ASYA YAŞARİKİZ / İZ GAZETE - TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği), 25 Ekim’de İzmir kamuoyu ile hazırladığı İzmir Kent Suçları Haritası’nı paylaştı.

Kentsuclari.org sitesinde belirtilen ifadeye göre kent suçu; toprak üzerinde yapılan her türlü insan yapımı faaliyetin; canlı yaşamı, ekolojik döngüler, kentsel yaşanabilirlik ve sağlıklı bir çevre üzerinde yarattığı veya yaratacağı tahribat ve bozulmanın ortaya çıkmasına neden olarak işlenen suç olarak tanımlanıyor.

Tanımın kapsamını genişlettiğimizde ise, hava kalitesinin, tarım topraklarının, hayvancılığın, su kaynaklarının (yeraltı ve yerüstü) miktar ve kalitesinin, biyoçeşitliliğin, ekosistemlerin ve yaşam alanlarının zarar görmesine sebep olacak, çeşitli çevre sorunlarına yol açan ayrıcalıklı imar hakkı sağlayan, altyapı kapasitesinin üstünde yoğun yapılaşmaya neden olan çeşitli uygulamalar ile; kamu arazilerinin özelleştirilmesi sonucu satışı gerçekleşmiş arazilerinde rant sağlayıcı ayrıcalıklar getiren, kentsel adaleti ortadan kaldıran, kent siluetini bozan, tarihsel, doğal ve kültürel olarak korunması gerekli alanları tahrip eden, kent belleği açısından önemli değerlerin yok olmasına neden olan, sosyal dokuyu olumsuz etkileyen, barınma, ulaşım, beslenme gibi temel insan haklarını gasp eden, kamuyu zarara uğratan, kamu yararı içermeyen parsel bazlı plan değişiklikleri ve proje bazlı uygulamalar, kent suçunun kapsamını oluşturuyor.

KENT SUÇU

Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İzmir Şubesi Başkanı Özlem Şenyol Kocaer ile kent suçları haritasının amacını ve Zorlu Holding tarafından kent merkezinin göbeğine, Alsancak’a yapacak olduğu Zorlu Gökdelen’i konuştuk.

Peki, inşaat sektörünün, özellikle İzmir dışından gelen sermayenin gözünü İzmir’e dikmesi ve ‘İzmir’in İstanbullaştırılması’ olarak görülen projeler de kent suçu işliyor mu?

ŞPO İzmir Şube Başkanı Kocaer, 72 adet kent suçunun yer aldığı haritanın amacının öncelikle, İzmir’de son yıllarda yaşanan sermaye göçü olduğunu söyledi. “Kentin göçle birlikte geleceğinin tehlike altına girmesi ve çevresel sorunların ciddi boyutlara ulaşması kent suçları haritasının ortaya çıkmasındaki nedenlerden biri” diyen Kocaer, sermaye göçü ile sosyal dokunun değişimine karşı farkındalık yaratmak istediklerinin altını çizdi.

İzmir’in birçok yerinde kent ve çevre mücadelelerinin verildiğine dikkat çeken Kocaer, hazırladıkları kent suçları haritası ile mücadele eden sivil toplum örgütleri, dernekler ve yurttaşların web üzerinden erişilebilir bir veri tabanı oluşturmanın da önemli olduğunu söyledi.

İşlenen kent suçları ile ilgili kurumlara sorumluluklarını da hatırlatmak istediklerini söyleyen Kocaer şöyle konuştu; “İlgili kurumlara ‘Bakın geçmişten gelen suçlar bunlar ve biz bu suçları bir daha görmek istemiyoruz. Bu suçun işlenmemesi yönünde de ilgili kurumların sorumluluklarına dikkat çekmeyi amaçlıyoruz. Diğer taraftan bu çalışmanın farklı şeylere vesile olacağını da düşünüyorum. Kent suçunun literatürde akademik bir karşılığı yok ama bu yönde bilimsel çalışmalara da önemli bir veri teşkil ediyor. Bu yönde de geleceğin kentlerinin nasıl baskılar altında olduğunu da gösterecek bir veri tabanı, referans oluşturuldu. Ne yazık ki güncellemelerimiz devam ediyor.”

PASAPORT'A GÖKDELEN

Kent suçları haritasına Kocaer’in bahsettiği gibi yeni suçlar ekleniyor. Zorlu Holding tarafından Pasaport’ta yapılması planlanan Zorlu Konak için yıkım çalışmalarına bu hafta başlandı. Passtel AVM ve tütün depolarının bulunduğu alana yapılacak gökdelenin geçmişi 2008 yılına dayanıyor. 2008’de Ali Muzzaffer Tunçağ’ın başkan olduğu dönemde Konak Belediyesi’ne yapılan başvuru, Belediye Meclisi’nden onay aldı. 10 Kasım 2008’de sunulduğu İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde imar planı onaylandı. Daha sonra Hakan Tartan ve Sema Pekdaş’ın başkanlıkları döneminde ise proje sessizliğe gömüldü ve şimdi yeniden kentin gündemine düştü.

