1.11.2021 tarihinde 23/3000 (protein/enerji) SÜT YEMİ 189,381 TL/ÇUVAL

1.12.2021 tarihinde 23/300   (protein/enerji) SÜT YEMİ 249,75 TL/ÇUVAL

Sadece bir ayda yüzde bilmem kaç.

Bir başka veri daha vereyim.

Bundan yaklaşık on yıl önce hayvan başına besi desteği 300 liraydı.

Yem de 30 TL/ ÇUVAL idi.

On sene önce 10 çuval yem alınabiliyordu bu destek ile lakin

Bu sene açıklanan besi desteği olan 250 lira desteğe son gelen zamlar ile 1 torba yem bile gelmiyor.

Bir torba yem de bir hayvana yetse yetse anca bir hafta yeter.

Hani böyle sosyal mecralarda destekleri arttırdık falan diye okuyoruz, duyuyoruz ya işin aslı maalesef hiç öyle değil.

Ülkemizde yılda yaklaşık 23 milyon ton süt üretiliyor. Aslında doğru ifade 23 milyon ton sütü üreten üretici alenen zarar ettiriliyor. Bu sürdürülemez yapı içerisinde hayvan varlığının kesime gönderilip azalması ile çok yakında bir süt krizi de meydana gelebilir.

Hali hazırda yüzde elli zamlanan süt ürünleri, daha da zamlanarak raflarda alım gücü düşen dar gelirli tüketici için bir hayal olabilir. Yarım kilo lor ile koca bir haftayı geçirmeye çalışan bu insanların sofraları ile üreticilere verilen desteğin arasındaki doğru orantıyı idrak ederek bir politika izlenmesi aciliyeti apaçık önümüzde durmaktadır.

Ne yapılmalı?

ÜRETİM.

Bu sorunun tek doğru cevabı var üretim.

Kar amacı gütmeden üreticilerimize hayvanlarını kolayca besleyebilmeleri için yem bitkilerini üretip işleyip uygun fiyatlar ile üreticilerimize vererek üretimi sürdürülebilir kılmak. Özel sektörün eline bırakılan, daha doğrusu Neoliberal politikaların insafına bırakılan bu sistemin sürdürülemez olduğunu idrak etmek pek de zor olmasa gerek. Ülkede kalmayan üç kuruş parayı; bu yemleri ithal ederek yurt dışına çıkartmak yerine, üretimden çekilen topraklarımızı tekrar üretime açıp ulusal düzeyde tarımsal üretim seferberliğinin planlamasını yapıp bir an evvel işe koyulmak gerek.

Bu sebeple Cumhurbaşkanımızın “üreticilerimizden tek ricam tek karış boş arazi bırakmadan tarlaları ekmeleri, ahırları dolu tutmalarıdır. Bu zor dönemde yapılan hiçbir fedakârlığın, verilen hiçbir emeğin, dökülen hiçbir alın terinin karşılıksız kalmayacağından emin olun” sözünden sonra

mazota litrede 2 liraya yaklaşan zam gelmesi,

gübrenin çuval başı 100 lirayı aşkın artması,

hayvan yeminin de 80-100 TL’yi geçen miktarlarda yükselmesi üzerine de ayrıca düşünülmesi gereken bir mevzu olarak ortada durmaktadır.

Son olarak “devletimizden tek ricam; kamucu bir anlayış ile tek karış boş arazi bırakmadan tarlaların ekilmesi, TMO ambarlarının dolu tutulmasıdır. Böyle olduğu vakit ne kadar zor dönem olursa olsun verilen hiçbir fedakarlık, harcanan hiçbir emek, dökülen onca alın teri boşa gitmez”

Saygı ve sevgilerimle…

( 12 Aralık Pazar günü TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir şubesinin yönetim kurulu seçimi var ve önümüzdeki iki yılı kapsayacak bir yönetimin belirlenmesi nedeni ile önemi büyük olan bu seçimin demokrasi şenliği içerisinde geçip katılımın yüksek olmasını ve tüm aday meslektaşlarımın bu dönemde başarılı olmasını temenni ediyorum.)