Bu köşede de defalarca dile getirildiği üzere 2016’dan beri siyasi iktidar, zaman zaman çocuk istismarı faillerine yönelik af girişimlerini gündeme getiriyor. Biz kadınlar da, her seferinde ‘Çocuk istismarını Ak’latmayacağız!’ diyerek karşı çıkıyoruz. Bu durumun çocuk hakları ihlali olduğunu,  resmi olarak sistematik istismarın önünü açacağını, tecavüzü meşrulaştıracağını, cezasız kalacağı için teşvik edici olacağını, kız çocuklarına bedensel, zihinsel, psikolojik ve sosyal olarak ciddi zararlar vereceğini, çocukların çocukluklarının, düşlerinin, geleceklerinin elinden alınması anlamına geldiğini söyleyip ‘yasayı başlarına çalıyoruz!’.

Kadın hareketinin dişi ile tırnağı ile kazandığı tüm haklara saldıran siyasi iktidar, gözünü yine İstanbul Sözleşmesine, Nafaka Hakkımıza ve TCK 103’ e dikti.

TCK 103 Çocuk Cinsel İstismar Affına Karşı Kadın Platformu’nun;

‘Çocuk İstismarı Faillerine Yönelik Af Girişimlerine Son Verilsin! Çocuk cinsel istismarı suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 103. maddesi ile ilgili af girişimlerini kaygıyla izliyoruz. 2016 yılından beri gündemde tutulan ve en son 15 Nisan 2020 tarihli İnfaz Yasası’nın TBMM görüşmeleri sırasında tekrar gündeme getirilen TCK 103 affı, kadın örgütlerinin ve kamuoyunun tepkisi sayesinde yasaya eklenememiş olsa da kimi iktidar partilerinden siyasetçi ve milletvekillerinin bu affın 15 Temmuz 2020 öncesinde mutlaka çıkartılacağı yönündeki beyanları kaygılarımızı artırıyor.’ diyerek ifade ettiği kaygı, başta kadın hareketi olmak üzere çocuk istismarı konusunda duyarlı tüm kamuoyunun ortak kaygısı…

Yine TCK 103 Çocuk Cinsel İstismar Affına Karşı Kadın Platformu’nun altını çizdiği üzere; ‘Kamuoyuna yansıyan son af teklifi taslağına göre; Çocuklara yönelik cinsel istismar/tecavüz nedeniyle yargılanıp mahkûm edilmiş ve cezası kesinleşmiş olanlar;

▪ Olay tarihinde başka bir kadınla evli değiller ise,

▪ Mağdur 14 yaşına basmış ise (yani 13 yaşında ise),

▪ Mağdur ile tecavüz faili arasında en fazla 15 yaş fark varsa,

▪ Mağdur şikâyetten vazgeçmiş ve

▪ Yasanın çıktığı tarihten önce resmi nikah yapılmış ise, çocuk istismarcısı derhal serbest bırakılacak ve bu evlilik beş yıl sürdüğü takdirde hiçbir şekilde cezalandırılmayacaktır.

Tüyleri diken diken eden bir tablo değil mi? Çocuk yaşta erken zorla evliliklerin önü açılıyor. İstismara devlet mührü vuruluyor. Ama izin vermeyeceğiz. Çocuklarımızın düşlerinin çalınmasına da, çalanların cezalandırılmayıp ödüllendirilmesine de müsaade etmeyeceğiz.

TCK 103 Çocuk Cinsel İstismar Affına Karşı Kadın Platformu tam da bunun için kuruldu. Pandemi döneminde bir wattsap grubunda bir araya gelen 200’e yakın kadın, haftalardır deyim yerinde ise karınca topluluğu gibi kolektif, sistematik, hızlı ve özverili bir şekilde çalışıyorlar. İstismarı tüm yönleriyle ele alıp, derledikleri bilgileri kamuoyu ile paylaşıyorlar. Paylaştıkları metin 302 kadın örgütü tarafından imzalandı. Sosyal medya üzerinden gelişen ve sokaklara taşan bir örgütlülüğün mimarı bu kadınlar! Tabii ki yalnız değiller; bağlı oldukları sivil toplum örgütlerinden kadınlar var arkalarında. Örgütlü olmayıp mücadelenin bir yerinden katkı koyan binlerce kadın da var yanlarında. Aslında hepimiz TCK 103 Çocuk Cinsel İstismar Affına Karşı Kadın Platformu’nun bir bileşeniyiz. Nerdeyse eş zamanlı onlarca kentte, ilçede, Batman’da da Dikili’de de sokağa çıkıp ‘istismara geçit vermeyeceğiz!’ diyerek, tek ses olanlarız! Sosyal medyayı çocuk istismarına karşı bir kamuoyu oluşturmak, desteği büyütmek için gece gündüz kullananlarız. Biz çocukların düşlerine sahip çıkanlarız! Birlikte güçlüyüz!

Son söz niyetine;

‘Çocukların Evlendirilmesi Suçtur!

Çocukların yaşama, oyun oynama, eğitim alma, sağlıklı yetişme, iş ve meslek sahibi olma, kendini geliştirme, özgür hareket etme, geleceği üzerinde söz sahibi olma ve korunma haklarını ortadan kaldırmaya yönelik tüm girişimler derhal durdurulmalıdır!

Bırakın çocuklar bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan sağlıklı büyüsün, çocukluklarını yaşasın!