Foça Belediyesi ve Fosil Yakıt Karşıtı İnisiyatif işbirliği ile Reha Midilli Kültür Merkezi'nde düzenlenen panele, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Üyesi Metalürji Mühendisleri Odası Eski Başkanı Cemalettin Küçük, Bartın Platformu Prof. D. Erdoğan Atmış, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, Ege Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Eski Müdürü Prof. Dr. Ümit Erdem, Yırca Köyü Muhtarı Mustafa Akın konuşmacı olarak katıldı.

Panelin açılışında konuşan CHP'li Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ, halk sağlığı ve çevre temizliği için tehdit oluşturacak her türlü sanayi tesisinin faaliyetlerine ve yenilerinin kurulmasına karşı olduklarını belirtip, çevreci kuruluşların ve akademisyenlerin çalışmalarına destek verip, aynı safta olacaklarını söyledi.

"MAHKEME KARARLARINI AŞMAYA ÇALIŞIYORLAR"

TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Metalürji Mühendisleri Odası Eski Başkanı Cemalettin Küçük de termik santrallerin doğayı tahrip ederek, bu tesislerde çalışan işçilerin ve halkın sağlığını ölümcül biçimde tehdit ettiğini kaydetti. Küçük, "Her yıl 25 milyon ton hurda, ülkemize giriş yapmakta ve işlenmektedir. Uluslararası sermayeye hizmet eden bu durum, yoğun kirli enerjisiyle halkımızın sağlığını tehdit etmektedir. Çevreci kuruluşlar ve meslek odaları birlikleri, yeni kurulmak istenen termik santrallerin yapımını durdurmak için açtıkları adli davaları kazanıyorlar. Ancak, termik santral savunucuları, her seferinde yeni yönetmelikler ve yeni yasalar çıkararak, mahkemelerin yürütmeyi durdurma kararlarını aşmaya çalışıyorlar" dedi.

"YAŞAMA SAHİP ÇIKMA HAREKETİ"

Başta Amasra-Bartın yöresinde verilen çevre mücadelesi ile kurulmak istenen termik santrallere karşı başlatılyan hukuki ve sivil direniş süreçlerine değinen Prof. Dr. Erdoğan Atmış, "Termik santrallerdeki üretim için gerekli olan kömür, petrol ve doğalgaz yakıtlarının yıkıcı etkisi asla görmezden gelinemez. Avrupa'nın en gelişmiş ülkelerinden biri olarak bildiğimiz Almanya, bu yıkıcı etkileri tecrübe ederek, 2010 yılında 8 termik santralini kapatmıştır. Çin bile termik santral üretimini azaltmıştır. Ülkemizde, Hükümet tarafından, 2013 yılından itibaren yoğunlaşarak, termik santrallerin kurulması teşvik edilmektedir. Üstelik bu fırsatlar, ihtiyaca yönelik değildir. Rant sağlamak adına, planlama yapılmadan belli çevrelere kazanç sağlamak dağıtılmaktadır. Kömürle çalışan bu tesisler, teknik, ekonomik ve sağlık yönünden olumsuz etkilerinin yanı sıra; yabancı işgücü ve hammaddenin yurtdışından sağlanması dolayısıyla da ekonomik faydasızlık vermektedir. Hareketimiz, siyasi ya da çevreci bir hareket değil, yaşam sahip çıkma hareketidir" dedi.

"KARA ATLAS'A KARŞIYIZ"

Termik santrallerin sağlık yönünden olumsuz etkilerini aktaran Prof. Dr. Ali Osman Karababa, "Devletin resmi bilim kurumu TÜBİTAK tarafında, hazırlanan bir maddede, 'Cüruf yağmur suyu ile temas ettiğinde, içindeki zehirli atıklar, tüm çevreye ve tüm canlılara zarar verebilmektedir' denmektedir. Buna karşın bu tür tesislerin devlet tarafından kurulmak istenmesi ve ısrarla buna teşvik etmesi hayli düşündürücüdür. Ülkemizin farklı, bölgelerinde kurulmak istenen doğanın dengesini bozacak enerji santrallerine karşı, kadınlarımız yaşam hakkını savunmak için savaş veriyorlar. Bizde aynı güçle onların yanında yer almalıyız. İnsan sağlığı ve eko sisteme büyük zarar verecek olan Kara Atlas'a, ülkemizde kurulmak istenen 81 termik santrala karşıyız" diye konuştu.

"DİRENİŞ MAALESEF YETERLİ DEĞİL"

Ege Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Eski Müdürü Prof. Dr. Ümit Erdem de yöredeki kömürle çalışan sanayi tesislerinin İzmir'deki hava kalitesine olan etkilerini anlatan bilimsel bir sunum yaptı. Prof. Dr. Erdem, başta Aliağa olmak üzere, Kemalpaşa, Manisa ve Halkapınar'daki kömürlü sanayiden yayılan kirli duman, sülfür dioksit; yaz aylarında esen kuzey-güney rüzgarları ile taşınarak kendinden çok uzaktaki yaşam alanlarını bile tehdit edip, zehirlediğine dikkati çekti. Ancak, halkın kendi varlığını bu denli büyük bir tehlikeye atan bu konuda bile yeterince duyarlı olmadığını vurğulayan Prof. Dr. Erdem, "Direniş, maalesef yeterli değil" dedi.

"KAZANMAK İÇİN MÜCADALE ETMEK GERİKİYOR"

Muhtarı olduğu Soma'daki 130 haneli kırsal Yırca Mahallesi'ndeki çevre mücadelesini ve sivil direnişin öyküsünü aktaran Mustafa Akın da şunları söyledi:

"Mahallemizin 1981 yılında kurulan termik santrale mesafesi 1,5 kilometre. Ona ait bir kül barajı doldu, ikincisi de dolmak üzere. Köyümüzde eskiden tütün ekilmekteydi, tarım politikaları ve çevre kirliliği sebebiyle 90'lı yıllardan itibaren zeytinciliğe geçildi. Zeytinlik alanlarımıza kurulmak istenen termik santral, köyümüze daha büyük zararlar verecekti. 15-20 kişi ile başlayan tepkimiz giderek büyüdü. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, Greenpeace ve çevreciler, bize büyük destek verdiler. Kadınlarımızla, çocuklarımızla, gençlerimizle birlikte bir direniş sürecine girdik. Ancak, çok şükür bu süreci direnişimizle durdurabildik. Kesilen ağaçlarımızın yerine planladığımız 16 bin zeytin fidanının dikimini bu yıl içerisinde tamamlamak istiyoruz. Kazanmak için haklı olmak yetmiyor, kazanmak için mücadele etmek gerekiyor."


FOÇA (İzmir), (DHA)

Editör: Haber Merkezi