Son bir haftadır gündemimiz Salda Gölü’ne yapılacak ‘Millet Bahçesi’ adlı kıyım ve Kaz Dağları’ndaki doğa katliamı. Geçenlerde sosyal medyada bir pankart gördüm, Kaz Dağları savunucularından 4 kadının elinde. Dayanamayıp paylaştım da… ‘ALTINcı FİLO KAZ DAĞLARINDAN DEFOL’ yazıyordu pankartta. ‘6. Filo’ ile yapılan gönderme golf topu gibi delik etrafında dönerken ve deliğe girdi mi, girecek mi derken, sağ olsun katliamı gerçekleştiren Alamos Gold firmasının CEO’su John McCluskey topu deliğe soktu. John Bey birkaç gün önce kendi ülkesinde katıldığı bir televizyon programında aynen şu ifadeleri kullanıyor; “Mütavazı bir yatırım yaptık. Üretime 2020 yılında başlayacağız ve 15 yıl sürecek. Türk Lirası’nın değer kaybı maliyetleri düşürdü. Yabancı işçi çalıştırmayacağız çünkü Türkler taş taşımada çok iyiler.”

Mr. McCluskey haklı biz taş taşımada da, ağır kaldırmada iyiyizdir. Zira Çanakkale Savaşı’nın sembollerinden olan Balıkesirli Seyit Onbaşı’nın tek başına kaldırdığı top mermisinin ağırlığı 200 kilogramın üzerindeydi…

Salda Gölü ve Kaz Dağları’ndan ziyade bu yazının konusu Şirince’de doğa ve tarım katliamına sebep olacak mermer ocağı. Mermer ocaklarının çevresine nasıl zararlar verdiğini öğrenmek hiç de zor değil. Bu zararlarla ilgili binlerce haber, yüzlerce makale bulmak mümkün. Yaşama topyekûn zarar vereceğini söylersek abartmış olmayız. Doğaya, yerleşim yerine yakın olması sebebiyle insana, tarıma, turizme zarar verecek. Tarihi dokuya, kültürel mirasa onarılamaz bir tahribata neden olacak.

İlginç bir detay da projenin onay alması durumunda Şirince ve Belevi arasına kurulacak olan mermer ocağını müteahhit Ruçhan Abaylı’nın işletecek olması. Kendisi Torbalı, Selçuk gibi ilçelerde konut yapan bir müteahhitmiş aynı zamanda. Ayrıca 2013 yılının Ağustos ayında Türkiye genelinde ruhsatı iptal edilen 131 madenden bir tanesinin sahibi de. Ruhsat iptalinin sebebinde ise aynen şöyle yazıyor: ‘Ruhsat sahiplerinin Maden Kanunu’nun ilgili hükümlerine aykırı hareket etmeleri ve/veya yükümlülüklerini yerine getirmemeleri nedeniyle ruhsatları iptal edilmiştir.’ 

Zaten bu ülkede madencilik devlet gelip ruhsat iptal edene kadar devam eder. Ruhsat iptal edildikten sonra hop başka yere… Çünkü yasal yükümlülükler, işçi sağlığı ve güvenli tedbirleri ile doğa için alınacak önlemler, alınabilecek cezadan çok daha pahalıdır patronlar için. İnsan hayatı, doğa kimin umurunda… Yoksa Soma’yı, Ermenek’i yaşar mıydık yakın zamanda?

Şirince gibi ziyaretçisi eksik olmayan bir turizm köyünü, üzüm, şeftali ve zeytin başta olmak üzere bir tarım toprağını, doğasıyla ve evleriyle bir bütün olan manzarasına bakmaya doyamadığımız bir yeri daha kaybedeceğiz bu proje onaylanırsa. Daha Meryem Ana’sından, Matematik Köyü’nden bahsetmedik bile…

Sabahattin Ali’nin Sırça Köşk kitabında yer alan Çirkince (Şirince) adlı öyküsünde 50 yıldır Çirkince’de yaşayan bir köylü öykünün kahramanına şöyle der; “Sen sahipli memleketi sahipsiz eden beylerin yakasına yapış.” Şirince sahipsiz değil. 7’den 70’e her siyasi görüşten savunanı var. Aynen Şirincelilerin, Selçukluların, İzmirlilerin ve doğa severlerin dediği gibi #başkaŞirinceyok...