ÖZLEM KARA/İZGAZETE - Çeşme’nin Germiyan Mahallesi’nde kurulmak istenen RES kararına itiraz eden Ege Çevre ve Kültür Platformu(EGEÇEP), Germiyan köylüleri ve çevreciler İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde basın açıklaması gerçekleştirdi Basın açıklamasını Germiyan köylülerinden Sosyolog Dr. Engin Önen okudu. Açıklamada, tesislerin tamamının meralara, orman alanlarına ve bazen de özel mülklere el koyularak kurulduğu ve Valilerin verdiği ‘Çed kapsam dışı’ belgesi ile resmiyet kazandığı öne sürüldü. Ayrıca, RES’lerin kuruluşunda çevreye etkisi ve yerel halkın tercihlerinin dikkate alınmadığı belirtildi.

“TELAFİSİ İMKANSIZ TAHRİBATLAR YARATILDI”

Önen, Güral Porselen Şirketinin köylüleri, çevrecileri ve uzmanların uyarılarını dikkate almayıp birçok ağaç ve  tarihi kalıntıların bir kısmını yok olduğunu söyledi. Önen sözlerine şöyle  devam etti:  “Minimum maliyet ve maksimum kar ilkesiyle ana yol ve enerji nakil hatlarına yakın yerlerde dikilen bu dev kanatlar, görüntü ve gürültü kirliliği ile köylülerin gündelik yaşamında çok sayıda olumsuz etkiye yol açmıştır. Tarım alanları ve diğer canlılar üzerindeki etkileri ise hiç araştırılmamıştır. Meraları, orman alanlarını ve bazen de özel mülklere el koyarak kurulan bu tesislerin tamamı, Valilerin verdiği “Ced kapsam dışı” belgesi ile resmiyet kazanmıştır. Yani çevreye etkisi ve yerel halkın tercihleri hiç dikkate alınmamıştır. Çeşme’nin Germiyan Köyü/Kislecik mevkiinde, 2016 yılında yine Valiliğin kanunda hile yoluyla, aynı belgeyi vermesi sonucu Güral Porselen tarafından RES girişimi olmuştu. Köylülerin açtığı dava sonucunda İzmir 4. İdari Mahkemesi “ced kapsam dışı” belgesini iptal etmiş ve “bu bölgenin korunması gereken hassas bölge olduğunu” karar bağlamış ve ayrıca “bu girişimin çevreye etkisinin alt sınırının belirlenemeyeceği” hükmüne varmıştır. Aynı karar 2017 yılında Danıştay 14. Daire tarafından onaylanarak kesinleşmiştir. Bu kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen, aynı şirket, yine kapasite düşürdüğünü söyleyerek, “ced kapsam dışı” belgesi almış ve hukukun “korunması gereken hassas bölge” ilan ettiği yerde iş makineleri ile telafisi imkansız tahribatlar yaratmıştır. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü, kuruluş gerekçesine ve kesinleşmiş mahkeme kararlarına aykırı olarak ruhsat vermek suretiyle, Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu da görev ve sorumluluğunu yerine getirmeyerek bu tahribatta rol almıştır. Kendilerine 2016 yılında uzman arkeologlar tarafından tescil talebi ile verilen raporlar hakkında herhangi bir işlem yapmamışlardır. Söz konusu şirketi bu hukuksuz girişiminden dolayı tekrar mahkemeye vermiş bulunuyoruz. Görevini yapmayan ya da kötüye kullanan bu kurumlar hakkında da suç duyurusunda bulunuyoruz. Köyümüzü yaşanmaz hale getiren ve kültürel miras tahribatı yaratanların, yasal ve sivil haklarımızı kullanarak, takipçisi olacağız.”

Editör: Haber Merkezi