Seferihisar Tepecik Mahallesi Errahman mevkiinde bulunan 4445-7 parselde bulunan bir hafriyat şirketine ait alan, mandalina üreticilerinin tepkisine neden oldu. Söz konusu hafriyat alanının yakınlarında mandalina bahçesi olan 15 üretici, 1 yıldır faaliyet gösteren şirketin çalışmaları nedeniyle mağdur.

Seferihisar Belediyesi, Seferihisar Kaymakamlığı ve İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne şikayetlerini ileten üreticiler, ürünlerinin kum ve tozdan etkilenerek kalitesinin düştüğünü ve ürünlerinde hastalık ortaya çıktığını iddia etti.

Başvurdukları kurumlardan biri olan Seferihisar Belediyesi’nden alınan “Şantiye faaliyeti gösteren şahıs hafriyat işleri esnasında oluşan toza ve toprak oluşumuna karşı uyarılmıştır.” cevabını yeterli bulmayan üreticiler gazetemize konuştu.

KURUMLARA ŞİKAYET EDİLDİ

Moloz yığınlarından dolayı hem ürün kaybına hem de kalite kaybına uğradıklarını iddia eden mandalina üreticisi Ali İhsan Çetinkaya “Biz burada mandalina üreticileriyiz. Seferihisar’ın ne kadar moloz yığını varsa buraya dökülmekte. Burada kumlar elenip satılıyor. Mağduruz ve buranın kaldırılmasını istiyoruz.” şeklinde konuştu. Çetinkaya, kurumlara yaptıkları başvuruları şu sözlerle özetledi; “Mayıs ayında Seferihisar Kaymakamlığı’na dilekçe verdik. Kaymakamlık, konuyu Seferihisar Belediyesi’ne ileteceğini belirtti. Ben İlçe Tarım Müdürlüğü’ne konunun iletilmesini istedim ancak henüz bir sonuç çıkmadı. Süreci takip ediyoruz. Hafriyat alanının ruhsatı olup olmadığını da ortaya çıkarmak istiyoruz.”

Hafriyat alanının 1. sınıf tarım arazisi olduğunu bu yüzden de alanda tarım dışı faaliyet yapılamayacağını ileri süren Çetinkaya, Seferihisar Belediyesi’ne yaptıkları başvuruya verilen cevabı yeterli bulmayarak “Belediyeye verdiğimiz dilekçeye verilen cevap ilgisizdi. Şantiye sahibine toz kalkmaması yönünde uyarı yapmışlar sadece. 12 dekarlık bir hafriyat alanı söz konusu. 1. sınıf tarım arazisinde hafriyat işi yapılamaz.” ifadeleri ile tepkisini dile getirdi.

ÜRÜNLER HASTALANIYOR, SATIŞ YAPILAMIYOR

Ürünlerinde oluşan hastalıkla baş edemediklerinin altını çizen üretici, ürünlerine ilaç atmak zorunda kalmaktan endişe ettiklerini şu sözlerle açıkladı; “Ürünlerimizde çok fazla hastalık baş gösteriyor. Dolayısıyla ilaç kullanmak zorunda kalmak istemiyoruz. Ürünlerimizin halka zehirli olarak gitmesini de istemiyoruz.”

Bir başka üretici Fazıl Tuncer de Seferihisar’ın yerlisi olduğunun altını çizerek, “Burada bahçem var. Ürünlerimiz tozun neden olduğu kabuklu hastalığa maruz kalıyor. Tüccar ürünlerimizi almıyor, satış olmuyor.” ifadeleri ile mağduriyetini dile getirdi.

Üretici Aycan Karaçelik ise, Seferihisar Belediyesi’nin alanın şahış arazisi olduğunu belirten açıklamasına tepki göstererek “Buranın şahıs arazisi olduğunu söylüyorlar; oysa burası 1. sınıf tarım arazisi. Peki burası imara açıldı da bizim mi haberimiz yok? Ruhsat Müdürlüğü ile görüştüğümüzde bize haklı olduğumuzu, hafriyata yer bulamadıklarını, hafriyatçıların ekmek yediklerini söylüyorlar. Onlar ekmek yiyor da biz ne yiyoruz?” şeklinde konuştu.

Hamdi Uğur da mağduriyetlerinin gidermesini talep ederek Seferihisar Belediyesi ve Seferihisar Kaymakamlığı’na şu sözlerle çağrıda bulundu; “Ürünlerimizde yaşadığımız hastalığın nedeni, hafriyat ve kurumların davranışları. Ruhsatsız bir alan burası; bu da şikayetimizi haklı kılıyor. Biz bunu ortaya çıkarmak için birçok kuruma başvuru yaptık, ulaşmaya çalıştık. Esen bir rüzgarla ürünlerimiz ve burada yaşayan halk kum içinde kalıyor. Bundan burada evi olan insanlar da şikayetçi. Belediye ve kaymakamlık sorunumuza çözüm bulmalı bize destek olmalı.”

“KANUNA GÖRE YASAK”

Konu ile ilgili görüşüne başvurduğumuz TMMOB İzmir Ziraat Mühendisleri Oda Başkanı Tevfik Türk, tarım alanlarının amaç dışı kullanımının yasak olduğunu hatırlatarak, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanuna dikkat çekti. “Tarım alanlarının etrafında tarımsal bütünlüğü bozacak şekilde hafriyat alanı bulunması kanuna göre yasaktır. Bu işlemlerin yapılabilmesi için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden ve belediyeden izin alınması gerekir.” diyen Türk, hafriyatın tarımsal ürünler üzerinde birçok zararı olduğunu da söyledi. Türk şöyle konuştu; “Tozlar, tarımsal zararlılar etraftaki ürünlere zarar verir. Tarımsal zararlıların bu bölgede çoğalmasını sağlar. Özellikle kırmızı örümcek gibi hastalıklarla karşılaşabilirler.”

ÇEVRE SAĞLIĞINA OLUMSUZ ETKİLERİ

TMMOB Çevre Mühendisleri Oda Başkanı Helil İnay Kıray da, tarım alanlarında hafriyat atıklarının etkilerini şu sözlerle ortaya koydu; “Kontrolsüz atılan hafriyat malzemeleri ya da buna yönelik tesislerin yarattığı çevresel kirlilik ve etkileri en önemli sorunlardan. Atıklardan kaynaklı başta toz etkisi olmak üzere bölgede çevre ve canlı sağlığı açısından olumsuz etkiler bulunmakta. Özellikle tarım arazileri, yerleşim alanları, orman alanları gibi özel alanlarda bulunan tesislerin yarattığı olumsuzlukların etkilerini büyütüyor.”

İzmir Büyükşehir Belediyesince “Hafriyat Toprağı, İnşaat/Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” ve “Atıkların Düzenli Depolanmasına Dair Yönetmeliğe İlişkin Genelge” gereği İzmir İlinde hafriyat toprağı sahası olarak kullanılabilecek alanlarda gerekli incelemeler ve değerlendirmeler yapılarak “Hafriyat Toprağı Depolama Sahası/Geri Kazanım İzin Belgesi” düzenlendiğini hatırlatan Kıray, atıkların oluştuğu alandan geri kazanım ve bertaraf amacı ile belirlenmiş alanlara taşınması, alanda gerçekleştirilecek işlemler ve alanın rehabilitasyonu sürecine ilişkin çevresel etkilerinin de denetimlerinin çok etkin bir şekilde yönetilmesi gerektiğinin altını çizdi.

 

(ASYA YAŞARİKİZ / YENİ HABER)

Editör: Haber Merkezi