Gizem TABAN/İZGAZETE- İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, yaklaşık 2 yıldır süren Kovid-19 pandemisinde gelinen noktayı değerlendirdi. İzmir’de 17 Ekim Pazar günü aşı karşıtlarının gerçekleştirdiği mitinge yönelik konuşan Dr. Çamlı, Sağlık Bakanlığı tarafından geçtiğimiz gün açıklanan İzmir vaka oranları ve aşılama konusunda da değerlendirmelerde bulundu. Sonbahar mevsimiyle beraber vaka artışlarının yaşanmasının beklendiğini söyleyen Dr. Çamlı, süreçte yapılması gerekenlere dair de konuştu.

‘RAKAMLAR ÖRTÜŞMÜYOR’
Sağlık Bakanlığı tarafından son açıklanan verilere göre, her 100 bin kişide Kovid-19 vaka sayısı İzmir'de 48,95 oldu. İzmir'de bu sayı geride kalan hafta kayıtlara 47,01 olarak geçmişti. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Çamlı, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilerle sahadan edinilen verilerin örtüşmediğini söyledi. Dr. Çamlı, “Bakanlık verilerine göre çok bir yükseliş yok ama sahadaki pozitiflik oranları açıklanan rakamların çok üzerinde. Bakanlık neredeyse 2 aydır 43 ve 49 arasında değişen bir oran açıklıyor. Oysa sahadan alınan veriler bunun çok üzerinde. Gerçeklerin altını çizmek gerekiyor; pandemiyle mücadele birinci ve en önemli adım şeffaflık, yani gerçek verilerin kamuoyuyla paylaşılması… Hala İzmir için açıklanan sayılarla, bizim sahada gördüğümüz sayıların örtüşmemesi gerçekten üzücü bir durum” dedi.

‘AŞILAMADA DÜŞÜŞ VAR’
Aşılama oranlarında çok ciddi bir düşüş olduğunu dile getiren Dr. Çamlı, “Pandemiyle mücadelede en önemli unsurların başında aşılama geliyor. Ancak haziran ayında günde 1 buçuk milyon dozlara kadar çıkan aşılamaların, bugünlerde büyük ölçüde düştüğü, 300-400 bin dozlara kadar gerilediğini biliyoruz. Dolayısıyla, iki 2 doz Sinovac artı bir doz Biontech aşısı ya da iki doz Biontech aşısı olanlara baktığımızda daha toplumun yüzde 50’si aşılanmış oluyor. Bu kesimlerde hastalık çok daha düşük oranda. Hastaneye yatışlara ya da vefat oranlarına baktığımızda ya hiç aşılanmamış ya eksik aşılanmış kesimler… Toplumsal bağışıklığın sağlanması için bu tür aşılama oranının yüzde 85 olması gerekiyor. Bu durumda aşılama oranlarının artması gerekiyor ama aksine gittikçe düşüş yaşanıyor. Hastaneye yatışlarda genç erişkinler noktasında artışlar olduğuna yönelik duyumlar var. Birçok yerde PCR testi zorunluluğunun kaldırıldığı söyleniyor” diye konuştu.

‘SEFERBERLİK BAŞLATILMALI’
Aşılamanın bir an önce hızlandırılması gerektiğini vurgulayan Dr. Çamlı, “Aşı karşıtlarıyla net bir mücadeleye girilmesi ve özellikle kamusal alanlar için aşı olmayan kesimlere yönelik gerekli düzenlemelerin yapılması şart… Aşılama seferberliğinin başlatılması ve bunun bir kampanyaya çevrilmesi, mahallelerde aşılama merkezlerinin kurulması, kırsal kesimlerde mobil aşılamaların uygulanması gerekiyor” dedi.

‘DÜZENLEMELER YAPILMALI’
Sonbahar mevsimine girişle beraber kapalı ortamlara geçilmesiyle vaka artışı yaşanmasının beklendiğini belirten Dr. Çamlı, “Pandemi sürecinde alınan kararlar siyasi ve ekonomik kaygılarla alınmamalı. Pandemi kuralları çerçevesinde tedbirler alınması illa kapanma olması anlamına gelmiyor ama pandeminin kapalı alanlarda yayıldığını biliyoruz. O halde kapalı alanlarda faaliyet gösteren iş kolları, fabrikalar, ticaret merkezleri, ofisler ve daha birçok alandaki çalışma koşulları pandemiye göre düzenlenmeli. Havalandırma şartların mutlaka denetlenmesi gerekiyor. Toplu taşımalar hala çok kritik seviyede yolcu taşıyor. Bu talebin düşürülmesi lazım, bunun için de fiziksel mesafeyi sağlamak adına dönüşümlü ya da esnek mesai modeline tekrar geçilebilir. Kapalı alanlarda gerçekleşen sosyal etkinlikler, restoranlar, düğünler, taziyeler, toplantılar mutlaka kontrol altına alınmalı, gerekiyorsa belli sınırlamalar gelmeli. Özetle; enfeksiyonun bulaş alanlarının çok iyi denetlenmesi ve yeni düzenlemeler yapılması gerekiyor” açıklamalarında bulundu.

‘YETKİLİLER NET TAVIR ALMALI’
İzmir’de aşı karşıtlarını yaptığı mitinge ilişkin konuşan Dr. Çamlı, “Aşı karşıtları her ne kadar aşı olmayan kesimin küçük bir yüzdesini oluştursa da toplumda kafa karışıklığına yol açarak aşı tereddüdü olanların tereddüdünü artırıyor. Özellikle bu kişilerin akıl ve bilim dışı söylemlerine, ülkeyi yönetenlerden net tavırlar veya itirazlar gelmediği için adeta aşı tereddüdü yaşayanlar daha da tedirgin hale getiriyor. Böyle bir miting sonrasında Sağlık Bakanı’nın; bu mitingde öne sürülen argümanlarla ilgili kamuoyuna bilimden yana bir açıklama yapması ve bu mitingde dile getirilen söylemlerin toplumda ne kadar ciddi bir tehlike oluşturduğunu kamuoyuna anlatması gerekiyor. Ama böyle bir şeyin olmadığını görüyoruz. Ben, bu tavrın aşı karşıtı miting kadar sıkıntılı bir durum olduğunu düşünüyorum. Bu ülkeyi, pandemi sürecini yönetenlerin; bu mitinglere, bu mitinglerde dile getirilen söylemlere en üst perdeden net bir tavırla itiraz etmelerini beklerdik. Ancak maalesef bunu görmüyoruz. Bu da toplumda aşı tereddüdü yaşayanların aşı olma konusunda kafa karışıklığı yaşamasına ve kaygılarının artmasına yol açıyor. Mitinge izin vermekten öte karşı çıkmamalarının çok önemli olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı. 

‘DÜŞÜNDÜRÜCÜ’
Çamlı ayrıca, sağlık emekçilerinin pandemi sürecinde, haklı taleplerinden dolayı eylem ve miting yapmaları pandemi gerekçe gösterilerek yasaklanırken; pandemi kurallarına uymadan miting yapacaklarını çok net bir şekilde ifade eden aşı karşıtlarının gerçekleştirdiği mitinge izin verilmesinin de düşündürücü olduğunu ifade etti.

Editör: Haber Merkezi