Çocukluk anılarından yola çıkarak bir semtin tarihini anlattığı “Direnişin Adı GÜLTEPE” ve öykülerine ev sahipliği yapan “Esnaf Lokantası ve Son Tren” kitaplarından sonra “Aylak Adam - Anayurt Oteli” romanlarıyla tanıdığımız Yusuf Atılgan’ı “Tedirgin Bir Yazar Yusuf Atılgan” kitabıyla selamlıyor.

Kitap Yusuf Atılgan’ın yazım sürecine tanıklık etmiş İhsan Bayram söyleşisi ile başlıyor. Kısa öz ama Yusuf Atılgan’ın yazma serüvenini başlarından geçen olayları bazen hüzünlenerek bazen gülerek okuyacaksınız. Yarım kalan “Canistan” romanının sonunu bulacağınız, Anayurt Oteli kitabında kullandığı 22 ve 28 rakamlarının sırrını bu kitap ile çözeceksiniz. Tam bir Yusuf Atılgan okuma kılavuzu niteliğinde…

Kitaptan küçük bir bölüm paylaşarak biraz da olsa merakınızı giderelim.

Aylak Adam kitabı 1957-1958 Yunus Nadi Roman Ödülü'nü aldı. Bu süreci anlatır mısınız?

Aylak Adam’ın yazıldığı sıralarda Cumhuriyet gazetesi bir roman yarışması düzenlemişti. Yunus Nadi Roman Ödülü. Bu yarışmaya katılmasını çok istiyordum. Bir gün “Yusuf Ağabey Aylak Adam’ı Yunus Nadi Roman Ödülü’ ne gönderelim mi?” dedim. Bana çok tepki gösterdi. “Benim zaten Tercüman’dan ağzım yandı. Öyle yarışmalara filan girmem” dedi.

Sonra Nasıl İkna ettiniz?

Ben koymuştum kafaya o yarışmaya katılacağız. “Yusuf Ağabey sen yarışmaya girmem diyorsun; peki ne yapacağız bu dosyayı?” Önce cevap vermedi biraz sessiz kaldı. Sonra “Yollarız bir editöre. Basılırsa basılır,” dedi. Ama ben durmadan konuyu açıyorum. Dedim ya kafaya koymuştum, ille yarışmaya katılsın istiyordum.  Neyse roman tamamlandı. Yarışmaya 3-4 gün bir şey vardı. İkna edemiyorum. Son günü “Yusuf Ağabey İstanbul’a gidelim hem film izleriz hem de dosyayı veririz” dedim. Neticede ikna ettim. O zaman Akhisar’dan pırpırlı uçaklar kalkardı. Onlar İstanbul’a gidiyordu. Önce birkaç film izledik. Bir baktım saati geçirmişiz akşamüstü olmuş. Cumhuriyet gazetesine gittik. “Beraber gidelim” dedim. Kabul etmedi. “Ben burada beklerim sen git kime vereceksen ver” dedi,

Devam edelim mi? Cumhuriyet Gazetesinin önüne gittiniz sonra?

Cumhuriyet gazetesine gittik. İçeriye ben yalnız girdim. Görevli memura yarışma için geldiğimi söyledim. Memur geç kaldığımı ve onun bu dosyayı almaya yetkisi olmadığını söyledi. Buraya kadar gelmişim dosyayı vermeden asla çıkmam.  “Beyefendi biz ta Manisa’dan geliyoruz. Uçaktan indik, buraya geldik. Ancak yetişebildik” dedim. (Sinemaya gittik filmlere daldık geç kaldık denmiyor tabii ki) “Hık mık” etti adam. Sonra ben biraz üsteledim. “Daha yetkili biri yok mu?” dedim. Adam başından göndermek için   “Yukarıda Kemal bey var,” dedi, “Ona git,” hemen çıktım kapıyı çaldım. İçeriye girdim. Gördüğüme inanamadım meğer adamın Kemal Bey diye söylediği kişi Yaşar Kemal çıkmaz mı? Oturdum hemen okuduğum kitaplarından bahsettim. İnce Memed harika bir romandı dedim, daha sonra “Yaşar bey, biz Manisa’dan geliyoruz. Ancak yetiştik uçakla. Roman da yeni bitti. Dosyayı yarışma için bırakmak istiyorum” dedim.  “Tamam, Mehmet Ali var orda. Git ona benim gönderdiğimi söyle. O dosyayı ona ver” dedi. Götürdüm hemen aldılar.

Bu kitapta yukarıda okuduğunuz gibi birçok anı var. Murat Şahin sadece İhsan Bayram ile söyleşi yapmakla kalmamış Türk edebiyatının önemli isimlerinden A. Ömer Türkeş, Feridun Andaç, Hülya Soyşekerci,  Semih Gümüş, Mehmet Özçataloğlu gibi isimlerden de Yusuf Atılgan ve edebiyatı üzerine yazılar almış. Semiramis Yağcıoğlu Ömer Kavur’un çektiği Macit Koper’in “Zebercet” karakterine can verdiği “Anayurt Oteli” filmi üzerine güzel bir makale yazmış.

Yusuf Atılgan’ın eşi Serpil Atılgan “Hüzünlü bir sevgi ustasıydı o…” yazısıyla hayat arkadaşını anlatmış.

“Tedirgin bir yazar Yusuf Atılgan” Sizin tanımak isteyeceğiniz bir yazarın izini sürüyor. 


İZ DERGİ'YE İZMİR'DEN YA DA ŞEHİR DIŞINDAN NASIL ABONE OLUNUR? TIKLAYIN

SUNU YAZISI İÇİN TIKLAYIN

HAYIR DAHA BİTMEDİ: ‘KÖY KÖY UMUDU ÖRÜYORLAR’

Editör: Haber Merkezi