CHP önceki dönem Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı, İz Gazete’yi ziyaret etti. Altıok Akatlı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Altıok Akatlı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen cezadan iktidarın muhalif belediye başkanlarına uyguladığı baskıya, kayyumla yönetilen Urla Belediyesi ile ilgili rant ve talan iddialarından 6’lı Masa’nın adayına kadar pek çok konuda açıklamalarda bulundu.

‘ENGELLEMEK İÇİN BİR HAMLEDİR’

Yüksek Seçim Kurulu’na hakaret ettiği iddiasıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na siyasi yasak ve hapis cezası verilmesine ilişkin konuşan CHP’li Altıok Akatlı, “Bu ceza, hukuku kendi ikbali için eğip bükenlerin verdiği siyasi bir cezadır. 31 Mart seçiminin yenilgisinin üzerine kaybettikleri belediyelerde yaşam kalitesini artıran, insan onuruna uygun eşit hizmet anlayışıyla özgürlüklerin, dayanışmanın ve huzurun yerleşmesinden rahatsız olan iktidarın giderek düşen oy oranının korkusuyla talimatla aldırdığı karardır. Oy kaygısı hizmet kaygısının önünde olanların, toplum üzerinde ideolojik gerici kurgusunu besleyen tarikat ve cemaatlerin kaynaklarının kesilmesiyle birlikte yenilginin, intikam duygusunun yanına eklenen zorunlu kaynak motivasyonuyla alınmış bir karardır. Seçime giderken İstanbul’un gücüne duyulan ihtiyaçtır. Ancak ihtiyaca merhem yerine sorunu kronikleştiren sonuçlar doğurmuştur. ‘Millet İttifakı’nı böleyim’ derken haklının karşısında hukuksuzluğu baskıyı belirginleştiren bir adım olmuştur. Araştırmalar, ittifakı bölmek şöyle dursun oy artışını gösteriyor. Bu karar basında çokça yansıdığı şekliyle; İmamoğlu’nun olası adaylığının önüne geçmekten çok, seçim öncesi İstanbul’u yöneterek seçime hazırlanmak ve başarılı ve yükselen belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ikinci dönem adaylığını engellemek için kurgulanmış bir hamledir” açıklamalarında bulundu.

‘BAŞARISIZ OLMALARINI UMUYOR’

Seçim süreci yaklaştıkça muhalefet partilerinin belediye başkanlarına yönelik baskısının artmasına dair değerlendirmelerde bulunan CHP’li Altıok Akatlı, “31 Mart sonrası HDP’li belediyeleri suç isnat ederek kayyumlar aracılığı ile geri kazanan AKP iktidarı, CHP’li belediyelerin önüne de bütçe, kaynak kısıtlaması ve bakanlıklar gücüyle engeller çıkartarak başarısız olmalarını umuyor. İzmir’de deprem, Muğla’da yangınlara müdahale sırasında, tüm yurtta pandemi sürecinde yerel yardımları yasaklayıp kendi İban numaralarıyla para toplayan iktidar bu anlamda beklediğini bulamadıkça yöntemlerini uyduruk soruşturmalarla genişletme arayışında... Belediye meclislerinden geçmeyen sit derecesi düşürme, tarım arazilerini imara açma, ormanlara, kıyılara rant projelerini ÇED raporlarını, Danıştay kararlarını yok sayarak bakanlıklar kararıyla dayatma ve oldu bitti ile işlerini yürütmeye çalışıyorlar. Tüm Türkiye’de böyle... Çeşme Yarımada Projesi, Buca Cezaevi Projesi, Efeler Jeotermal Direnişi bölgemiz örneklerinden… Başkanlarımız doğa ve insan haklarını önceleyerek direnmeye olanaksızlıklar içinde çalışmaya ve fark yaratmaya devam ediyorlar. Araştırmalar, derinleşen yoksulluk ve kısıtlanan hak ve özgürlüklere karşın, sosyal demokrat belediyelerin yönettiği yerlerde mutluluk oranlarının ve memnuniyetin yükseldiğini işaret ediyor” ifadelerini kullandı.

‘RANT VE TALAN’ İDDİALARI İÇİN NE DEDİ?

