AKP Hükümeti ve sermayenin İzmir'e yönelik yağma ve talan planlarına karşı kent hakkı mücadelesinin ortaklaştırılması için "İzmir'e Sahip Çık Platformu" kuruldu.

AKP Hükümeti ve sermayenin İzmir'e yönelik yağma ve talan planlarına karşı kent hakkı mücadelesinin ortaklaştırılması için "İzmir'e Sahip Çık Platformu" kuruldu. Platformun kuruluşu ile ilgili İzmir Mimarlık Merkezinde bir basın toplantısı gerçekleştirildi. Basın toplantısında platformu oluturan 38 kurum adına ortak metni okuyan Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocaer, İstanbul’da ranta çevrilecek alanlar azaldıkça, yağmacı sermayenin gözünü İzmir’de ranta çevrilecek alanlara diktiğini belirtti. Kocaer, "Tarım alanları, meralar, makilik ve fundalık alanlar gibi doğal alanlarımızın, üst ölçek plan kararları ile yapılaşmaya açılmasının ardında, siyasi iktidarın 2025 yılı için öngördüğü gerçekçi olmayan yüksek nüfus öngörülerinin bulunduğunu ortaya çıkarmaktadır. Bu nüfus için planda önerilen yapılaşmaların yanına eklenecek olan sulak alan değişiklikleri ve doğal sitlerdeki değişiklikler ile özellikle ekolojik anlamda birçok önemli değeri barındıran Çeşme yarımadası yapılaşma baskısıyla büyük bir tehdit altına girecektir" dedi. 

‘BU GİDİŞAT BİR AN ÖNCE ENGELLENMELİDİR’

Körfez Geçiş Projesinin, kuzeyde yapım aşamasında olan İstanbul Otoyolu ile Çiğli’de sulak alanların ve Kuş Cenneti’nin olduğu bölgeden güneyde doğal sit statüsü değiştirilen İnciraltı ve Çeşme yarımadasını birbirine bağlayacağına dikkat çeken Kocaer, "Tüm bu ardı ardına gelen yönetmelik, sit derecelerindeki değişiklikler, üst ölçek plan kararları ve mega proje niteliğindeki İzmir Körfez Geçişi (İKG) Projesi ile İzmir için gelecekte çizilen senaryonun; doğal yapısından gitgide uzaklaşan, ekolojik değerlerini kaybeden, betonlaşmaya teslim edilmiş, parça parça plan değişiklikleri ile yüksek rant artışlarının önünü açan, kıyılarını betona teslim eden rant talanı altında sağlıksız bir kent olacağı ortadadır. Bu gidişat bir an önce engellenmelidir. Yoksa Ege’nin incisi İzmir; tarihi, kültürel ve doğal hiçbir değerini geleceğe taşıyamayacaktır" diye konuştu.

‘İZMİR İSTANBUL OLMASIN’  İSTENİYORSA

İzmir üzerinde planlanan rant politikalarının en önemli aracının imar planları oyduğunu aktaran Kocaer, “İzmir’in İstanbul olması” istenmiyorsa buradan başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm İzmir halkına sesleniyoruz. Sözünü ettiğimiz talan projelerine bugün karşı çıkmazsak yarın çok geç olacak. Güzel İzmir’imizin tarihi, kültürel, doğal bütün değerleri gözümüzün önünde bir bir yok olup gidecektir. İzmir’e dayatılan bu rant ve talan politikalarına hukuki, siyasi tüm yolları kullanarak karşı çıkmamız gerekmektedir" diye konuştu. 

Kocaer bu karşı çıkışın daha koordineli ve örgütlü gerçekleştirilmesi doğrultusunda 38 kurumun “İzmir'e Sahip Çık Platformu”nda bir araya geldiğini vurgulayan Kocaer, "Bu birlikteliğin genişleyerek güçleneceğine inanıyor; doğa, kültür ve tarih talanına karşı kentimizin geleceği için mücadele vermek isteyen tüm meslek örgütü, sendika, demokratik kitle örgütü ve yurttaşları platformumuza ve platform çalışmalarına dâhil olarak İzmir’e sahip çıkmaya davet ediyoruz" dedi.

İZMİR'E SAHİP ÇIK PLATFORMU'NDAKİ KURUMLAR

Bayraklı Kent Konseyi, İzmir Düşünce Topluluğu, Bornova Halk Forumu, İzmir Kent Konseyi, Buca Kent Konseyi, Karabağlar Kent Konseyi, Çeşme Kent Konseyi, Karaburun Kent Konseyi, DİSK Ege Bölge Temsilciliği, Karşıyaka Kent Konseyi, Doğa Derneği, KESK İzmir Şubeler Platformu, EGEÇEP, Konak Kent Konseyi, Emek Partisi, Menemen Kent Konseyi, Flamingoma Dokunma, Narlıdere Kent Konseyi, Foça Çevre Platformu, Praksis Müzik Kolektifi, Foça Kent Konseyi, Seferihisar Kent Konseyi, Gaziemir Kent Konseyi, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi, Güzelbahçe Kent Konseyi, Türkiye Komünist Partisi, İzmir Kent Komitesi, Halkevleri, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, Haziran Ekoloji Meclisi, Urla Çevre Platformu,
Halkların Demokratik Kongresi Ekoloji Komisyonu, Yeni Foça Halk Forumu, Halkların Demokratik Partisi, Yeşil Sol Parti, İZÇEP    

Editör: Haber Merkezi