ASYA YAŞARİKİZ / İZ GAZETE - Mimarlar Odası’nda yapılan toplantıda, TMMOB İKK temsilcisi Melih Yalçın, 2012 yılında, Tabiat Varlıklarını Koruma yasal mevzuatında yapılan yeni düzenlemeler ile başlayan süreci yakından takip ettiklerini belirterek, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Çeşme Yarımadası, Gediz Deltası ve Bornova’yı içine alan doğal sit statülerinde değişikliğe gitmesine tepki gösterdi.

TMMOB İKK DAVA AÇTI

Bu bağlamda sit alanı değişikliğine uğrayacak, Bornova, Çeşme, Seferihisar, Urla, Güzelbahçe, Foça, Menemen, Çiğli ilçeleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın oluru ile “Doğal Sit-Nitelikli Doğal Koruma Alanı ve “Doğal Sit-Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı olarak tescil edildi.

TMMOB’a bağlı ilgili meslek odaları, Sualtı Araştırmaları Derneği ve Doğa Derneği ile birlikte çalıştıklarını söyleyen Melih Yalçın, Çevre ve Şehircilik Bakanlık Makamının oluru ile onaylanan doğal sit değişikliği kararına 20 Temmuz tarihinde öncelikle yürütmenin durdurulması ve takiben de iptaline karar verilmesi istemiyle TMMOB İKK olarak dava sürecini başlattıklarını duyurdu.

YENİ DÜZENLEME İLE İNSANIN DOĞAYA MÜDAHALESİNİN ÖNÜ AÇILACAK

“Her ne kadar bazı tartışmalı uygulamalar içerse de, doğal sitler önemli doğa alanlarımızın günümüze kadar korunabilmesini sağlayan en etkili yasal araçlar olmuş ve ülkemizdeki doğal alanların yaklaşık yarısı doğal sitler kapsamında korunmuştur” diyen Yalçın, yeni düzenlemeler ile bu alanların insan müdahalesini önlemeye yönelik yaptırımları gevşeteceğine ve doğa alanlarının risk altına gireceğine dikkat çekti.

İlgili yönetmeliğin dayandırıldığı Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesine ait raporun kamuoyuyla paylaşılmadığı gibi söz konusu proje için konu üzerinde çalışan bilimsel STK’ların, akademik camia üyelerinin ve uzman tüzel kişilerin de görüşlerine danışılmadığı iddia edildi. Ayrıca yine söz konusu projede eksik, yanıltıcı bilgiler olduğu belirtildi.

ORMAN ALANLARI 1. DERECEDEN 3. DERECEYE DÜŞÜRÜLMÜŞ

TMMOB İKK’nın verilerine göre, Bornova ve Kemalpaşa için ilan edilen bölgede toplam 38 bin 523 hektar ormanlık alan bulunuyor. Güzelbahçe, Seferihisar ve Urla Orman İşletme Şeflikleri içinde bulunan doğal sit alanlarının toplam büyüklüğü ise 53 bin 910 hektar. Kalan 2045,4 hektarın ise özel ağaçlandırma sahası oluğunu ifade eden Yalçın, “Bu alanların hepsi biyolojik çeşitlilik açısından zengin ve korunması gereken alanlar. Konum itibarı ile dört milyonu aşan nüfusu barındıran bir kentin çevresinde olması nedeniyle ayrı bir değer taşımaktadır. Ancak davaya konu karar ile orman alanlarının %90 oranında 1. dereceden düşürülmüş yeni uygulamada 3. dereceye denk gelen sürdürülebilir kontrollü kullanım ve nitelikli koruma statüsüne düşürüldüğü görülmekte, aynı zamanda bu alanların bir bütünlük içinde değil parçalanarak koruma statülerinin belirlendiği görülmektedir” dedi.

GEDİZ DELTASI TEHLİKEDE

Yeni uygulama ile daha önceden 1. Derecede Doğal Sit Alanı olarak tescil edilmiş; Akdeniz Foku gibi nesli tükenmekte olan deniz canlılarına ev sahipliği yapan kıyı ve orman alanlarında “Kesin Korunacak Hassas Alan” koruma statüsüne yer verilmiyor. Dünyadaki her on flamingodan birinin yaşadığı ve RAMSAR sözleşmesi ile koruma alanı ilan edilen Gediz Deltası için ise yönetmelik “Kesin Korunacak Hassas Alan” olarak ilan edilmemiş.

YAĞMA EKONOMİSİ…

“Son yıllarda art arda gelen tüm bu yönetmelikler, sit derecelerindeki değişiklikler, üst ölçek plan kararları ve büyük ölçekli mega proje olan Körfez Geçişi ile İzmir için gelecekte çizilen senaryo; doğal ve kültürel dokusundan git gide uzaklaşan, ekolojik değerlerini kaybeden, betonlaşmaya teslim edilmiş, parça parça plan değişiklikleri ile yüksek rant artışlarının önünü açan, kıyılarını betona teslim eden rant talanı altında sağlıksız bir kente dönüştürüleceği endişesi yaratmaktadır.” diyen TMMOB İKK temsilcisi Yalçın, Çeşme Yarımadası ve Kemalpaşa gibi alanlarda yasal boşluklar ve mevzuat değişiklikleri ile bölgenin yağmalanacağını ve yapılaşmaya açılacağını iddia etti.

Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocaer ise derecelerin düşürülmesi ile ilgili rapora ulaşamadıklarına, hiçbir haritanın ilan edilmediğine dikkat çekti. Alaçatı’nın sit derecelerinin tamamen 3. Dereceye düşürülmesine tepki gösteren Kocaer, ormanların yok olmakla karşı karşıya olduğunu belirtti.

GİZLİ KAPAKLI BİR YAPILAŞMA BASKISI

Mevzuatla ilgili kamuoyunda algı yanılması yapıldığını söyleyen Doğa Derneği’nden Itri Levent Erkol, bölgenin yapılaşmasının önünün açıldığını ve bölgeyi imara açarak koruma yapılmasının çok yanlış olduğunu söyledi.

“Yeni yapılanmada 2. derecede doğal sit alanlarının orman vasfından çıkarılacak ve 3. derecedeki doğal sitlerin 2.derecede alanlara yerleştirilmesi bölgenin doğa vasıflarını kaybettirecek.” diyen Erkol, yeni düzenlemenin İzmir ve çevresini imara açarak bir yapılaşma baskısı kurulduğunu ve bu alanların İzmir’in sürdürülebilir konut alanı olması yönünde yapılan gizli kapaklı bir çalışma olduğunu ifade etti.

TMMOB İKK adına son olarak konuşan Melih Yalçın, "TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu olarak, bütüncül ve bilimsel bir yaklaşımla, şeffaf bir yol izlenerek doğal sitlerin yeniden değerlendirilmesi, korunması için yürüttüğümüz hukuki sürecin takipçisi olacağımızı ve kamu yararına aykırı her türlü uygulamanın karşısında olduğumuzu kamuoyu ile paylaşıyoruz” dedi.

Editör: Haber Merkezi