Kayyumla yönetilen Urla Belediyesi için gündeme gelen ‘rant ve talan arttı’ iddialarının sorulması üzerine CHP’li Altıok Akatlı, şunları söyledi: “Urla’yı da kapsayan Yarımada’yı tehdit eden bir Çeşme Projesi var. Küçük ölçekte atanmış bir kayyumun hiç yaşamadığı Urla’ya gelip yerel halkın nefes alanlarına müdahalesi de çok konuşuldu. Denize girmek için sınırlı alana sahip kıyı şeridindeki yerel esnafın işlettiği yerleri yıkmak ve yerine şemsiyesiz, şezlongsuz beton dökmek…. Yörenin rüzgâr ve diğer koşullarında yaşayamayacak palmiyelerle dekor yapmak hizmet değil, oradan denize girenlere ceza… Kayyum atandığında ilk adım, Karantina Adası’nın sit derecesinin düşürülmesi ve eski hastanenin dönüşüm projesini tarihi eser restorasyonu gölgesinde başlatmak oldu. Urla’ya hiç ihtiyaç yokken ikinci meydan projesi, meclis onayı alamayınca Büyükşehir Belediyemiz devre dışı bırakılarak bakanlık üzerinden yıkım yapıldı. Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı uygulanmak zorunda ama ortada geri dönüşü olmayan bir yıkım var. Urla halkının tercihleri, istekleri sorulmaksızın bir ilçenin tarihi kültürel ve doğal dokusu ve görüntüsü, seçilmemiş birinin kısa görev süresi içine sığdırılmaya çalışılan bir azimle değiştiriliyor, dönüştürülüyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin daha yeni yaptığı yollar ve kaldırımlar nedensizce Kayyum Belediyesi tarafından kırılarak yeniden taş döşeniyor. Neden? Kim, ne kazanıyor? Sayısız imar değişikliğiyle ruhsat veriliyor. Hazineye ait araziler satışa çıkıyor, en bakir sahiller ve kamu arazileri cemaatlere bedelsiz tahsis ediliyor. Belediye varlıkları satışa çıkarılıyor”

‘KILIÇDAROĞLU KAZANACAK ADAY’

Altılı Masa’nın Cumhurbaşkanı adayı tespitine başlaması ve adaylık konusunda CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adının öne çıkması ile ilgili de görüşlerini açıklayan CHP’li Altıok Akatlı, “İktidarın, tarihi belirlenmemiş seçime aday sorgulaması da ne kadar zorda olduklarının işareti... Adayın belirlenmeyişi huzursuz ediyor. Altılı Masa’nın; en baştan beri kişilerin adaylığından çok, farklı kesimleri mağdur eden kutuplaşma ve nefret kültürünün yarattığı kopuşa çözüm arama, iyileşme, yeniden bir arada yaşama kültürü, barış ve huzur iklimi yaratma hedefi var. Demokrasi ve hukuku ayaklar altına alan iktidarın mağdur ettiği her kesime ulaşma ve umut verme önceliği var. Bu çerçevede de son derece doğru, kararlı adımlarla ortak mutabakat metni, adil bir anayasa teklifi, parlamenter sistemin ve kuvvetler ayrılığının korunması yolunda çalışmalar yapılarak önemli bir tutum sergileniyor. Bu birleştirici tutum, iktidarın en büyük kaygısı… Altılı Masa bu saiklerle yine çoğulcu bir tutum ve mutabakatla en doğru adayı bulacak. Burada sağ iktidarların geçmişten bugüne gelen ve AKP iktidarında derinleşen kutuplaşmalar nedeniyle aynı masada olamayanların da sesini, hakkını taşıyabilecek bir adaya ihtiyaç olduğu aşikâr. CHP bu anlamda birleştirici güçtür. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, 6’lı Masa’nın ve bu masanın dışında kalan seçmenin de kabulünü alan, bir anlamda herkesi bir arada tutan, her kesimin güvendiği bir aday olarak öne çıkıyor. İyileşmek, yüzleşmek, adaletin herkese erişmesiyle huzur bulmak için onun önderliğine ihtiyacımız var. En geniş mutabakat için dürüstlüğü, kararlılığı ve ilkeleriyle geliyor. Elbette kazanacak adaydır. Zaten bilimsel yöntemlerle yapılan araştırmalar da bize bunu gösteriyor” diye konuştu.

CHP İzmir İl Başkanlığına Şenol Aslanoğlu'nun atanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altıok Akatlı, "İzmir Cumhuriyetin, demokrasinin, laikliğin, hoşgörünün ve özgürlüklerin başkentidir. Ülke olarak çoktandır özlediğimiz ve ihtiyacımız olan bir arada yaşam kültürünün simgesi gibidir. Genel seçim sürecinde taze bir enerjiyle, kararlılıkla örgütümüzün başında ve uyum içinde çalışacak, ülkemize vaad ettiğimiz uyumu kentimizde sağlayacak ve sürdürecek bir il başkanımız oldu. Yolumuz açık olsun. İl başkanımızın ve örgütümüzün yanındayız. Hep birlikte başaracağız..." ifadelerini kullandı.