İsmail Afacan - Kentler geçmişten günümüze birçok şairin dizelerine tema olmuştur.  Özellikle de İstanbul… Yahya Kemal, Nazım Hikmet ve Orhan Veli başta olmak üzere birçok şair İstanbul’u anlatan şiirler yazmıştır. Bu durumda İstanbul’un; tarihi, kültürel mirası, doğal güzellikleri ve kozmopolit yapısı oldukça önemlidir.

Türk şiirinde, Anadolu kentleri İstanbul kadar şanslı değildir. Çünkü Anadolu kentleri, İstanbul kadar şairlerin ilgisini çekmemiştir.  Attila İlhan’ın İzmir temalı şiirleri bu eksikliğe odaklanmıştır. İlhan’a göre İzmir, İstanbul kadar şiire yakışan bir kenttir. Kentin tarihi ve kültürel mirası buna uygundur. Attila İlhan bu konuda “Ben Sana Mecburum” kitabının “Meraklısı İçin Notlar” bölümünde şunlara dikkat çekmiştir:
“ilk kez ben; İzmir’de bir liman şehrini, bir büyükşehir havasını saptayıp şiire aktarmaya çalışıyorum, çok yıllar sonra yasak sevişmek’te yer almış bazı şiirlerde aynı şeyi İzmir’in geçmiş dönemlerine de uygulamaya çalışacağım. Bunda haklıyım da: limanlık, dışarıya açık olmak, kozmopolitik ve komprodor kapitalizmin serpildiği bir yerleşme merkezi olarak İzmir’in gerek geçmişinde gerekse son dönemlerinde İstanbul’dan kalır yeri yoktur. Nedense bu işlenmemiş, edebiyata aktarılmamıştır.”

Attila İlhan; bu eksikliği görmüş ve İzmir’ i konu alan birçok şiir kaleme almıştır. Özellikle Ben Sana Mecburum, Kimi Sevsem Sensin, Sisler Bulvarı ve Yasak Sevişmek kitaplarında İzmir’i farklı açılardan defalarca işlemiştir.

***
Attila İlhan şiirinde İzmir, Kurtuluş Savaşı’ nın ve yeni kurulan Cumhuriyet’ in simge kentlerindendir. Çünkü şairimiz, çocukluk döneminde yeni kurulan Cumhuriyet’e tanıklık etmiştir. Kurtuluş Savaşında sergilenen kahramanlık hikâyelerini,  çevresindeki canlı tanıklarından dinlemiştir.  Bu nedenle Attila İlhan şiirlerinde, Kurtuluş Savaşı hikâyeleriyle sık sık karşılaşırız:

“İzmir kapısını açar açmaz
 şakağına bir mermi çivilediler
bozköy’lü hasan’ın
düşmedi
öylece ayakta durur
ay ışığında baksan
görürsün”

Özellikle “kimi sevsem sensin” kitabındaki; “ne kadar İzmir” başlıklı beş serilik şiirlerinde çocukluğunun ve ilk gençlik yıllarının İzmir’ ini birçok yönüyle tasvir etmiştir. Bu şiirlerde; Kurtuluş Savaşı hikâyeleri, Menemen olayı, İzmirli emekçilerin çalışma koşulları, komprodor burjuvazi ve kentteki gündelik yaşam işlenmiştir. 29 Buhranı ve İspanya İç Savaşı gibi dünyada yaşanan gelişmelerin kente yansıması da şiire taşınmıştır.  Attila İlhan “ne kadar İzmir” serisinin finalini hüzünlü bir havada bitirmiştir. Cumhuriyet’i sisli havada kıyıdan uzaklaşan bir vapura benzetmiştir. Kıyıdan uzaklaşan vapur hem çocukluğudur hem de Cumhuriyet’in kuruluşundaki ideallerdir:

“iskeleden kalktı cumhuriyet vapuru/ akşam
camlarında gözyaşları/ giden çocukluğumuz mu?
körfez’de sis yoğunluğu/ izmir görünmüyor”

***
Attila İlhan’ın İzmir temalı şiirlerinde gerilimli ve bunalımlı bir hava hakimdir. İzmir şiirlerindeki kasvetli havanın nedenlerinden biri; şairimizin,  Nazım Hikmet şiirleriyle yakalandığı için Atatürk Lisesi’nden atılmasıdır. Diğer bir nedense Attila İlhan’ ın siyasal baskının yoğun olduğu bir dönemde toplumcu ve devrimci faaliyetlerde bulunmasıdır.

“941’de izmir
her şey nasıl geçmiş nasıl kaybolmuş
rüyada gibi hiç farkına varmadan
şimdi ben buradayım sen izmir’de o bağdat’ta
ve daha başımızdan neler geçer kimbilir
kimbilir kardeşim hayatta”

Attila İlhan; yalnızlık, korku, kuşku ve tedirginlik gibi duyguları İzmir şiirlerinde sıklıkla işlemiştir. Siyasal baskı ve kovuşturmaların, devrimci bireyin psikolojisinde yarattığı tahribata odaklanmıştır:

“ahmed beni fevzipaşa bulvarı’na çağırdılar
ahmed beni neden çağırdılar bilmiyorum
birazdan kalkıp gideceğim namus belâsı
ben izmir’in yabancısıyım kimseyi tanımam
ahmed benim senden başka arkadaşım yoktur
sabaha dönemezsem telefon edersin
emniyet nöbetçi müdürlüğü’ne: 24-61”

Ama şunu belirtmek gerekir ki: Attila İlhan şiirlerindeki bunalımlı ve gerilimli atmosfer, sadece İzmir şiirlerine özgü değildir. Devrimci bireyin korkularını ve bunalımlarını İstanbul ve Paris’i tema alan diğer şiirlerinde de görmek mümkündür.

***
İzmir, Attila İlhan şiirinde geçen üç önemli kentten birisidir. Diğer ikisi ise Paris ve İstanbul’dur. Bu üç kenti karşılaştırdığımızda; Attila İlhan’ın en güzel şiirleri İstanbul’a yazdığı kanısındayım. Attila İlhan’ın; şiirsel başkenti İstanbul, düşünsel başkentiyse İzmir’dir.

Attila İlhan şiiri ise, düşünsel ve şiirsel başkentlerinin toplamıdır. Ve üzerine bolca Paris… 


İZ DERGİ'YE İZMİR'DEN YA DA ŞEHİR DIŞINDAN NASIL ABONE OLUNUR? TIKLAYIN

SUNU YAZISI İÇİN TIKLAYIN

HAYIR DAHA BİTMEDİ: ‘KÖY KÖY UMUDU ÖRÜYORLAR’

Editör: Haber Merkezi