TBMM Sanayi Komisyonu’nda bugün görüşülecek olan torba yasa teklifine yönelik Çiftçi-Sen’den sert tepki geldi. Yasa ile zeytinliklerin ve tarım arazilerinin enerji ve maden şirketlerine açılmak istendiği belirtildi.

Gökçe Gökçen: Mehmet Murat Çalık Başkanımıza yapılan artık apaçık bir işkencedir
Gökçe Gökçen: Mehmet Murat Çalık Başkanımıza yapılan artık apaçık bir işkencedir
İçeriği Görüntüle

Çiftçi-Sen’den Torba Yasa tepkisi: Doğayı sermayeye açıyorlar

Çiftçi-Sen, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde komisyon görüşmeleri başlaması planlanan Çevre ve Maden Kanunlarında değişiklik yapılmasına ilişkin yasa teklifine tepki gösterdi. Teklife göre, Çevre Kanunu'nun çevresel etki değerlendirilmesine dair hükmünde değişiklikler yapılıyor. Çiftçi-Sen, açıklamasında söz konusu teklifin zeytinlikleri, tarım arazilerini ve doğayı tehdit ettiğini belirterek, teklifin geri çekilmesini istedi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı; Doğaya,tarım arazilerine, zeytinliklere saldırmaktan vazgeçin, Torba Yasa’yı geri çekin. İktidar olduğu günden itibaren AKP, sanayicinin, maden şirketlerinin ve enerji şirketlerinin ihtiyacına uygun olarak doğanın metalaştırılmasının önünü açmıştır. Çıkarılan yasalar, yönetmelikler, Kanun Hükmünde Kararname’ler sermayenin taleplerine yönelik olmuştur. Sermayenin önüne en çok engel çıkaran, AKP’nin değiştirebilmek için en çok uğraştığı, farklı yöntemlerle delmeye çalışmaktan asla vazgeçmediği yasa, Zeytincilik Yasası olarak bilinen “3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki Kanun” dur. Kanun’un 20’inci maddesinin 1’inci fıkrasında “Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin… gelişmesine mâni olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez.” İfadesi, sermayenin önünde aşılması gereken bir engeldir.

Oysa, zeytin ağaçları yüzyıllardır bu toprakların kültürünün önemli mihenk taşlarından biridir. Sadece bir gıda ürünü olarak yemek kültüründe önemli bir yer tutmasıyla değil, yarattığı kültürel değerlerle bir bitkinin ötesindedir. Zeytinlikler asırlık özellikleri ile mutlaka korunması gereken kıymetli tarihi ve kültürel mirastır, geleceğe taşınmalıdır.
AKP zeytinlik alanlarını ranta açabilmek için defalarca Meclise kanun tasarısı getirmiş ama değiştirmeyi başaramamıştır. 2012 yılından itibaren de zeytinliklerin katledilmesini engelleyen yasal engelleri “Kanun Hükmünde Kararname” çıkartarak aşmaya çalışmışlar, Danıştay Daireler Kurulu kararnameyi “Kanunsuz” olduğundan dolayı iptal etmiştir. 2022 yılında da Madencilikle ilgili çıkarılan bir yönetmelikle bu yasa delinmeye çalışılmış, ÇİFTÇİ-SEN’in açtığı “Yönetmeliğin İptali Davası” gene kazanılmış ve “Yönetmelik” Danıştay tarafından iptal edilerek zeytinlik alanlar bir kez daha kurtulmuştur.

AKP için zeytinlik alanları ve tarım arazilerini yok etme isteği bir sevdaya dönüşmüştür. 2023 de binlerce cana mal olan Hatay depreminin ardından “Yaraları sarma” bahanesiyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yeni imar planında Hatay’da zeytinlik alanları tarım arazilerini “rezerv alan” adı altında inşaata/ranta açmıştır. Hataylıların, ekolojistlerin, çiftçilerin tepkilerine rağmen binlerce zeytin ağacı köklenmiştir.

AKP zeytinlik alanlarını yok edecek, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki Kanunu bir kez daha delmek için yeni bir hamle yapmaktadır. 13-06-2025 tarihinde “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” teklifi TBMM Başkanlığı’na sunulmuş, Kanun teklifi “Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu”na gönderilmiştir. Kanun teklifinde madencilik ve enerji yatırımları faaliyetlerinin “ÇED” süreçlerini kolaylaştırıldığı gibi “Kamu yararı” adı altında “Acele kamulaştırma” uygulamaları ile Zeytinliklerin yok edilmesini sağlayacaktır. Acele kamulaştırma kararı alabilme yetkisini de 31-12-2030 tarihine kadar Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’na verilmektedir. Kamuoyunun tepkisini azaltmak için “Zeytin ağaçları kesilmeyecek, başka bir yere taşınacak” denilerek, yağma masumlaştırılmaya çalışılmaktadır.
Çiftçilerin lehine olan, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımını engelleyen yasaların yok sayılması kabul edilemez

Bu yasanın geçmesi halinde binlerce dönüm zeytinlik alan ve tarım arazisi yok edilecek, köylünün geçim kaynağı elinden alınacaktır. İklim değişikliğine karşı mücadelede her bir zeytin ağacının 2-10 ton CO2 emdiği bilinmektedir. Doğanın, tarım arazilerinin şirketlere peşkeş çekilmesine hayır demek zorundayız. Yasa değişiklik önerisi derhal geri çekilmelidir. Birlikte olduğumuzda güçlü olduğumuzu zeytinliklere yönelik her saldırıda gördük. Daha önce yaptık, yine yaparız. Üreticiler, tüketiciler, ekolojistler, çevreciler olarak birlikte bu kanun değişikliğine karşı da mücadelemizi yükseltmeliyiz.

AKP ve Şirketler; Zeytinimize, Toprağımıza, Suyumuza, Tohumumuza, Otlak ve Meralarımıza Saldırmaktan Vazgeçin! Gıda Egemenliği Hemen Şimdi! Köylü Hakları Hemen Şimdi!”

Muhabir: DİLAN ÇETİNKAYA