Umut KARAKOYUN - İzmir'in seracılıkla öne çıkan ilçesi Menderes'in Ataköy Mahallesi'nde kurulmak istenen kalker ocağı ve kırma eleme tesisi için, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci başlatıldı. Proje için mahalledeki kahvehanede halkın katılımı toplantısı düzenlendi. Fakat mahalle sakinleri, doğanın ve yetiştirdikleri domates, biber, salatalık, roka, maydanoz gibi ürünlerin zarar göreceğini belirterek, toplantıyı yaptırmadı. Vatandaşlar, bölgede ayrıca İzmir'in içme suyunu karşılayan Tahtalı Barajı'nın bulunduğunu da hatırlattı.

Menderes ilçesine bağlı olan kırsal Ataköy Mahallesi'nde, bir firma tarafından kalker ocağı ve kırma eleme tesisi kurulması için ÇED süreci başlatıldı. Proje için Ataköy Mahallesi'ndeki kahvehanede halkın katılımı toplantısı düzenlendi. Taşocağının kurulmak istendiği yerin mahalleye 8 kilometre uzaklıkta bulunduğunu belirten vatandaşlar, toplantıyı protesto etti. Meydanda toplanan ve slogan atan bölge halkı, 5 mahalleyi birden etkileyeceğini söyledikleri projenin, ilçede yapılan seracılığı da bitireceğini savundu. CHP'li Menderes Belediye Başkanı Mustafa Kayalar ve CHP İzmir eski Milletvekili Musa Çam da, mahalle sakinlerine destek verdi. Mustafa Kayalar, "Biz bu konuda vatandaşlarımıza destek vermeye geldik. Bizim amacımız doğanın kirlenmemesi, köylerin zarar görmemesi. Elimizden gelen tüm desteği vereceğiz. Taş ocağı yapılırsa tarımsal alanları zarar görecek. Yetiştirilen ürünler zarar görecek" dedi.

"SERACILIK AMBARI YOK OLACAK"

Musa Çam da, Menderes bölgesinin, büyük şirketler tarafından bu tür projeler için adeta bir üs olarak seçildiğini ileri sürdü. Bölgenin, seracılık anlamında Türkiye'nin ambarı konumunda olduğunu söyleyen Çam, "Karakuyu Mahallesi'nde zaten faal olan bir taşocağı var. İkincisinin de kapasitesi arttırılmak istendi ama bu vatandaşlar tarafından engellendi. Şimdi 5 köyün tam merkezinde olan yere ruhsat verilmek isteniyor. Burada su yatakları da var. Projeye izin verildiği takdirde, mahalleler tasfiye edilmiş olacak. Buna izin vermemek gerekiyor. İzmir ve Ege'nin seracılık ambarı yok olacak" diye konuştu.

"ANTALYA'DAN SONRA İKİNCİ SERACILIK ALANI"

Mahalle sakinlerinden Munise Baş (65), "Köyümüzün havasını kirletecekler. Köyümüz çok güzel. Yeşili ve tarım ürünleri ile ünlü. Bu güzelliği bozamazlar. Taş ocağı istemiyoruz. Temiz ve çevreci bir fabrika kursunlar. Gençlerimiz işsiz, onlar çalışsın ama sağlığımızı bozmasınlar. Buradan tüm Türkiye'ye ve yurtdışına sebze gidiyor" dedi. Mukaddes Erol (42) da, "Böyle giderse gelecek nesillere kötü bir doğa bırakacağız" diye konuştu. Veli Baş ise, mahallede seracılığın yapıldığını ve bölgenin seracılık alanında Antalya'dan sonra Türkiye'de ikinci sırada olduğunu kaydederek, "Taş ocakları yapılmamalı. Çünkü bu seracılığa ve doğaya büyük zarar verecek. Yapılmaması için sonuna kadar mücadele edeceğiz" dedi.

'İZMİR'E İÇME SUYU SAĞLAYAN BARAJ DA ETKİLENECEK'

Çiftçi Malları Koruma Başkanı Metin Uslu da, buradan salatalık, biber, domates, roka, maydanoz gibi sebzelerin tüm Türkiye'ye gönderildiğini ifade ederek, şunları söyledi: "Burası turizm açısından da çok önemli ve turizmi baltalayacaklar. Ayrıca proje sahası İzmir'e su taşıyan Tahtalı Barajı'na 5 kilometre uzaklıkta. Bu baraj da çalışmalardan etkilenecek. Ahmetbeyli Mahallesi'nde tarihi antik kent var. Sadece tarım değil, turizm, içme suyu, doğa da zarar görecek. Patlatma işlemleri yapıldığında, yeraltı sularının yönü değişecek. Bizim çiftçimiz yetiştirdiği ürünlerine su sağlayamayacak. Burada su kalmayacak. Yapılacak olan taş ocağı sadece bölgeyi değil tüm İzmir'i etkileyecek. Neslimiz zarar görecek. O nedenle biz burada taş ocağı istemiyoruz."

Vatandaşlar, taşocağının yapılmaması için imza topladıktan sonra, dağıldı.

DHA

Editör: Haber Merkezi