Geçen hafta İzmir en zor günlerinden birini yaşadı. Gencecik bir kadın olan Deniz Poyraz, HDP İzmir İl Eş Başkanlığı binasında katledildi. Eli kanlı katilin sosyal medya paylaşımlarını gördükçe ben de herkes kadar deliye döndüm. Katliam göz göre gelmişti. Elindeki silahlarla Suriye’de ve Türkiye’de çekilmiş fotoğraflar katilin psikopat/sosyopat kişiliği hakkında fikir verse de bu cinayet için ne kadar da elverişli/kullanışlı biri olduğu fikrini pekiştiriyor elbet. Son derece üzgünüm. O binanın uğradığı kaçıncı saldırı kim bilir! İzmir’in göbeğinde gündüz vakti gencecik bir HDP emekçisi insanı daha aldılar bizden!

HDP’nin ve Kürt halkının uğradığı sistematik saldırıların en sonuncu olarak geçti tarihe. Umarım son olarak kalır. Kürtleri, kadınları, aydınları, LGBTİ+ları hedef göstererek katledilmelerine olanak sağlayan kim varsa bu cinayetin ortağı şüphesiz ki! Bu katliamların karşısında duran bizler ise dayanışma ve yoldaşlıkla gücümüzü arttırmak ve mücadeleden vazgeçmeden yol yürümeye devam etmek zorundayız. Çünkü, muhalif olan bizlerin katledilmesinin cezasız kaldığı bir hukuk sistemi içinde yaşamak zorunda bırakıldık. Bu devran da elbet dönecek.

Onlarca HDP’li, CHP’li, TİP’li yoldaşımız akın akın koştu İzmir’e. Deniz’i binler uğurladık sonsuzluğa. Kadifekale’deki cenaze töreninden mezarlığa akan binlerce insan ne Deniz’in ailesini ne de HDP’yi yalnız bırakmadı. Bu elim katliamdan bize geriye kalan ise bu dayanışma gücünü daha da büyütme isteği olmalı! “Barış, hemen şimdi’’ sözü çok daha değerli artık!

HDP’li bir dostumla İzmir ve Aydın’daki bazı programlarına eşlik ederek bu dayanışma ve birbirine kenetlenme isteğinin ne kadar büyük olduğunu çıplak gözlerle görme fırsatım oldu. Gittiğimiz her ilçede, ilde, belediyede ve katıldığımız her etkinlikte yan yana durmayı başaran muhaliflerin daha da güçlü olduğunu görmek bana iyi geldi! Oturduğum evin 120 km yarıçapında yaptığımız 2 günlük bu Ege seyahatinde o zamana kadar hiç tanımadığım onlarca, yüzlerce yoldaşım olduğunu görmekle birlikte artık daha güçlüyüm! Gittiğim her yerde, bu dayanışmayı geliştirdiğim için bana sarılan onca insan umudum oldu. Belli ki onlar da bu sarılmayla çok daha güçlü hissetmişti kendilerini!

Biz, bizi katletmek isteyen insanlarla aynı coğrafyada yaşıyoruz. Parti ayrımı yapmadan; dil, din, ırk, mezhep, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği farklılıklarımızı bir kenara bırakarak bu ayrımcılık, ırkçılık ve faşizmle mücadele etmekten başka çaremiz yok!

Bu yoldaşlığı yükseltmek adına üzerime düşeni yapmaya devam edeceğim. Aynısını siz de yapın. Bu size de iyi gelecek, karşınızdakine de! Dün, bugün ve yarın için taziyelerin kabul edileceği HDP İl ve ilçe binalarına giderek bir başsağlığı mesajınızı iletmek zor değil! Bir başlangıç olur çoğunuz için. Ve gittiğiniz yerdeki insanları da güçlendirir. Barış, hemen şimdi!

Bu olayın ardından, 7 Haziran-1 Kasım 2015 arasında ülkede yaşanan onlarca katliamda yüzlerce insanı kaybettik. O dönemde bu dayanışmayı güçlendirebilsek belki de Deniz bugün aramızda olacaktı. Kürtlerle yan yana görülme paranoyası yaratanların ekmeğine yağ sürmüş olduk o dönemde. Şimdi o hatayı yapmamak, bundan sonra işlenecek tüm siyasal katliamları ve suikastları önleyecek. Bu vesileyle, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun da önünde tarihi bir fırsat var. O dönemi aydınlatmak için bildiklerini yargıya taşımakla başlayabilir işe. Tabii eğer gerçekten muhalefet yapacaksa! O dönemi aydınlatmak, Deniz Poyraz cinayetinin de etkin bir soruşturmayla arka planında neler olduğunu bize anlatacak, bundan sonra da eline silah alacak paramilitere de gerekli gözdağını verecektir. Davutoğlu bu samimiyet sınavını verirken, CHP ve İyi Partili herkese de düşen, bu dönemde HDP ile birlikte hareket etmek ve samimiyetle bu katliamın sorumlularını bulma isteğini yüksek sesle söylemektir.

Biz ilerici, demokrat, aydın, solcu, sosyal demokrat, sosyalist, komünist, emekçi, kadın, LGBTİ+lara, Alevilere, Kürtlere, Ermenilere yani tüm sistematik kıyıma maruz bırakılmış tüm muhaliflere düşen ise Deniz Poyraz’ın katil ya da katillerini HDP ile birlikte aramaktır. Şimdi yüksek sesle söylemenin, haykırmanın tam zamanı:

Barış, hemen şimdi!