Sürekli gelişen ve değişen dünyada beslenme şekilleri ile önerilen diyetler de günden güne farklılaşıyor. Yüksek proteinli mi beslenmeli? Sürekli diyet mi yapmalı? Hangi bitki çayları daha faydalı? Kanserden korunmak için neleri yemeli? Bu soruların ardı arkası kesilmiyor. Son dönemde öne çıkan çiğ beslenme olarak bilinen akımla birçok kişi ilk insanın izinden yürümeye başladı.

PEKİ ÇİĞ BESLENME NEDİR?

Çiğ beslenme, bir beslenme şeklinden çok, aslında bir yaşam felsefesidir. İlk insanların ateşi bulmadan önce uyguladıkları beslenme şekli gibi olduğu için, öze dönmek olarak değerlendiriliyor. En basit açıklaması pişmemiş besinlerle beslenmektir; pişirme gibi herhangi bir işlemden geçirilmemiş gıdaların tüketilmesi temeline dayanır. Yiyeceklerin içindeki enzimler 47°C’de ısıtılınca yok oluyor. Oysa bu enzimler yiyecekleri sindirmemizi ve yararlı kısımlarını özümsememizi sağlayarak beslenmenin temelini oluşturuyor. Vejeteryan damak tadına daha yatkın bir beslenme tarzı gibi görünse de vejeteryan olmayanlarında uygulayabileceği doğal bir beslenme yöntemidir.

Çiğ beslenme dünyayı yavaş yavaş etkisi altına alsa da hakkında soru işaretleri de bitmiyor. Bu diyetin temelinde ne var? Sağlık için etkisi nedir? Kaç gün devam edelim? Bu diyet zayıflatır mı? Gelin birlikte bu soruların cevabına bir göz atalım.

ÇİĞ BESİNLERİN SAĞLIK İÇİN FAYDALARI NEDİR?

Yapılan bir çalışmada beslenmenizde yüzde 75 ve daha fazla çiğ besin bulundurmanın daha fazla enerji verdiği, uyku kalitesini artırdığı, bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve kilo kaybına yardımcı olduğu gösterildi. Çiğ beslenmenin diğer bir etkisi ise bir teori ile açıklanıyor: "Enzim üretmeye ihtiyaç duymayan ve gelen besinleri sindirmek için daha az yorulan vücut; daha geç yaşlanır.” Çiğ beslenme üzerine yapılan diğer araştırmalar da hafızayı kuvvetlendirdiği, güzel bir cilt sağladığı ve kısırlık tedavisinde etkili olabileceğini söylüyor Bu konuda pek çok bilimsel çalışma ise devam ediyor.

ÇİĞ BESLENMEDE HANGİ BESİNLERİ TÜKETMELİYİZ?

Genel olarak; beslenmenizde yediklerinizin yüzde 75’inin sebze, meyve, filiz, kavrulmamış fındık, badem gibi yağlı tohumlar olması öneriliyor. Çiğ beslenmede en çok dikkat çeken nokta ise et olmaması. Bu akımda iki farklı grup bulunuyor; bir grup hiç et tüketmezken, diğer grup ise sınırlı miktarda et ve daha çok balık tüketiyor. Bu sistemde hangi besinin kaç kalori olduğu değil, neyi neyle yediğiniz önemli. Tohumları ve kuruyemişleri yemeden önce 6-12 saat suda bekletip enzim hareketleri daha fazla canlı tutabilirsiniz. Her beslenme şeklinin önerdiği gibi su çok önemli. En az iki litre su içmeyi unutmamak gerekiyor. Bir öneri de yemek sırasında ve sonrasında su içmemeniz. Alkol ve kahve bu yeme-içme biçiminden tamamen uzak. Bu yüzden çiğ beslenmeyi bir kür, bir tedavi şeklinde 30 gün uygulayın. Diyetisyen ve doktorunuzla görüştükten sonra diyetisyen eşliğinde 1 ay süreyle kür olarak uygulanması doğru bir yaklaşım olacaktır.

MUTFAĞINIZDA MUTLAKA BULUNMASI GEREKENLER

1.Meyveler: Elma, armut, şeftali, ananas, üzüm, avokado, dut, böğürtlen, çilek, yabanmersini, limon

2.Sebzeler: Mantar, kırmızı lahana, yeşil yapraklı sebzeler, salatalık, biber çeşitleri, kereviz sapı, brokoli, buğday çimi

3. Kurubaklagiller: Nohut, kinoa, bulgur

4.Yağlı Tohumlar: Ceviz, badem, fındık, kabak çekirdeği (kavrulmamış),Susam yağı, Keten tohumu, Kök zencefil

5. Doğal baharatlar: Taze ya da kurutulmuş organik baharatlarla yemekleri lezzetlendirin.