İZ GAZETE-  Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)  İstanbul İl Başkanlığı, İstanbul Sözleşmesi'nin imzalanma yıldönümünde bir panel düzenleyeceğini duyurdu. Kadına şiddetle mücadele öykülerini barındıran ve Biz Kitap'tan çıkan 'İçimdeki Kırk Kadın' kitabı üzerine düzenlenen panele, Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel ve kitabın iki yazarı da konuşmacı olarak katılacak. 

11 Mayıs 2022 Çarşamba günü İstanbul Kongre Merkezi Emirgan Salonu'nda gerçekleştirilecek panelin konuşmacıları şu şekilde:

*ZEYNEP ALİYE (YAZAR)

*AV. NAZAN MOROĞLU (BİLGİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ-İSTANBUL BAROSU BAŞKAN YARDIMCISI)

*AV. FİLİZ CERİTOĞLU SENGEL (EFES SELÇUK BELEDİYE BAŞKANI) 

*AYŞEN ŞAHİN (İLETİŞİMCİ, YAZAR)

'GÜÇ VERECEKTİR' DİYE DUYURDU

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu söz konusu paneli, "İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanma yıldönümünde gerçekleştireceğimiz etkinliğe katılımınız güç verecektir" diyerek duyurdu. 

KİTAP NEYİ ANLATIYOR?

Kadına yönelik şiddete karşı mücadele temasıyla yola çıkılan kitapta; fiziksel şiddetten psikolojik şiddete, çocukken yaşanılan istismarlardan aile baskısına kadar pek çok konu ve kadın mücadelesi işleniyor. 

SENGEL ÖNSÖZÜNÜ YAZMIŞTI

“Kadın; kırık hikâyelerin başkahramanı değil, çiçeklenen, umutlanan, gerçekleriyle güçlü ve dimdik ayakta duran, cümleyi kendi kuran, hikâyesini kendi yazan kadın!” diyen Filiz Ceritoğlu Sengel’in İçimdeki Kırk Kadın kitabına yazdığı önsöz şöyle:
Kadın... Öznede kadın, surette kadın, vitrinde kadın, mikrofonda kadın, ekranda kadın, mutfakta kadın, yatakta kadın, gazetede kadın, mezarda kadın...
Kadın... Hikâyelerin dövülen, sövülen, istismara uğrayan, ağlayan öznesi... Gerçeklerin ta kendisi...
Kadın... Güzel olan, alımlı olan, incecik belli, hamarat, ideal kadın... İstenilen, makbul bulunan kadın suretleri...
Kadın... Mitinglerde adından söz edilen, övgüler düzülen, üzerinden siyaset üretilen, mikrofondan fonetiğe yakışan kadın...
Kadın... Ekran karşısında kendisine izletilen, hikâyesinden gündüz kuşakları çıkartılan, ahlara vahlara konu edilen, kanal değiştirince unutulan ekranda kadın...
Kadın... Evinde oturan, dışarı market alışverişi dışında çıkmayan, çıkarılmayan, sabah kahvaltı hazırlayan, eve gelen gün arkadaşlarına börekler açan, akşama beyine sofralar kuran, kayınvalidesinden aldığı tatları, kendi el lezzetiyle bütünleştiren, görevi ve en büyük meziyeti yemek yapmak olan mutfakta kadın...
Adam hazırsa hazır olmak zorunda olan, aksi halde kadınlık yapamadığı iddia edilen yatakta kadın...
Toplumun yüklediği görevleri yerine getiremediği zaman gazetelerin üçüncü sayfalarına konu olan kadın...
Hak etmişti... Vardır bu işin bir sebebi, o da az değildi, dinleseymiş babasının sözünü, iftira atmıştır, erkeklik gururuna yedirememiştir, rızası vardır diye son yeri mezarda olan kadın...
Ya da… Tüm bunlara karşı dimdik duran, özgürleşen, bireyim ben de diyebilen, aksi mümkün diyebilen... Güçlü, bağımsız, mücadeleci, becerilerinin farkında, eşitliği sadece savunan değil yaşayan, yaşatan, hemcinsine sahip çıkan, insan haklarını savunan, yaşayan, anlatan, aydınlatan, ışık olan kadın...
Kadın, kırık hikâyelerin başkahramanı değil, çiçeklenen, umutlanan, gerçekleriyle güçlü ve dimdik ayakta duran, cümleyi kendi kuran, hikâyesini kendi yazan kadın!

 

Editör: Haber Merkezi