Dinar, Bingöl, İzmir, Marmara, Derince, Elazığ, Van, İzmir… depremleri.

İzmir, 1974 yılı sonrası tekrar 2020 depremini yaşadı. Dileriz bir daha yaşamayız. Elbette deprem meselesini dilek, temenni, dua etmek ile geçiştiremeyiz; bu bilim insanlarının, şehir planlamacılarının, mimar, mühendislerin işidir.

Mesele; depremin olmaması için dualar ederek yaşamak değil.

Asıl mesele: Deprem olacak gibi bilimsel çalışmalar yaparak hazırlıklı olmak gerek.

İzmir depremi:

Bayraklı İlçesinden kalkan toz bulutları seyir tepesini aşarak Menemen’e ulaştı. İzmir’in efesi gibi duran Folkart binaları yer altından hışım ile gelen uğultudan korkup titredi.

Koca binalar yerle bir oldu. Bazıları yan yattı. Az ötede onlarcası toprak yığınına dönüştüler.

Toz bulutları içinde Bayraklı semalarında kanat çırpan martılar:

Hay Allah! Bu binalar topraktan mı yapılmış? Bunların, kumları, demirleri, tuğlaları, demirleri, kolonları nerede?

İnsan iniltileri, kedi miyavlamaları, köpek havlamaları…

Siren sesleri, polis anonsları, AFAD… Ahali, yıkılan binaların oluşturduğu küçük tepecikleri tırnakla kazıyor.

Çocuğunun birini sırtına sarmış, diğerini sağ kolu ile karnından kavrayıp heybe gibi böğrüne kadar çekmiş iri cüsseli kadın:

“Anam Allah şahittir ben bu gece depremin rüyasını gördüm.”

Elinde sigarası karşı balkondan yerdeki komşusuna seslenen kadın:

Fatma, vallahi deprem kaynanama ayan olmuştu. Evvelsi gün bana “Bu binalar çürük, deprem olsa halimiz nice olur.” demişti.

Cemile: İnşallah kaynananın gözleri dışarı çıkar. Huysuz, bunak evlerimize nazar etti.

Çıplak üstünde sadece kolları dirsek yapmış ceketi, çizgili pijaması olan kirli sakallı beyaz saçları dağınık adam sigarasının birini yakıp birini söndürüyor. Ayaklarının üzerine çökmüş başını iki elinin arasına almış şekilde ağıtlar yakıyor.

Devletten almıştım tapusunu

Beğenmemiştim müteahhittin yapısını,

Günlerce aşındırdım devlet kapısını

Eşim, çocuklarım, komşularım neredeler?

Polisler halkı yerle bir olmuş evlerin molozları yanından uzaklaştırdı. Boşalan alana siyah arabalar geldi. Arabalar yavaşladığında; siyah giysili, siyah gözlüklü, ellerinde telsiz araç kapılarını açan adamlar dışarı fırladılar. Araçlar durduğunda çevik bir hareketle şoförler arka kapıya fırladılar. Arabaların kapılarını açtılar. En önde, en gösterişli siyah arabanın arka kapısından inen siyah giysili adam alanın tam ortasında kendilerine selam duran omuzlarında rütbesi olan Polis amirinin yanına gitti. Ahali içinde fısıltılar dalga dalga yayıldı.

“Devlet geldi.”

‘Devlet geldi’ sözünü duyan çocuk annesinin uzun yeleğinin en altından tutarak çekmeye başladı. “Anne devlet geldi. Hadi devlete gidelim. Devletin arabasına binelim. Devlet bizi evimize götürsün” Annenin gözyaşı damlacıkları önce dolgun kırmızı yüzüne sonra göğsüne düşmeye başladı. Anne, 1 Şubat 1974 depreminde babasını kaybettiği anı hatırladı. O gün küçük bir kız çocuğu olarak annesinin kucağında aynı manzaraları seyretmişti. Yıllar sonra değişmeyen aynı manzaraları çocuğu seyrediyor.

Az önce omuzlarında rütbe olan polisin selam durduğu siyah arabadan inen siyah giysili, siyah gözlüklü adam gür sesi ile konuşmaya başladı.

“…Devlet yanınızda. Devlet bu günler için var. Devlet yaralarınızı saracak. Devlet kaybettiğiniz yakınlarınıza başsağlığı, yaralılarınıza acil şifalar diler…”

Ahalinin en önünde, adeta konuşan devlet adamının çenesinin altına girmiş 1.50 boyunda olan sarı saçlı, yüzü çilli yaşlı adam alana giren yardım konvoyunu fark etti. Çadırların çorbaların geldiğini gördü. “Çadırlar, çorbalar geldi” dediğinde ahali ‘devlete sırtlarını dönerek’ konuşan adamı yalnız bırakarak çadıra, çorbaya yöneldiler.

En son sözünü gözleri buğulu İzmir’e bakarak söyledi. Hasarlı evleri yıktıracağım. Deprem yönetmenliği çıkarmak, depreme dayanıklı evler yaptırmak için çalışacağım…

Hasarlı binalar yıkıldı mı?

Depreme dayanıklı evler yapıldı mı?

İşte orası muamma…

İşte belge:

İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü:

“…Ağır Hasarlı Yapı” statüsünde olan binanız hakkında yıkım kararı alınmıştır. Tebligat tarihinden itibaren 3 gün sonra yıkım işlemlerine başlanacaktır.

Tebligat tarihi: 04.02.2021

Adres: Konak Akdeniz Mahallesi, Cumhuriyet Bulvarı no:134

Mühür imza: Konak Kaymakamlığı

Tarih: 10.06.2021 bina ağır hasarlı olan bina İzmir’in en işlek bulvarında hala korku saçıyor. Hadi hayırlısı…