CHP İstanbul İl Başkanlığı Doğa ve Çevre Komisyonu, İstanbul Çevre Çalıştayı düzenledi. “Çoklu krizler çağında, ekolojik dönüşüm” başlıklı çalıştay, Sarıyer Beleliyesi ev sahipliğinde, Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Konunun uzmanlarının katılımıyla gerçekleştirilen çalıştayda şehrin çevre sorunları tartışıldı.
9 Haziran’da yaşamını yitiren Manisa Büyükşehir Başkanı Ferdi Zeyrek’in anılmasıyla başlayan çalıştayın açılışında CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı çevre mühendisi Havva Gülenç, Sarıyer Belediye Başkanı Oktay Aksu ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek konuşma yaptı.
İmamoğlu’nun ‘Kanal istanbul’ paylaşımı hatırlatıldı
Konuşmasında çalıştay programına ilişkin bilgi veren CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Gülenç, sözlerini, tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kapatılan X hesabı üzerinden 17 Nisan’da yaptığı Kanal İstanbul’a ilişkin paylaşımını okuyarak tamamladı.
Gülenç’in okuduğu İmamoğlu tarafından yapılmış olan paylaşım şöyle:
"Aziz milletim, sizden istirhamımdır. Lütfen bunları görün ve paylaşın. Yokluğumu fırsat bilip 'Kanal İstanbul' denen rant ve talan projesi uğruna Avrupa Yakası’nın en önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı’nın etrafında 24 bin konutun inşaatını başlattılar. Bu kez alelacele TOKİ'yi devreye almışlar. Dozer ve iş makinelerini mutlak koruma alanının içine, suyun dibine kadar sokmuşlar. İBB’nin ve İSKİ’nin resmi uyarılarını dikkate almadıkları gibi Cumhurbaşkanlığı kararıyla Sazlıdere Barajı’nın içme suyu kullanım oranını yüzde 100’den yüzde 0’a indirmişler. Bunu hiç utanmadan kamuoyundan saklayıp, İSKİ’ye bile bildirmemişler.
Şunu herkes anlasın ki, bizim gözbebeğimiz İstanbulumuz’da feda edilecek bir tek damla su kaynağımız yok. Bu haksız, hukuksuz ve fırsatçı yaklaşımla mücadeleyi asla bırakmayacağız. Sizin iklim değişikliği ve çevre koruma konusunda zerre kadar samimiyetiniz olsaydı, İstanbul’un su kaynaklarına böylesine saldırmazdınız. Hukuka, ekonomiye, demokrasiye verdiğiniz zararın yanına çevreye, İstanbul'un su kaynaklarına verdiğiniz zararı ekliyorsunuz. Tüm dünyanın cebelleştiği, yeni yol ve yöntemler aradığı iklim krizine bir kriz de siz ekliyorsunuz. Hemen vazgeçin bu rant ve talan projesinden. Millet sizi zaten gönderecek bari gitmeden toprağa, suya, havaya daha fazla zarar vermeyin"
"Büyük bir talan ve yağma yaşanıyor"
CHP’nin Yerel Yönetimler ve Dirençli Kentlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, aynı zamanda CHP’nin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan sorumlu gölge bakanı olarak, milletvekilleri ve parti meclisi üyesi 12 kişiden oluşan gölge bakanlığa ilişkin şunları söyledi:
“Geçmişte yardımcılarımızın sayısı 3 iken sonra 12’ye çıkardık. Çünkü, doğaya, çevreye, yaşam alanlarımıza, havzalarımıza, ormanlarımıza, madenlerimize, zeytinliklerimize karşı saldırı, acımasızca ve hızlı biçimiyle, yasa tanımaz biçimiyle, yargı süreçlerini beklemeksizin, ÇED gerekli raporlarına bile ihtiyaç duymadan büyük bir talan ve yağmanın yaşandığı bir dönemin içinden geçiyoruz. Çalıştay 'krizden stratejiye' mottosuyla gerçekleştirildi. Yaşadığımız sorunları sadece şikayetlerle değil, çözümle, bilimle, kamuculukla ve dayanışmayla yaklaşacağımızın en somut göstergesi. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler çevreyi yalnızca korunması gereken bir alan değil, toplumsal adaletini yaşamın, demokratik katılımın zeminlerinden biri olarak görüyoruz. Doğa talanına, plansız büyümeye, sermaye lehine yapılan çevre politikalarına karşı mücadelemizi bu temele dayandırmaktayız"
Zeybek konuşmasında dün Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda kabul edilen, zeytinlik, mera ve orman alanlarının enerji ve madenciliğe açılmasına yönelik düzenlemeler içeren Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ne tepki gösterdi. Teklifin, “Doğrudan doğa talanına ve halkın anayasal haklarının ihlaline zemin hazırlayan bir içeriğe sahip olduğunu” söyleyen Zeybek, “Buradan açıkça çağrı yapmak istiyorum. Bu teklif TBMM’nin gündemine gelmemelidir. ÇED süreçleri dağıtılarak değil, daha kapsayıcı ve halkın katılımı esas olacak biçimde güçlendirilmelidir” dedi. Zeybek, şunları söyledi:
"Bu toplantıyı doğamıza yönelik bir tehdit altında gerçekleştiriyoruz"
“Ne yazık ki bu toplantıyı, doğamıza ve yaşam alanlarımıza yönelik yeni bir tehdit karşısında gerçekleştirmek zorundayız. 13 Haziran 2025 tarihinde TBMM’ye sunulan ve dün sabah komisyonda kabul edilen ‘Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin doğrudan doğa talanına ve halkın anayasal haklarının ihlaline zemin hazırlayan bir içeriğe sahip olduğunu belirtmek istiyorum. Teklifin içeriğine baktığımızda ne görüyoruz? Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerinin zayıflatıldığı, ormanlarımızın, su havzalarımızın, tarım alanlarımızın madencilik ve enerji projesi için fütursuzca imara açıldığı, zeytinliklerin kesilmekte olduğunu, yerel halkın mülkiyet haklarının ‘acele kamulaştırma’ yöntemiyle gasbedildiğini, bilimsel verilere değil, yatırımcıların takvimine ve isteklerine göre şekillendiğini. Anayasamızın 15’inci maddesi mülkiyet hakkını, 56’ıncı maddesiyse çevre hakkını güvence altına almış iken bu teklif hem doğayı, hem de vatandaşlarımızın anayasal güvence altında olan haklarını gasp etmektedir. Bu teklifin 45’inci maddesiyle birlikte, zeytinlik alanlarında madencilik yapılabilmesi, ağaçların, taşınamıyorsa kesilebilmesinin önü açılmaktadır. Sadece bu madde bile, bu teklifin doğayla, tarımla, iklimle, bilimle ve halkla ne kadar bağdaşmadığını göstermektedir. Yine bu teklif ile, sessiz onay mekanizması ÇED süreçlerini işlevsiz hale getiriyor, şeffaflık ve denetim yok ediliyor, halkın katılımı ortadan kaldırılıyor. Adeta, bir oldu bitti rejimiyle karşı karşıyayız. Buradan açıkça çağrı yapmak istiyorum. Bu teklif TBMM’nin gündemine gelmemelidir. ÇED süreçleri dağıtılarak değil, daha kapsayıcı ve halkın katılımı esas olacak biçimde güçlendirilmelidir.”