TAYLAN YILDIRIM - Karaburun, RES projeleri ve halkın onlara karşı verdiği hukuk mücadelesiyle sık sık gündeme gelen ilçelerden birisi oldu. Karaburun Sarpıncık'a 14 türbin direkli projenin hazırlıklarının başlamasıyla birlikte, çevreciler ve ilçe halkı hukuk mücadelesi başlattı. Çevreciler adına onların gönüllü avukatlığını üstlenen Cem Altıparmak'ın açtığı dava sonrasında, İzmir 5'inci İdare Mahkemesi, 'ÇED olumlu' kararını iptal etti. 22 Ekim 2015 tarihinde verilen bu karardan 5 gün sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bir kez daha 'ÇED olumlu' kararı verdi. Çevrecilerin bir kez daha açtığı davaya bakan İzmir 6'ncı İdare Mahkemesi, önce 29 Ocak 2016 tarihinde yürütmeyi durdurdu.

PROJENİN, İMAR PLANINA İPTAL KARARI ÇIKTI

Yürütmenin durdurulmasının daha sonra mahkeme tarafından kaldırılmasıyla, şantiye kurulan ve türbin direklerinin kurulması çalışmalarına başlanan Sarpıncık RES projesi için, bu kez İzmir 1'inci İdare Mahkemesi'nden, imar planlarına yönelik karar çıktı. Mahkeme, proje için yapılan imar planlarını iptal etti. Aynı proje için 2016 yılının Mayıs ayında imar planı yenilendi. Bu imar planı uyarınca da, iki iş insanının devletten kiralayıp binlerce zeytin ağacı diktikleri 250 hektarın 15 hektarlık bölümü, bu kez de RES projesi için başka bir firmaya tahsis edildi. Bu karar doğrultusunda da RES projesini gerçekleştiren firma, zeytinliğe girdi 8 yaşındaki, ürün veren 322 ağacı kesip türbin direklerini dikti. İşadamları verilen emeklerinin yanı sıra zeytin ağaçları için de hukuk mücadelesi başlattı. İdare mahkemesi bir kez daha planlar için iptal kararı verdi. İptal kararından sonra iş insanları her bir zeytin ağacı için tazminat talebinde bulunup Karaburun Sulh Hukuk Mahkemesi'ne dava açtı.

BOŞ ARAZİYİ AĞAÇLANDIRDILAR

Davanın avukatlarından Cem Altıparmak, "Bu davada Karaburun Sarpıncık RES projesinin imar planlarının iptalini istedik. Davacılar mülkiyeti hazineye ait olan kıraç bir taşınmazı, zeytin ağaçlandırması yapmak şartı ile kiraladılar. 10 yıl boyunca inanılmaz emekle dağı taşı ağaçlandırdılar. Çok başarılı bir zeytin ağaçlandırması yaptılar. Ağaçlandırmanın başarıya ulaştığına dair hem İzmir Ziraat Odası hem de Karaburun Sulh Hukuk Mahkemesi raporları da var. İmar Kanunu'nun 11'inci maddesi, mülkiyeti hazineye ait olup da ağaçlandırma amacıyla kiralanan ve ağaçlandırma projesi başarıya ulaşan taşınmazların başka bir amaçla kullanılamayacağını düzenliyor. Bu kanun maddesine rağmen, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Sarpıncık RES projesi için hazırladığı imar planlarında projeye ait bir türbin direği davacıların ağaçlandırma sahasına denk geliyor. Karaburun Mal Müdürlüğü, türbin yerine denk gelen 15 hektarlık zeytinlik sahasını davacılardan geriye alıyor ve yatırımcı firmaya tahsis ediyor. Yatırımcı firma da türbin kuracağım diye araziye girip ağaçları kesiyor ve alanı dümdüz ediyor. Biz idarenin bu tasarrufunun kanuna açıkça aykırı olduğunu söylememize karşın, o dönemde bu kesime engel olmadık. Yaptığımız suç duyuruları da sonuçsuz kaldı. Ancak şimdi mahkeme, tam da bizim savunduğumuz gibi karar verdi ve 'Ağaçlandırma projesi başarıya ulaşmış araziler üzerinde, ne gerekçe ile olursa olsun, ister RES, ister maden, ister başka bir proje uygulayamazsınız' dedi ve projenin imar planlarını iptal etti" diye konuştu.

Kanunun da çok açık olduğunu vurgulayan Cem Altıparmak, "Ağaçlandırma sahasının illaki zeytinlik olması da gerekmiyor. İster zeytin, ister narenciye, isterse de bir başka ağaç türü olsun, hazineden kiraladığınız arazi üzerinde eğer başarılı bir ağaçlandırma yapmış iseniz, bu araziyi kimse sizden geri alamaz. Bu karar, Karaburun'daki diğer projeleri de etkileyecektir. Çünkü sadece Sarpıncık RES'te değil, bölgede ciddi bir sorun haline gelen farklı RES projelerinde de benzer şekilde ağaçlandırma sahalarına türbin denk geldiği için arazileri elerinden alınan kiracılar var. Onların da onlarca yıllık emeği, bu tür kanun dışı uygulamalarla yok edildi. Bu karar, davacılarla aynı mağduriyeti yaşayanların, ağaçlandırma projelerinin başarıya ulaştığına dair rapor alarak, sahalarını geri almaya yönelik yasal başvurularda bulunmalarının da önünü açıyor. Bu davada alınan karar, benzeri projelerle yaşam ve geçim alanları yağmalananların haklı tepkilerine verilen güzel bir cevap niteliğindedir" dedi.

DHA

Editör: Haber Merkezi