatamadıkları şeyleri resim yoluyla çok kolay anlatıyor. Burada kullanılan renkler, çizilen çizginin şekli çok önemli. Bir evin bacasından çıkan dumanın sağa mı sola mı olduğunun bile çok fazla anlamı var. Çocukların kendilerini rahat ifade edebilmeleri bizim için çok önemli. Çocukların iç dünyalarını öğrenebilmek için resim yorumlamayla ilgili uzun süredir çalışmalar yapıyoruz" diye konuştu.

'YAKIN HİSSETMİYORSA KENDİNİ UZAĞA ÇİZİYOR'

Çocukların iç dünyalarını anlayabilmek için aile resimlerini çizmelerini istediğini söyleyen Kılınç, "Bazı çocuklar gerçekten yaşadığı aileyi çiziyor. Bazı çocuklar da hayalindeki, olmasını istediği aileyi çiziyor. Bahar temizliği yapan bir annenin, çocuğunun ağzından ateş çıkan bir canavar resmi yapması bizim için doğaldır çünkü çocuğun bıkmış olduğunu gösterir. Sıkıntılı bir aile yapısı varsa bunların resimdeki izi çok farklı oluyor. Çocuk kendini aile bireylerine yakın hissetmiyorsa anne babayı yan yaya çiziyor ama kendini çok uzağa çizebiliyor. Kardeş kıskançlığı varsa anne baba ve kardeşi el ele çiziyor ama kendisini uzağa çiziyor. Hepsinin ayrı yorumları var" dedi.

'ÜVEY ABLASINI YILANA BENZETMİŞTİ'

Çocukların bazı duyguları sakladıklarını söyleyen Kılınç, "Aile çocuğun kardeşini hiç kıskanmadığını zannediyor ancak biz kıskandığını resimde görüyoruz. Çocuk davranışta yalnızca anne üzülmesin diye bunu belli etmiyor. Bu yüzden resim yorumlamalarıyla sorunu tespit edip, çözme yoluna başvuruyoruz. Örneğin çocuklardan bir tanesi büyük bir yılan çizmişti. Her aile bireyini bir hayvana benzetmesini ve bir resim yapmasını istedik. Çocuk aile bireylerini çizdi. Babayı kelebek anneyi tırtıl yapmış. Ortaya tekrar büyük bir yılan ve onun üvey abla olduğunu söyledi. Çocuk üvey ablasıyla ilgili büyük bir huzursuzluk yaşıyormuş. Biz gerekli yerlere yönlendirmeyi yaptık" dedi.

Ailesinin resmini çizen çocuklardan Nehir Beren Parlak (6), "Bugün aile resmimi çizdim. Anneannem, annem ve ben varım. Babamı da birazdan çizeceğim. Yerlere çimen çizdim. Doğayı resmediyorum" dedi.

 Simay Ada Gökoğlu (6) ise, "Aile resmimizi çizdim. İlk önce çiziyorum sonra rengine karar verip boyuyorum" diye konuştu.

DHA

Editör: Haber Merkezi