İzmir’in belediyelerinin büyük çoğunluğunu yöneten, milletvekillerinin tamamına yakınını elinde bulunduran, sendika, dernek ve odalarda baskın bir hâkimiyeti olan Cumhuriyet Halk Partisi’ne dair haberler yapmak, röportajlar hazırlamak ve köşe yazıları yazmak kadar; ‘İzmir’in gazetesi’ olma iddiasındaki bir kent gazetesi için olağan bir şey yoktur herhalde.

Kurumlardan gelen bültenleri olduğu gibi yayınlayınca yöneticilerin çok hoşuna gidiyor. Ama muhabir özel haber yapıp, köşe yazarı düşüncelerini paylaşınca, değme demokratlar bir anda eleştirdiklerine benzemeye başlıyor.

Çelişki gibi görünen bu durumun en adil ‘hakemi’ okurlar olacaktır.

***

CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ile ilgili 3 yazı yazdım.

Henüz kendisi bir cevap vermedi ama ‘ekibi’nden şahsıma ‘yalancı’ demeye kadar vardıranlar oldu. Not olarak dursun!

Yazını çok beğendim, haklısın’ diyen de var… Ki bu kesim çok fazla.

‘Başkana da haksızlık etmiyor musun?’ diyen de…

Deniz Yücel’i ‘savunanların’ büyük çoğunluğundan ‘Fazla yazma, Kılıçdaroğlu Deniz’i istiyormuş’ şeklinde telkinler aldığımı açıkça söylemeliyim.

1-Bu bilginin doğrulanması şimdilik mümkün değil. Tıpkı, Tunç Soyer’in Deniz Yücel’e güvenmediği bilgisinin ispatlanması gibi…

2-Velev ki öyle olsun ve Deniz Yücel yeniden başkan seçilsin. Bu bizi bağlamaz. Biz birileri seçilsin ya da seçilmesin diye yazmıyoruz ki… Birileri seçilirse bize zararı ya da faydası olur diye de yazmıyoruz. Bunu 4 yıllık çizgimizde anlayan anlamıştır. 

Deniz Yücel konusunda da dün neredeysek, bugün oradayız!

CHP içerisinde gelişmelere göre pozisyon almak ya da pozisyonunu değiştirmek maalesef apolitik, ideolojiden yoksun ama yaygın bir tarz. Ancak şunu biliyoruz ki; siyasi bukalemunların halk nezdinde saygınlığı olmuyor. Tarih, onları hak ettiği yere gönderiyor.

***

Okurlarımızdan ve dostlarımızdan kısık sesle de olsa gelen ‘Başkan’a fazla yüklenme’ telkinlerini dikkate alıp, bu kez Deniz Yücel’e katıldığım bir kısmı paylaşmak istiyorum.

Gerçek İzmir’in başarılı muhabiri Gizem Taban, Başkan Yücel ile kapsamlı bir röportaj yapıyor.  (www.gercekizmir.com’dan okuyabilirsiniz. Böyle röportajları bizden okuyamazsınız, çünkü Başkan Deniz Yücel 20 aydır bize röportaj vermemeyi, gazetemiz üzerinde hükümet kanadından oluşturulan baskıları görmezden gelmeyi, uzatılan mikrofonlarımıza dahi ‘tenezzül’ etmemeyi tercih ediyor. Başkanın röportajlarını 3, 4 yer dışında başka bir kurumdan okuyamazsınız)

Arkadaşımız Gizem Taban, Belediye başkanlarının kongrelere müdahale etmesi konusu partide hep tartışma konusu olan bir durum. Genel başkanın da, belediye başkanlarının kongrelere müdahale etmemesi hakkında bir mesajı oldu. Bu noktada il başkanı olarak süreci nasıl yürüteceksiniz, nasıl bir tavır izleyeceksiniz? Belediye başkanlarının kongre süreçlerine müdahil olmaları sizce doğru mu?” diye soruyor.

Başkan Deniz Yücel’in cevabı noktası virgülüne şöyle:
“Ben İzmir’de CHP’nin il başkanıyım ve asli görevim partiyi korumaktır. Partiye zarar verecek bir davranışa ya da müdahaleye seyirci kalmam. Zaten genel başkanımızın bu konuda belediye başkanlarımıza açık bir talimatı var. Belediye başkanları siyaset yapmayacak mı? Elbette yapabilir, yapacak ama burada şuna bakmak lazım; belediye gücünü kullanarak müdahale edilmesi yanlış olandır. Belediye başkanlarımızın siyasetiyle değil, hizmetiyle anılması gerekiyor. Çünkü parti içi çekişmeye, parti içi mücadeleye sıkışan bir belediye başkanının o kentteki insanların tamamını kucaklamasını bekleyemeyiz. Burada doğru olan belediye başkanlarımızın kente hizmetleriyle, kente kazandırdıklarıyla anılmasıdır. Kongreler bir şekilde olur geçer gider, o süreci de yönetiriz”

Başkan Deniz Yücel’e katılıyorum. Adalet ve demokrasi talepleri ile iktidara yürüyen bir ana muhalefet partisinin kongreleri de demokratik olmalı. Belediye başkanları belediye gücünü kullanarak kongrelere müdahale etmemeli.

Tıpkı, bundan 20 ay önce, hiç kimsenin tanımadığı, adaylığını açıklarken ‘Tüzükte emek vermek gerekir diye bir madde yok’ diyen Deniz Yücel’in seçilmesi için; dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun delege delege müdahale ettiği, gövdesini koyduğu kongre gibi.

Ben Başkan Yücel’in röportajındaki cümlelerine katılıyorum.

Peki kendisi benim, ’Sizi de Aziz Kocaoğlu belediyeden aldığı gücü kullanarak seçtirdi’ cümleme katılır mı?

Uzlaşı adayı’ olmak isteyen Deniz Yücel, CHP’nin İl Başkanı’na yakışacak şekilde gönlü geniş bir demokrat gibi davranarak, bir de bizim muhabirlerimizin sorularını yanıtlar mı?