2007- 2008 yıllarında parsel bazlı plan değişikliğine gidilerek yüksekliğin serbest bırakıldığına dikkat çeken ŞPO İzmir Şube Başkanı Kocaer, o dönem üst ölçek planlarına itiraz ettiklerini ve dava açtıklarını söyledi. Özellikle üzerinde durdukları ayrıntının, alanın tam karşısında bulunan tescilli yapılar olduğuna dikkat çeken Kocaer, “Tescilli yapının karşısında olan parsellere ilişkin koruma kurulunun bazı kısıtlamaları var. Yani, şehrin siluetini bozmaması, tescilli yapının yüksekliğini geçmemesi gibi. Bu yönüyle ve bu alandaki trafik yükünü arttıracak ve parsel bazlı ayrıcalıklı bir imar hakkı getirilmesi gerekçeleri ile iptal edilmesi yönünde davalarımız oldu. İptal edildi ancak sonra tekrar plan değişikliği oldu. Bir de bu alan Alsancak bölgesinin 5 bin planları içerisinde kalan bir parsel. Üst ölçekte geçtiğimiz yıllarda Kültürpark’ın yanındaki Basmane çukurundaki gerçekleşecek plan projenin de içinde olduğu büyük bir alanın planları tekrar değişti. Bu alan da o plan içerisindeydi. O davamız sonuçlandı ve 2018 yılında iptal edildi. Sonrasında Büyükşehir Belediyesi tarafından tekrar bir 5 bin plan yapıldı. Şu anda planlar 2019 başından beri yürürlükte. Bu planın yürürlükte olması bir taraftan da ruhsat başvurularını gündeme getirmişti. Ruhsatla ilgili işlemleri takip etmemiz mümkün değil. Çünkü bunlar kurum içerisinde yapılan işlemler. Şu anda geldiğimiz noktada da ruhsatın başvurusunun yapıldığı ve mevcut yapıların yıkıldığını öğrendik. Dolayısıyla bundan sonra inşaat faaliyetleri hızla gerçekleşecektir. Planla ilgili önümüzde sadece 5 bin plan engel olabilir.” dedi.

SİLÜETİ BOZACAK

Projenin kente en büyük zararının tarihi ve kültürel dokuya tamamen aykırı oluşu olduğunu söyleyen Kocaer şöyle konuştu; “Burası kent merkezi. Kemeraltı ve Basmane’nin yani tarihi kent merkezinin hemen yanı. Hem tarihi hem kültürel anlamda, dokuya tamamen aykırı bir yapılaşma önerisi. Kent siluetini tamamen etkileyecek. Körfez’den İzmir’e baktığınızda göreceğiniz bir yapı olacak. Örneğin Kadifekale’yi referans alırsak Kadifekale’nin yüksekliğini aşan bir yapılaşma gerçekleşecek.”

Gökdelenin sadece konut değil ticari kullanım alanı da olacağını sözlerine ekleyen Kocaer, gökdelenin getireceği trafik yükünün çok fazla olacağına dikkat çekti. Yerel yönetimlerin bu tür projelerde etkili olacağını söyleyen Kocaer, kent silueti ile ilgili çalışma yapılması gerektiğinin çok önemli olduğunu söyledi.

“Artık mahkemeler davalar bazı şeylerin önüne geçmek konusunda bir çözüm değil. Bunu daha yapıcı, sürdürülebilir, kalıcı önlemler halinde uygulamalara geçmemiz gerekiyor. Burada da yerel yönetimlere iş düşüyor. Özellikle Büyükşehir ve merkezi ilçeler özelinde yapılmasında yarar var.” diyen Kocaer, 1980’ler ve 1990’lardaki planların geçerliliğini yitirdiğini bu planların artık güncelleşmesi gerektiğinin de çok önemli olduğunu söyledi.

“Bütünleşik planların bütünsel bir yaklaşımla kentin mevcut gelişen ihtiyaçlarına hizmet etmesi, 5 bin ölçekli revizyon yapılması gerekiyor. Bu revizyonlarda da kentin siluetinin ele alınması gerekiyor. Eski planlar güncellenmeli.” diyen Kocaer, Soyer ile görüşmeler yaptıklarını ve Soyer’in çalışmalarına olumlu baktıklarını söyledi.

Zorlu Konak, Pasaport’ta bulunan Passtel AVM ve eski tütün depolarının yer aldığı 3 bin 532 metrekarelik alana inşa edilecek Zorlu Konak, 146 metre yükseklikte ve 42 kattan oluşacak. Gökdelenin ilk yedi katı ticari alan ve otopark 8 ve üzeri katlar da konut ve işyeri olarak belirlendi. Gökdelende toplanda 142 konut ve 13 işyeri yapılacak. Gökdelenle birlikte kentin Körfez silüeti etkilenecek. 250 metrelik gökdelen bu açıdan Kadifekale’nin 186 metrelik rakımını geçecek.

Editör: Haber Merkezi