Gizem TABAN/İZ GAZETE- Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği(TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, kentte yaşanan şiddetli yağış ve meydana gelen sel felaketini değerlendirdi. Kınay, kontrollü ve uzun süreli yağışların toprağı ve kaynağı beslediğini ancak kısa ve uzun süreli şiddetli yağışların; kentleşme politikaları, plansız yapılaşma, ormansızlaşma, yeşil alanların kaybı, betonlaşma, altyapı eksiklikleri gibi süreçler nedeniyle sel ve afete dönüştüğünü söyledi. Kınay, kentlerin bu süreçlere hazırlıklı olması için; alt-yapı ve alan kullanımı sürecinin acil olarak iyileştirilmesi ve dirençli kent kavramı üzerinden çevresel altyapısı ve afet yönetimi organizasyonuna yönelik çalışmaların bir an önce gerçekleştirmesi gerektiğini de kaydetti.

‘TOPRAĞI VE SU KAYNAKLARINI BESLEMESİ GEREKİRKEN…’
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden paylaşılan verilerde 2 Şubat 2021 tarihi itibariyle İzmir’de 24 saatlik toplam yağış miktarı olarak metrekareye 124 kilogram yağış düştüğü ve yağışın devam edeceğinin açıklandığı belirten ÇMO İzmir Şube Başkanı Kınay, “İzmir’de en yüksek yağışın 29 Eylül 2006 tarihinde metrekareye 145,3 kilogram olarak kaydedildiği bilgisini dikkate aldığımızda kentte kısa sürede yaşanan şiddetli ve miktarı yüksek yağışların, toprağı ve su kaynaklarını beslemesi gerekirken sel ve afete dönüştüğü bir süreci yaşıyoruz” dedi.

YAĞIŞLARIN SEL VE AFETE DÖNÜŞMESİNİN NEDENLERİNİ AÇIKLADI
Yağışların etkisine ilişkin açıklamalarda bulunan Kınay, “Yağış kontrollü ve uzun süreli yağdığında toprağı ve kaynaklarımızı besliyor. Ancak kısa ve uzun süreli şiddetli yağışlar; kentleşme politikalarımız, plansız yapılaşma, ormansızlaşma, yeşil alanların kaybı, betonlaşma, altyapı eksiklikleri gibi süreçler nedeniyle yağışların sel ve afete dönüşmesine yol açıyor. Bir taraftan yaşamsal ihtiyacımız olan suyun miktarı ve yağışla ilgili beklentiler yaşarken diğer taraftan insan eliyle yürüttüğümüz politikalar sonucu yaşamı tehdit eden zarar veren yönünü de yaşıyoruz” diye konuştu.

‘GEÇ OLMADAN KARARLILIKLA MÜCADELE EDİLMELİ’
Kentlerin bu tür süreçleri hazırlıklı olması için yapılması gereken çalışmalara yönelik konuşan Kınay, “Kentlerin bu süreçlere hazırlıklı olması için; alt-yapı ve alan kullanımı sürecinin acil olarak iyileştirilmesi ve dirençli kent kavramı üzerinden çevresel altyapısı ve afet yönetimi organizasyonuna yönelik çalışmaların bir an önce gerçekleştirmesi gerekiyor. Kentleşme, sanayileşme, madencilik, enerji benzeri faaliyetler, alan kullanım politikalarımız, plansız yapılaşma, ormansızlaşma, yeşil alanların kaybı, betonlaşma, altyapı eksiklikleri gibi süreçlerin sonucu olarak yaşadığımız yağışların sel ve afete dönüşmesi sonucuna karşı geç olmadan kararlılıkla mücadele edilmesi gerekiyor” açıklamasında bulundu.

Editör: Haber Merkezi