AKP'nin 20 yıllık iktidarı süresince izlediği serbest piyasacı ve özelleştirmeci politikaları sonucunda yurttaşlar, aydınlığı mum ışığı ve gaz lambalarıyla arar hale geldi. Ağır kış şartları altında yaşanan doğalgaz sıkıntısının yanı sıra elektrik üretimi de sekteye uğradı.

Neden i ise yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları oldukça zengin olan ülkede, yeni doğalgaz santrallerine lisanslar verip dışa bağımlılığın artması, kamuya enerji yatırımlarının yasaklanması, nükleer santral ve doğayı katleden küçük HES‘lerle enerjide rekabetçi piyasa oyunu oynanmaya devam edilmesi olarak sayabiliriz.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, zamlar geri çekilene kadar elektrik faturasını ödemeyeceğini duyurdu. Bu sayın Kılıçdaroğlu'nun bireysel tepkisidir. Saygı duyuyor sonuna kadar da destekliyorum. Siyasi liderler ve partiler politik vaka analizleri, rapor oluşturma, planlama gibi birçok sorumlulukları bulunmaktadır. Bu bağlamda Kılıçdaroğlu muhalefet partisi lideri olarak sorumluluklarını yerine getirmeye çalışmıştır.

Türkiye bugün elektrik enerjisini doğalgaz, hidroelektrik ve kömürden sağlamaktadır. Görülmesi gereken ise potansiyeli olağanüstü yüksek alternatif enerji kaynaklardır. Bilinen güneş, rüzgâr gibi yenilenebilir enerjilerin yanı sıra bizim yöneticilerin görmediği yada görmek istemediği dünyadaki limitsiz enerji kaynaklarından biri olan "Dalga Enerjisi"dir.

ÜÇ TARAFI DALGA İLE ÇEVRİLİ TÜRKİYE

Dalga enerji programları Avrupa ülkelerinde sürekli geliştirilmekte olduğu biliniyor. Şimdi soru şu; Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye, hem ekonomik hem de doğa dostu olan dalga hareketi potansiyelinden en çok yararı sağlayacak ülke konumunda değil mi sizce de?

Geleceğin enerji planlaması açısından, bol enerji verebilecek yenilenebilir, hidrojen, dalga enerjileri gibi ekolojik dengeyi koruyan enerji kaynaklarını, tüm üretici ve kullanıcı birimler tarafından desteklenmelidir. Dünya yüzeyinin farklı ısınması sonucu oluşan rüzgarların deniz yüzeyinde esmesi ile meydana gelen deniz dalgalarındaki gücün diğer yenilenebilir enerji kaynaklarındakinden daha kesif olduğu biliniyor. Bu konuda Türkiye için yapılan merkezi enerji planlamasının yanı sıra her şehir, köy veya her bir yerleşim yeri için yerel bazlı planlamaların yapılması ve her iki planlamanın koordineli yürütülmesi gerekmez mi?

Toplumun genel olarak deniz kıyılarında yaşama eğilimi göstermesi kıyılarda nüfusun yoğunlaşmasına neden olmaktadır. Özellikle bu bölgeler için dalga enerjisi, yerel planlamaya önemli bir değer olarak girecek ve bugün yandaş şirketlerin elinde olan elektrik şebekelerine yatırımı da azaltacaktır. AKP bu yüzden bu dalga enerjisini görmezden gelebilir.

Yine "Karadeniz'de doğalgaz bulduk." hikayelerini bitirip, dalga enerjisi gibi kaynaklara bir an önce hayata geçirilmez ise enerji krizi daha da derinleşecektir.

Sözün özü; her olumsuzluğu CHP'ye yükleyerek algı yöneten AKP iktidarı ve onun bir üyesi olan İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, "Bu elektrik zamların oluşmasında bizim bir dahlimiz yok. En büyük dahil CHP." gibi sözlerle insanların aklıyla dalga geçerken, ülkeyi enerji krizinden kurtaracak olan "Dalga Enerjisi"ni görmemek sizce ne kadar yerli ne kadar millidir?