DERLEYEN: AHMET MURAT SEÇİLMİŞ/İZ GAZETE- Pınar Teke ile Gün Doğdu programının bu haftaki konuğu eğitimci Burak Akkol oldu. Akkol, geçtiğimiz günlerde sonuçları açıklanan YKS sınavını ve öğrencilerin üniversite tercih dönemini İz Televizyonu’nda değerlendirdi.

Barajsız sistemle yapılan YKS sınavı hakkında konuşan Akkol, “Bu sınavlar ülkemizin bir özeti gibi aslında. Bu yıl TYT sınavına 3 milyonun üzerinde rekor bir başvuru yapıldı. Barajın kalkmış olmasının avantajı kadar dezavantajı da var. Örneğin geçtiğimiz yıl baraj altı kalan öğrenci sayısı 23 binlerdeyken bu yıl 4 kat artışla 96 bin civarına yükseldi. Maalesef bu sayılar ülkemiz eğitim sistemi açısından içler acısı bir durum. Tabii bunun en büyük sebebi geçtiğimiz iki yıldır yaşanan pandemi ve uzaktan eğitim süreci olarak gösterilebilir. Bu olumsuz sürecin yanı sıra çok başarılı bir sınav geçiren ve yüksek başarı sıraları yakalayan öğrencilerin sayısı da az değildir” dedi.

Tercih dönemi hakkında öğrencilerin ve ailelerin dikkat etmesi gereken noktaları dile getiren Akkol, “Bu noktada olmazsa olmaz kısım öğrencinin başarı sıralamasıdır. Örnek vermek gerekirse öğrenci 1 milyonluk başarı sıralamasıyla 100 binlik dilimde bir bölümü tercih etmemelidir. Burada önemli olan husus öğrencinin başarı sırası ile hayallerinin kesiştiği noktayı belirleyebilmektir. Tabii bu noktada öğrencileri Yükseköğretim Kurumu’nun belirlediği belli sınırlar da karşılıyor. Tıp Fakültesi seçmek isteyen bir öğrencinin sıralamada ilk 50 binin içinde olması gerekiyor bu sayı diş hekimliği için 80 bin ve eczacılık için 100 bin olarak belirlenmiş durumda. Öğrencinin hayalleri ve puanı doğrultusunda kendi planını genel hatlarıyla belirlemiş olması gerekiyor. Hukuk Fakültesi isteyen bir öğrenci devlet ve özel üniversiteleri araştırıp kendine uygun olanı belirlemelidir. Bunun yanı sıra kendi olanaklarına uygun olan vakıf üniversiteleri de göz ardı edilmemelidir” ifadelerini kullandı.

ÇOCUKLAR HAYALLERİNİN PEŞİNDEN GİTMELİ

Aile baskısının öğrencilere yönelik olumsuz etkilerine değinen Akkol, bu konudaki fikirlerini her yıl tekrar ettiğini ancak aile baskısının öğrenciler üzerinde olumsuz bir etken oluşturduğunu söyledi. Akkol sözlerine ayrıca şunları ekledi: “Anne ve babalar kendilerinin değil çocuklarının hayallerinin peşinden gitmeliler. Bu bizim değindiğimiz en önemli hususlardan biri. Zaten çocuğun üstünde çevre baskısı var, aile baskısı var. Bu süreçte herkes rehberlik uzmanı oluyor. Hayatında üniversitede bulunmamış kişiler kendi yorumlarıyla öğrencilerin aklına girebiliyor. Bunlar öğrenci için çok olumsuz yaklaşımlar ve burada en önemli sorumluluk ailelere düşüyor. Yanlış yönlendirmelerle tercih yapan öğrenciler birkaç yıl içinde okulu bırakıp aile evine geri dönebiliyor. Kendini yetersiz hisseden öğrenci bir süre sonra psikolojik olarak olumsuz etkileniyor ve eğitim hayatı bitebiliyor. 12 yıl boyunca öğrenci bu sürece hazırlanmış bırakalım da hayallerini gerçeğe dönüştürsün”

HAYALLER Mİ ÖNEMLİ YOKSA BAŞARI SIRALAMASI MI?

Öğrencilere başarı sıralamaları doğrultusunda hayallerine gitmeleri tavsiyesinde bulunan Burak Akkol, “Ben üçüncü yılda istediğim bölümü kazandım. Eğer başarı sıralamanız sizi hayallerinize götürmüyorsa yeniden denemelisiniz. Gelecek yıl bu sınavın tekrarı var kaybettiğiniz bir şey yok. Eğer sıralamanız hayallerinize yetiyorsa çevre baskısı yüzünden bir yıl daha beklemeniz kendi hayallerinizi heba etmektir” dedi.

Akkol, hayallerini belirlemiş öğrencilerin tercih yapmadan önce dikkat etmeleri gereken hususları şu sözlerle aktardı: “Öğrenci hayalini belirleyip bu doğrultuda istediği sonucu elde etmişse geriye bir tek gideceği okulun imkanlarını iyi araştırması kalıyor. Bu konuda öncelikle istediği bölümün imkanlarını karşılayan bir şehirde okumalı. Örneğin medya alanında faaliyet göstermek isteyen bir öğrenci kesinlikle İstanbul’da bir okul tercih etmeli çünkü medyanın merkezi İstanbul. Benzer şekilde tıp fakültesi isteyen bir öğrencinin mutlaka hastanesi olan bir üniversiteye gitmesi gerekiyor. Gideceği okul hususunda da üniversitenin akademik kadrosunu iyi araştırmalı. Yurt dışı imkanları ne ölçüde, okulun yaşanabilir bir kampüsü var mı gibi detaylar öğrencinin dikkat etmesi gereken diğer önemli hususlardır”

ÖĞRENCİLER MUTLAKA UZMANLARLA BULUŞMALI!

Tercih döneminde öğrencilerin mutlaka konunun uzmanı eğitmenlerden destek alması gerektiğini savunan Akkol, “Öğrenciler yeri geliyor evden çok okulda zaman geçiriyorlar. Öğretmenleri birçok konuda ailelerinden yakın hale geliyor. Bundan dolayı özellikle eğitim hayatı göz önüne alındığında öğrencinin danışacağı ilk mercii öğretmenleri olmalıdır. Özellikle rehber öğretmenlerimiz bu hususta öğrencilere büyük destek olacaktır. Öğrencinin hayali ve puanı doğrultusunda izlemesi gereken yol uzman görüşleriyle daha net aydınlatılacaktır” sözleriyle konuşmasını noktaladı.

Editör: Haber Merkezi